Bana Trabzonspor’umu geri verin… Saygı duyduğum ve önümü iliklediğim yöneticileri bana geri verin… Ne oldu sana Trabzon? Ey anneler, ey babalar; ne oldu size ki; asil bir nesil giderken, omurgasız bir nesil yetişiyor! Nasıl yetiştirdiniz evlatlarınızı? Her şey çıkar üzerine, rant üzerine! Bu nasıl bir dünya? Bu nasıl bir Türklük, nasıl bir Müslümanlıktır?

Bana Trabzonspor’umu geri verin. İnanınız ki, bugün yönetim koltuğunda oturanlardan, ne bir transfer istiyorum, ne bir şampiyonluk bekliyorum. Siyaset kurumunun isteği ile şampiyon olacak bir Trabzonspor’un şampiyonluğu, yeminle söylüyorum ki beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor! İçinde pis insanların, içinde döneklerin, içinde omurgasız ve bir o kadar liyakatsiz insanların olduğu bir Trabzonspor, benim Trabzonspor modelim olamaz. Benim istediğim Trabzonspor, insanları barıştıracak, ortak sevdalarda buluşturacak, hesaplaşma değil kucaklaştıracak! Benim istediğim Trabzonspor’da görev alanlar; Trabzonspor duruşu ortaya koyup, etik, ahlaki, halisane niyetle hizmet edecek. Yoksa o kapıdan içeri girmeyecek. Bana Trabzonspor’umu verin! İçinde dolaplar dönmeyen, iflas edenlerin zenginlik kapısı olmayacak, taraftarına ve kendi insanına tepeden bakmayacak mütevazı ve donanımlı insanların görev aldığı! Çocukluk yıllarımdaki gibi, stadının kapısına sabah ezanında koşup, maç saatine kadar içeri girebilmek için çırpındığım! Tertemiz gördüğüm, kutsadığım Trabzonspor’umu geri verin. Yeter kirlettiğiniz yeter! Yok mu kendi egolarını bir kenara atıp, sadece bu kulübü örnek hale getirme gayretinde olan bir tek Allah kulu! Yok mu yaptığı hizmetlerle çocuklarına; “Babanız böyle bir adamdı” dedirtmek isteyen bir babayiğit? Her şeyiniz para, her şeyiniz güç, her şeyiniz menfaat üzerine mi olmalı? Vicdan yok mu? Allah yok mu? Hesap günü yok mu? Başınızı yastığa koyduğunuzda, hırslarınızın sizleri nerelere taşıdığını hiç mi muhasebe etmezsiniz?  Ömrün çok kısa olduğunu, aslolanın adalet ve haysiyetli bir yaşam olduğunu hiç mi düşünmezsiniz? Ali Osman Ulusoy’ların, Sakıp Sabancı’ların, Vehbi Koç’ların hiçbir mal varlığını aşağıya taşıyamadığını, maddiyatın değil, hakikatli olmanın insanları bir yerlere taşıdığını nasıl hesap edemezsiniz? Etik dışı, ranta dayalı, kişisel çıkarları yüceltme adına mücadele eden yönetici tiplerinden, bıktık usandık!

Sözüm hileli oyunlara doymayan, koltuk ve para için gücün yanında yer alıp, şirin gözüken sahte Müslümanlara! Sözüm etkili ve yetkili olan yönetici tiplerine! Sizin yapacağınız hiçbir transferin, dedim ya siyasilerin vaat ettiği sahte şampiyonlukların, benim nazarımda hiçbir önemi yoktur. Ahlak, etik, toplum menfaati, aidiyet duygusu beni ilgilendiriyor. Pisletilen bir Trabzonspor değil, tertemiz ve herkese her adımı ile örnek, eski saf ve temiz Trabzonspor’umu istiyorum. Son söz; teknik taktik eksikleri olsa da(her teknik adam gibi) Trabzonspor ruhunu ve duruşunu geri getiren ama bedel ödetilen Ünal Karaman, Allah her işini kolaylaştırsın.