Tansel Kolcu yazdı
Abdullah Avcı’nın görevden alınması sonrası, İhsan Derelioğlu idaresinde, Süper Ligin 4. haftasında deplasmanda Eyüpspor ile karşılaşan Trabzonspor, ligin ilk maçındaki Sivasspor deplasmanında olduğu gibi maçtan 0-0 berabere ayrılarak, 2 puan daha kaybetmiş oldu. Avrupa Ligi ve Avrupa Konferans Liginden peş peşe elenilmesi nedeni ile oldukça moralsiz ve isteksiz bir görüntü veren futbolcuların maça motive edilebilmesi, haliyle çok zor olacaktı ve İhsan Derelioğlu da maç öncesi konuşmasında bu konuya değinmişti. İlk yarı kaleyi bulan tek 1 şutu bile olmayan Trabzonspor, 2. yarı biraz daha oyuna motive olarak rakibe pozisyon vermezken, ilk yarıya nazaran, rakip kalede daha etkili oldu diyebiliriz.
Visca’nın yokluğunda, sağ kanatta Dragus ile oyuna başlayan Trabzonspor, Enis’in ve Orsic’in etkisiz oyunu nedeniyle pozisyon bulmakta zorlanırken, Savic’in son anda kadrodan çıkarılması ile stopere çekilen Mendy’nin, orta sahadaki yokluğu da ilk yarı Eyüpspor’un oyunda üstünlüğü eline almasına neden oldu. Trabzonspor, maçın ikinci yarısında daha dikkatli oynayıp, Eyüpspor’a pozisyon vermezken, ilk yarı rakip kalede bulamadığı pozisyonları, az da olsa bu yarıda bulduğunu söyleyebiliriz. Maçın son dakikalarında oyuna giren yeni transfer Mustafa Cham, oyunda kaldığı kısa süre içerisinde Trabzonspor’a katkı verebileceğini gösterir bir oyun sergilerken, bugün çok etkisiz olan Enis’in yerine Poyraz’ın oyuna çok geç alınması, belki de Trabzonspor’u bir galibiyetten etti diyebiliriz. Zira, durağan ve yavaş oynayan Enis’in yerine mücadele gücü yüksek ve daha hareketli Poyraz mutlaka pozisyonlar yakalardı diye düşünüyorum. Sonuçta 2 puan kaybedilmesine rağmen, bunca moral bozukluğunun yaşandığı bir dönemde, deplasmanda alınan 1 puanın fena olmadığını da belirtmek isterim.
Maalesef, kazanılan bazı alışkanlıklardan kurtulmak kolay olmuyor. Yana geriye oynayıp, kendilerini her atağı set hücumuna çevirmek zorunda hisseden futbolcuların, futbol oynama ve oyundan zevk alma becerilerini esir eden bu alışkanlıklardan kurtulması için zamana ihtiyaç olacağı kesin. Bu geçiş döneminde ne kadar az puan kaybedilirse, Trabzonspor’un toparlanması da o kadar çabuk olacaktır. Trabzonspor’un yeni teknik direktörüne bu konu da çok iş düşeceği kesin. Milli ara, yeni teknik direktör için kısa bile olsa en azından, futbolculara kaybettirilen futbol benliklerini geri kazanmaları için fırsat olacaktır.
Sayın Abdullah Avcı’nın, şampiyonluk sonrası sezonda yaşadığı tükenmişlik nedeni ile istifasından sonra tekrar göreve getirilmesinin çok yanlış olacağını ve yaşanılacak bir başarısızlık sonrası yönetimin de tartışılacağını defalarca yazmıştım. Maalesef düşündüğümüz gibi oldu. Yönetim, Abdullah Hoca’yı tekrar göreve getirerek bütün kredisini harcamış oldu. Umarım, yeni hoca konusunda bir yanlış daha yapmaz ve taraftarın sesini dinlerler.
Sayın Abdullah Avcı, veda mesajında, bu sezon transfer edilen 6 futbolcunun ismini sayarak “Onlara iyi bakın.” demiş. Hocam, biz onlara tabii ki iyi bakarız. Biz kimlere bakmadık ki. Bartra, Gomez, Lahtimi, Yunus Mallı, Koita gibi aldırdığın futbolcuları, üste para verip gönderdik ve halen taksitlerini ödüyoruz. Yani iyi bakıyoruz. Bu arada, sana da iyi bakıyoruz. Boş sözleşmeye attığın imzaya rağmen, sana da bu sezon kazanacağın paranın yarısı ödenecekmiş! Yani anlayacağınız, Kasket’ten tazminat çıktı yine…