Tansel Kolcu yazdı

UEFA Avrupa Ligi 3. eleme turu 2. maçında, deplasmanda Rapid Wien’e konuk olan Trabzonspor, ilk maçtaki dezavantajını avantaja çevirmek amacı ile sahaya çıkarken, maçın ilk yarısında, beklenenden uzak bir görüntü sergiledi. Organize atağı olmayan, rakip alanda baskı kuramayan, pozisyonu bırakın, kaleyi bulan bir şutu bile olmayan Trabzonspor, ilk yarı sonunda elenmeyi garantilemediyse, yine Uğurcan’a şükretmeli. Rapid Wien’in geliştirdiği hızlı ve organize ataklarda buldukları net 3 gol pozisyonunda, Uğurcan kalesini gole kapatarak maçın ikinci yarısı için takımını motive etmeyi başardı diyebiliriz.

      Maçın 2. yarısında da oyun üstünlüğünü  elinden bırakmayan Rapid Wien, Uğurcan’ın sayısız pozisyonlarda kalesinde devleşmesine rağmen, bulduğu 2 gol ile maçı 2-0 kazanarak, Trabzonspor’un Avrupa Ligi rüyasına son vermiş oldu. Sayın Avcı, Trabzonspor’un 4’de 1 maliyetinde olan bir takımın, her iki maçtaki oyununu defalarca seyredip, kendinden 20 yaş küçük rakip teknik direktörünün cesaretinden ve oyun ufkundan yararlanmalı ve kendisine dersler çıkarmalıdır. Yönetim de, Rapid Wien’in orta sahasında görev yapan, 1.2 Milyon Euro piyasa değeri olan 22 yaşındaki Sangare’nin, her 2 maçtaki oyunundan ders alıp,  bundan sonra 30 yaş üstü, emekliliği gelmiş futbolculara 4-5 Milyon Euro vereceğine, acilen böyle futbolcuların arayışına girmelidir. Sayın Avcı’nın basın toplantısını dinlemeden yazıyorum ama sanırım, söyleyecekleri şöyle olacaktır; “Rakip 2 yıldır aynı futbolcularla oynuyor. Rakip, organizasyonu olan bir takım. Bizim hedefimiz, 3. Eleme turunu oynamaktı. Şimdi bir diğer hedefimiz, Konferans Liginde devam etmek. Eylül’de iyi olacağız, gelişeceğiz ve değişeceğiz. Asla vazgeçmem (Tazminatımdan)

      Sayın Avcı, maçtan bir gün önce yaptığı basın toplantısında, kendisine yöneltilen eleştirilere ve istifa söylemlerine cevap niteliğinde talihsiz bir açıklamada bulundu. Ben de buradan, Sayın Abdullah Avcı’ya, yaptığı bu talihsiz açıklama konusunda cevap niteliğinde birkaç söz söylemek isterim. Trabzonspor’da bugüne kadar birçok Teknik Direktör görev almış ve görev yaptıkları süre içerisinde, Trabzonspor’a birçok başarılar kazandırmışlardır. Bunlar arasında Trabzonspor’un efsaneleri olarak adlandırdığımız isimlerden Ahmet Suat Özyazıcı, Trabzonspor’da görev aldığı dönemlerde, 4 lig şampiyonluğunun yanısıra, 4 kez Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 kez Başbakanlık Kupası, 3 kez Türkiye Kupası ve Kıbrıs Barış Kupasını Özkan Sümer, görev aldığı dönemlerde, 2 Lig şampiyonluğu, 1 Cumhurbaşkanlığı ve 1 Başbakanlık Kupası’nın yanında, Kulüp Başkanlığı döneminde de 1 Türkiye Kupasını, Şenol Güneş isefutbolculuğu döneminde yaşanılan tüm şampiyonlukların ve kazanılan kupaların yanında, Teknik Direktörlüğü döneminde, 1995-1996 ve 2010-2011 sezonundan çalınan 2 şampiyonluğunun haricinde, 2 Türkiye Kupası, 2 Süper Kupa ve 1 Başbakanlık kupasını Trabzonspor’a kazandırarak tarihe isimlerini altın harflerle yazdırmışlardır. Bu efsane isimlerin yanında, yerli ve yabancı çok değerli Teknik Direktörler de Trabzonspor’da görev almış ve Trabzonspor’a çeşitli başarılar kazandırmışlardır. Bu Teknik Direktörler, görev yaptıkları dönemlerde, kazandırdıkları başarılara rağmen çeşitli dönemlerde taraftar ve camia tarafından eleştirilmiş, istifaları istenmiş, ardında istifa etmişler, zaman içerisinde tekrar göreve gelip hatalarından çıkardıkları derslerle birçok başarılara imza  atmışlardır. Bu isimlerden hiçbiri, daha önce kazandıkları başarılarını defalarca dile getirerek vazgeçilmez olduklarını iddia etmemiş ve kendini haklı olarak eleştirenleri “Organize kötülük” diyerek yaftalamamışlardır. Bırakın Teknik Direktör, Futbolcu ve Yöneticileri, hiçkimsenin hiçkimseye hakaret etme hakkı yoktur ve böyle bir davranış kabul edilemez. Sayın Abdullah Avcı’ya yapılan hakaretleri şiddetle kınadığımı belirtirken, Abdullah Avcı’nın yapması gereken davranışın, kendi başarısızlığını kamufle etmek amaçlı yaptığı basın toplantısında, haklı eleştiride bulunanları da hakaret edenlerle aynı potada eritip, organize hareket eden bir suç örgütü gibi göstermek değil, hakaret edenleri yargıya bildirerek gereğini yapmak ve eleştirileri  dikkate alıp gereken dersi çıkarmaktır. Trabzonspor’da bugüne kadar görev yapmış hiçbir teknik direktöre verilmeyen transfer bütçesi, görev yaptığı dönemlerde kendisine verilmesine rağmen ortaya konulan futbolun istenilen seviyeye gelememesi, haklı olarak eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Sayın Avcı’nın yapması gereken, taraftarla ağız dalaşına girip onları genelleyerek suçlamak değil, inadından vazgeçerek, Trabzonspor camiasına yakışır cesur bir futbol oynatmaktır. Yapamıyorsa ve kendi deyimiyle, bir önceki dönemdeki gibi takım içerisinde yine hastalıklı bir durum varsa, daha önce yaptığı gibi gereğini yerine getirmelidir. Sonuçta, bugün geldiğimiz noktada, kendisine karşı yapılmış “Organize bir kötülük” yoktur ama kendisinin Trabzonspor’a oynattığı “Organize kötü bir futbol” vardır…