Murat Karakaş yazdı.

Evet AVCI da avlanır.

Öyle de oldu.

Önce Antalya, sonra Kopenhag.

Tabii ki en çok üzüntü veren maç KOPENHAG.

Maddi getirisi bir yana; Ülke futbol puanını yükseltmesi, diğer takımlarımızın bu lige katılım şanslarını arttıracak olmamız, transfer yıldızı çıkarabileceğimiz arenada kalmamız, şanlı tarihimize önemli bir misyon eklentileri olacaktı Ama olmadı.

Dünyanın sonu mu? Elbette HAYIR.

Çünkü ,

UEFA hedefi de yukarıda yazdığım tüm misyonlara gayet tabi bizi ulaştırabilir. Sadece yirmi milyon Euro değil, on milyon Euro ile başlayacağız. Sonuçta UEFA Avrupa liginde olacağız. Bu yazıyı kaleme aldığımda UEFA kuralarımız da netleşmişti. İşte bu kura tam dişimize göre.

Şampiyonlar ligi zor. Bu takımı bu zor arenada yıpranmasındansa, UEFA’da hedefe oynatmak daha akılcı ve gerçekçi olur kanaatindeyim. Yani bardağa dolu tarafından bakalım.

Unutmadan...! Şapkayı da önümüze koyalım.

Gelelim Sn AVCI neden avlandı mevzusuna. Var tabi bizim de bir fikrimiz.

Kırmadan, dökmeden fikrimizi söylemeliyiz. Gerçek yapılan avcılıkta, ‘’AVCI KOLU’ en yaygın avlanma usulüdür.

Nedir bu AVCI KOLU yöntemi? diye soracaksınız, hemen açıklıyorum.

Büyük avları sıkıştırmak için toplu halde hareket etmek gerektiği için, yavaş tempolu yürüyüşle yapılan, zamanla savaşlarda da kullanılmış ve asırlar boyu uygulanmış bir AV yöntemdir.

Özellikle Kopenhag maçını irdelersek, göreceğimiz o ki, yavaş (bence akıllı) ama tempolu futbolu oynamadık. SET veya GEÇİŞ oyunu ile sıkıştırabileceğimizi sandık ama olmadı / olamadı. Olamazdı da..

Sebep mi? Sahada AVCI’nın KOLU ‘da , düzeni de yoktu da ondan. 

Sn Avcı’nın sahadaki kolu (HAMŞİK) olmayınca, akılcı, arzulu ve tempolu bir oyun kalitemiz olmadı.

At geri, ver yana, olmadı Uğurcan’a.. Bu oyuna herkes çıldırdı amaa.

Oysa hep bağurduk size sahadan, televizyonlardan..

‘’ULAA TİK OYNAAA !! TİİKK OYNAAA!!.’’

 

Bu iki maç ve de dünkü Galatasaray maçı, bu üç musibet Sn AVCI ya bin nasihatten iyidir diye düşünüyorum. Kendini geliştiren, kendi ile birlikte ekibini ve takımını geliştiren hocanın, hata yapma hakkı vardır. Kötü oynama hakkı da.

Ama mücadele eden yoksa sorun orada. Mücadeleni ver, istersen yenil.

Geçen yılki şampiyonluk kredin oldukça fazladır benim gözümde. Tartışmam hocalığını.

Lakin , resmin bütününe çalışman, gelişimi topyekûn sağlama çaban, seni yoruyor olabilir.

Yükünü profesyonellerle paylaş hocam. En kısa zamanda da Egemen KORKMAZ’ ın yerini doldur bence..

Hemen baltaları bilemesek mi BİZLERDE ?

Hocada da, oyuncularda da umut var.

Eksiklikler ve yeni gelenlerin uyumu zaman alacak.

Bu takım yine şampiyon olacak. Göreceksiniz.

Evet saha sonuçları önemli ama, sürdürülebilir bir kalite ve başarı için ne çabalar içinde olduğunu araştırmadan atıp tutmasak mı? Altmış Bir ‘in BİR(i) olmaya devam edelim, biz bu ligin ALTI’ nı üstüne getirmeye devam ederiz.

ALGI ‘lara yenilmeyelim.  Rakiplerimizin korktuğu SABRIMIZ VE BERABERLİĞİMİZ.

Bunu sürdürmeye devam edelim.

 

AHMET CAN  , ABDÜŞ ve Muhammet TAHA

Eskimeyen efsanemiz Şota Arveladze,

 “Ajax eğer Trabzonspor’dan 19 yaşındaki bir çocuğu almışsa bu önemlidir, gelecek görmese almazdı. Ahmet Can’ı tebrik ediyorum’’ demiş. Güzel de demiş.

Akıl dolu golleri gibi, akıl dolu sözleri de var efsanenin. Ben buna ekleme yapayım o zaman.

Eğer Trabzonspor’dan 19 yaşındaki bir çocuk Avrupa’nın köklü kulübüne alınmışsa, bu başkanın, yöneticinin, altyapının ve Sn AVCI nın, kendisinde gelecek görenlerin eseridir.

Üstelik geçen yıl 18 maça çıkarak.

Bize düşen onunla gururlanmak ama, başta ailesi olmak üzere arkasında duranları da alkışlamak gerek. Başarıların daim olsun evlat. İş ahlakını, iş disiplinini ve mücadeleni asla bırakma.

ABDÜŞ’e.

Güzel kardeşim derdin ne? Ne zaman patlama yapacaksın.? Üstüne koyamadan zamanını harcıyorsun.

Zamanla da kendini harcıyorsun.

Gerçi Sn AVCI maç sonu ağrısı var dedi senin için ama, Zeki UZUNDURUKAN ın idaası da GS maçında oynamak istemediğini (!), gitmek istediğini söylemişsin. Eğer doğru ise yazık / hata etmişsin. Mücadeleyi bırakıp gitmekle, gideceğin yerde vermen gereken mücadeleye inandırıcılığın olmaz kendi içinde.

Bu saatten sonra bence de gitmelisin. Gerilerden gelip, on sekiz maç oynayarak, kalitesini ortaya koyan Ahmet Can ‘ın AYAX ‘a gitmesi senin psikolojini bozmuş sanırım.

Şarkı sözündeki gibi ‘’ GİİTT MUTLU OLACAKSAN BİZİ DÜŞÜNME’’ .

Fakat sana bir ağabey tavsiyesi; ardındaki hiçbir kapıyı kapama. Bir gün o kapıyı tekrar çalabilirsin.

Örnekleri çok. Eski futbolcu ağabeylerinden bilmelisin.

Umarız ki başarılı olursun. Bununla da gurur duyarız.

 

Muhammet TAHA,

Ahaa! Efsane Onur Recep KIVRAK geri döndü aha..! Bence, Şenol GÜNEŞ ‘den sonrasının efsanesidir ONUR R. KIVRAK.

Sonra UĞURCAN. İleride de umulur ki sen.

İlk maçında ayakları titremeden, hele de MERTENS VE KEREM ile karşı karşıya iken zeki ve çevik hareketin ile golü engellemen, gelecek adına güven ve umuttur bize. Hata yapmaktan korkma. Hatayı tekrarlama yeter. Taraftar seni sevdi. Bu sevgiye layık olmak için mücadele ver yeter.

Son Cümle;

Geleceği düşünerek yapılan çalışmaları görebiliyorsan, günü kurtaran beklentilerini yüksek tutma.

Sürdürülebilir bir başarı hepsinden evla.

 

Hayde ,kalın sağlıcakla..

Ankara’dan memleketime, selam ve saygılarımla.