Ne acı bir tevafuk ki 27 Şubat 2020’de yani bundan tam bir hafta önce (iki dizi halinde yazdığım) La Galibe İllallah (II) yazımın yayınlandığı saatlerde 34 vatan evladını şehit verdik.

O yazıda bütün bu riskleri anlatıp derin bir Rusya analizi yapmıştım. Maalesef haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşıyorum.

Özellikle ikinci yazımı bütün bu olayları daha iyi analiz etmeniz  için okumanızı öneririm.

https://www.61trabzonhaber.com/mobi/la-galibe-illallah-ii-137yy.htm

Gelelim küresel ölçekli bu saldırının perde arkasına…

15Temmuz’u içten Fetö ve dıştan NATO üstünden yaşayan Türkiye, 27 Şubat 2020’de bu sefer yine içten malum çevrelerce, dıştan ise tarihte 16 kez savaştığımız Rusya ve diğer ortakları üstünden üstü örtülü bir darbeyle yaşadı.

Saldırı öncesi ve sonrası içteki ve dıştaki gelişmeleri dikkatli incelerseniz iddiamın iddiadan öteye geçtiğini çok daha iyi anlarsınız.

 

Teyit etmeden önce Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül’ün 3 Mart 2020 tarihli şu yazısından fotoğraf formatında alınmış iki kesiti bir zahmet okuyun.

1-015.jpg2-008.jpg

Şimdi bütün bu olanların perde arkasını sosyal medya hesabımdan yaptığım şu analizlerle bir değerlendirirseniz ne dediğim daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum.

Paylaşımlarımın başlıklarıyla ve tarihleriyle gidelim…

  ( HAYIRDIR, ALLAH TUZAK KURANLARIN EN HAYIRLISI, NEDEN ACABA, KEŞKE YANILSAYDIM şeklinde  dört başlık halinde 27 Şubat saldırısının şifrelerini inceledik. Özellikle “Allah Tuzak Kuranların En Hayırlısıdır” başlığındaki yazıyı okumanızı isterim. Bu başlıklarla yazı uzadı, affınıza sığınıyorum, malum, analiz yazısı… Uzun uzadıya okumak istemeyenler için başlıklar geçilebilir.

 

 

29 ŞUBAT2020 Saat:  14.27

HAYIRDIR:

34 asker şehit olmadan hemen önce yine kim sufle verdi size...

Neye istinaden iktidar oluyorsunuz yakında... Yoksa gelen bu şehit haberleri üstünden bir infial mi bekliyorsunuz, infial üstünden gezi vari bir eylem mi arzuluyorsunuz,

Bu eylem üzerinden bir darbe mi bekliyorsunuz. Zaten şehit haberleri içimizi yakmış...

Bakın, eğer ki birilerinin tetikçiliğini yapıp şehit haberleri üstünden tıpkı 17-25 Aralık,
15 Temmuz gibi,

Ben Başbakan olacağım, Yurtta Sulh, Cihanda Sulh diyenlerin suflesi gibi, Kraliçenin Gül’ü, Davudi sesli Babacan adamların katılımıyla, Bölge CIA Rand Cooperation’un Türkiye' de darbe olabilir, parolasıyla

Putin' in de içinde olduğu küresel ölçekli bir planın içindeyseniz,

Libya, Suriye ve Doğu Akdeniz’de bütün planları bozan Türkiye' yi Erdoğan üstünden,

 “Yeter ki bu adamdan kurtulun, bizi seçin, destekleyin, biz size biat ederiz, dediklerinizi kabul ederiz...

Suriye'den çıkarız, Libya ile yapılan anlaşmaları kaldırırız, PYD koridoruna izin veririz, Doğu Akdeniz’de ilan ettiğimiz münhasır sahalardan çekiliriz, Kıbrıs noktasında dediğiniz çizgiye geliriz,
Esed’ le Sisi ile Muhammed Dahlan ile Salman ile canciğer oluruz,

İçte de Bahçeli'yi bir şekilde pasifize ederiz, İHA’larla, SİHA’larla milyarlarca dolar para akıttığınız  adamlarızı avlayan Selçuk Bayraktar’ı da

Katarlılara peşkeş çekilen (!)  tank palet fabrikalarının yöneticilerini de bir punduna getirir, Erdoğan yolsuzluğu sosuyla içeri tıkarız.

 Katar, Somali, Sudan olmak üzere 13 farklı ülkedeki üstlerden askerlerimizi çekeriz.” vs. vs.

ile indirmeye çalışıyorsanız ve bu doğrultuda hareket ediyorsanız emin olun ki sadece içimiz yanmaz.

Ezcümle... İçinizi de yakarız....

 

29 ŞUBAT 2020 Saat: 22.24

ALLAH TUZAK KURANLARIN EN HAYIRLISI

1992 yılında rahmetli Erbakan demişti ki “bir gün hedef Suriye ise anlayın ki asıl hedef Türkiye...”

