Tansel Kolcu yazdı.
11 yıllık şampiyonluk ve 38 yıllık şampiyonluk kutlaması özlemimize son verip, tüm Trabzonspor camiasını sevince boğan, görev yaptığı 5 yıl içerisinde Trabzonspor’a, 1 Süper lig, 1 Türkiye Kupası ve 2 Süper Kupa şampiyonluğu yaşatan Sayın Ahmet Ağaoğlu, yönetimin aldığı olağanüstü kongre kararının ardından istifa ederek, görevinden ayrıldı. Daha önceki yazılarımda, Sayın Ahmet Ağaoğlu’nu, görev yaptığı dönem içerisindeki başarılarından dolayı bir çok defa tebrik etmiş fakat yaptığı yanlışlarda da bir çok defa tenkit etmiştim. Öncelikle, bir Trabzonspor sevdalısı olarak Sayın Ahmet Ağaoğlu’na, Trabzonspor’a kazandırdığı bu başarılar nedeniyle bir kez daha teşekkür ediyor, daha sonraki dönemlerde Trabzonspor’da görev alma ihtimalini de düşünerek, yaşadığı olumsuzluklar ve deneyimlerden çıkardığı derslerle, yeni başlangıçlara hazır olmasını diliyorum.
Sayın Ahmet Ağaoğlu, görev yaptığı süre içerisinde, belki ekonomik şartların, belki de siyasi iklimin etkisi ile olsun, sanırım birçok şeyi yapmak isteyip yapamamış, belki de yapmak istemediği şeyleri de yapmak zorunda kalmış olabilir. Sanırım, bunları ilerleyen günlerde öğrenme fırsatımız olabilir. Geçen sezonu şampiyon olarak tamamlamış bir takımın, nasıl olup da bugün bu noktaya geldiği konusunda, tabii ki bizim de naçizane tahminlerimiz var. Sayın Ahmet Ağaoğlu’na; “ Geçmişe dönseniz neyi yapmazdınız ?” diye sorulsa, sanırım “ Transferi hoca’ya bırakmazdım.” diye cevap verecektir. Dünyanın üst düzey kulüplerinde transferler, scout ekiplerinin önerisi ile yapılır. Transferi Hoca’ya bırakıp, kulübün geleceğini maceraya atmazlar. Trabzonspor, önceki dönemlerde 3 kez Ersun Yanal ile çalışmış ve bu dönemlerde Hoca’nın isteği ile yapılan transferler nedeniyle bozulan ekonominin düzelemediği bilinmesine rağmen, bundan ders alınamamış olacak ki, Abdullah Hoca’ya da göreve başlaması ile birlikte bu imkan verilmiştir. Hoca’nın isteğiyle, şampiyonluktan sonra takımın dağıtılması ve yapılan aşırı ve gereksiz transferler nedeni ile sportif ve mali başarısızlık sonucu kulüp, 3 Avrupa Kupasından elenmiş, lig yarışından kopmuş ve bugün borcunu ödeyemez duruma gelmiştir. Daha önce de Başakşehir ve Beşiktaş’ı çalıştırırken yaptığı yanlış ve pahalı transferler ile iki kulübün de ekonomisini zor durumlara düşüren Abdullah Hoca, nihayet Trabzonspor’u da, bugün içinden çıkılamaz bir duruma sokmuştur. Geçen haftaki yazımda, “Trabzonspor’un bugünkü ekonomik durumunun ve başarısızlığının hesabını vermek zorundasınız.” demiştim. Sayın Ahmet Ağaoğlu, istifa ederek sorumluluğu üzerine alırken, Abdullah Avcı, hiç bir şey olmamış gibi görevine devam edemez. Kendisi Ertuğrul Doğan’ın ısrarı ile göreve gelmiş olsa da ve sıklıkla Ertuğrul Doğan’a teşekkür etse de, göreve geldiğinde, Başkan Sayın Ahmet Ağaoğlu idi. Etik olarak kendisine yakışan davranış, Ahmet Ağaoğlu gibi sorumluluğu üzerine alıp, görevinden derhal istifa etmesidir…
Maç hakkında fazla konuşmaya gerek yok sanırım. Haftalar sonra Trabzonspor’un tek tesellisi olan, evinde maç kaybetmeme özelliği de, ligin sonuncusu Ümraniyespor’a 2-1 mağlup olarak sona ermiş oldu. Bir takımı, bir yıl içerisinde şampiyonluktan ekonomik çöküşe götüren süreçte görev alan herkes takımın geldiği bu noktadan sorumludur. Sayın Ahmet Ağaoğlu’nun istifası yetmez. Abdullah Hoca’nın transfer isteklerine hayır diyemeyen, bir savunma oyuncusuna sadece imza parası olarak 6.5 milyon Euro verilmesine onay veren ve Abdullah Hoca’nın sözleşmesi devam etmesine rağmen uzatan her kimse, o da bugün Abdullah Avcı ile birlikte Trabzonspor’a daha fazla zarar vermeden istifa etmelidir. Bu ay sonunda yapılacak Genel Kurul, bu mali tablonun hesabını mutlaka sormalıdır. Hesap verilmeden, şu an görevde olan hiç kimse, Başkanlığa aday olmamalıdır. Önce hesap lütfen…