Halil Şanlı yazdı...

Çocukluk yıllarımda Trabzonspor'un İstanbul saltanatına yıllarca, defalarca son vermesi esnasında onu uzaktan tanır ve çok severdim. Çünkü çocuk kalbimde büyük efsanenin büyük mimarı olarak yer edinmişti Ahmet Suat Özyazıcı.

Trabzonspor'un en büyük değerlerinden birini daha kaybettik. Ahmet Suat Özyazıcı hocamız Rahmeti Rahmana kavuştu. Çocukluk yıllarımdan beri onu ve o dönemki efsaneleri fanatik duygularla severdim. 1992 yılında mesleki hayatıma başladıktan sonra, onu ve diğerlerini yakinen tanıdım. Aylar, yıllar boyu birlikte nice günlerimiz oldu. Sevgili hocamızı, birçoğunun aksine daha çok sevdim ve derin saygı duydum.

asöZira meslek öncesi uzaktan tanıyıp değer verdiklerimin birçoğunun, yüreğimdeki sevgiyi hak etmediğini görürken, Özyazıcı hocamın, sevgi ve saygınının fazlasını hak ettiğine şahit oldum. Çünkü Türkiye'nin en büyük teknik adamlarından birisi olmasına, Anadolu devrimini sahneye süren bir mimar olmasına karşın,  mütevazılığından hiçbir şey kaybetmedi. Yani ' içimizden biri' tabirini hayatı boyunca prensip edinerek yaşadı. Teknik adamlığına her daim hayran kaldığım, yaşantı biçimine çok büyük saygı duyduğum sevgili hocamız, her beşer gibi bu dünyadan göçtü.

Güle güle büyük usta. Trabzonspor'un mimarı, güzel adam, güle güle. Şahsım adına ben razıyım. Allah da razı olsun senden. Peygamber Efendimize komşu ol inşallah.