Dikkat edin, 34 şehit verdiğimiz gün 27 Şubat... Yani Erbakan'ın öldüğü gün...

Ruslar boğazdan iki tane savaş gemisi geçirdi dün...İki savaş gemisinin ismi Rus generallere ait...
Ve bu Generaller Osmanlı’yı bombalayan isimler...
Bunlar sembollerin dili...


Erdoğan da bugün söyle bir demeç verdi, hedef Suriye değil Türkiye...

Malum  zat da bugün:

Milletime söz veriyorum, bizim iktidarımızda şehitler tepesi boş kalacak, tek bir şehit gelmeyecek...

Gelelim bütün bunlardan yola çıkarak bu saldırının şifrelerine...

Bu zat saldırıdan üç beş gün önce yakında iktidara geleceğiz dedi,

Peki, neye istinaden bunu dedi.

34 şehidin verildiği esnada o bölgede tam teçhizatlı silahlı birliklerimiz yoktu.
Koordinatlar Rusya’ya bildirildi...
Buna rağmen bir akıl, gelen ambulansları bile vurdu...
Savunma Bakanlığımız defaten  uyarmasına rağmen defalarca ve bilerek bizzat bu eylemler yapıldı.

 

Hem de 10’dan fazla top atışıyla... Birden çok noktaya planlı, programlı şekilde...

Sığınak delici bombalar bile kullanıldı bu saldırıda...
Birçok askerimiz enkaz altında kaldığından şehit oldu.

Esed’ i çok çok aşacak bir saldırı bu...
Çok sıra dışı, çok sofistike...

Amaç,
çok şehit verdirerek ülkede büyük bir kaosun fitilini ateşlemek...

 

Ama her şeye rağmen, devlet aklı dehşet bir planı ve hatta bir darbe girişimini daha bozdu...
 

Nasıl mı?

Şöyle başlayalım… Gezi olaylarında Almanya merkezli sadece bir saat içinde 2 milyon tweet atılmıştı... Ve birileri oradan organize olmuştu...
Bu saldırıda da aynı eylem planlanıyordu...

Dikkat ettiyseniz o gece sosyal medya yavaşladı...

Saldırı gündüz 4' te olmuştu ama ilk açıklama gece yarısına doğru yapıldı...

İlkin 9 şehit denildi, sabaha doğru gerçek rakam açıklandı.
 

 

Peki neden...Birileri fake hesaplarla, montaj görüntülerle büyük bir algı operasyonu yapacaktı da ondan…

Ve ardından devlet, 9 yıldır yapmadığını yaptı, bir anda sınır kapılarını açtı...

Peki, neden böyle bir karar alındı...

Çünkü bir anda cepheyi genişletti...


Avrupa'yı ateşe attı...
Yıllarca elinde bir koz olarak kullandığı mültecileri bu sefer Avrupa' ya saldı...

Tezime istinaden bir başka soru...
Yaralılarımıza taşımak için helikoptere bile izin vermeyen Rusya, şimdi neden dünya tarihinde bir ilk olan SİHA sürüsünün destan yazışına seyirci kalıyor...Ya da kalmak zorunda kalıyor.


Bir Rus gazeteci neden SİHA’LAR için:
 

Savaşın seyri bir anda değişti, Türkler hareket eden her şeyi vuruyor, motosiklet bile vuruluyor dedi...

Acaba Putin’in de içinde olduğu bu oyun mu deşifre oldu...

Günlerdir yüz yüze görüşme için Erdoğan'a doğru dürüst randevu vermeyen Kremlin, neden 5-6 Mart' ta görüşme gerçekleşebilir dedi.

Hem burada hem Rusya'da hem de tekrar Ankara'da bir türlü anlaşmaya varmayan Rusya heyeti neden şimdi ateşkes konusunda bir şeyler yapacağız demeye başladı...(Dikkat ederseniz saldırı Rus Heyeti Ankara’da iken gerçekleşti. )

Yoksa Türk devlet aklı buradan da mı yeni bir destan yazdı...


Devam edelim...

Peki, bugünkü Süper Lig maçlarındaki organizasyonlarına baktınız mı?

O kadar bayrağı, bu kadar derin bir organizasyonu her ilde her statta aynı anda acaba hangi refleks harekete geçirdi ve buralardan birilerine mesaj verdi...

Vs.vs…

Dediklerime hayal ürünü diyebilirsiniz...Hiç umurumda değil...Benim bir kılavuz kuşum var... Ona bakarım ve olacakları yorumlarım... Sağ olsun maalesef beni hiç yanıltmadı...

Birkaç gün önceki açıklamalarına ve 15 Temmuz' daki görüntülerine dair yazdıklarımı idrak ederseniz ne dediğimi anlarsınız.

Bahçeli bu zat için, Milli güvenlik sorunu demişti. Benim için ise her söylemi ve eylemi bir işaret fişeği...

 

Ayet Dilinde Ezcümle... Onlar tuzak kuruyorlar... Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. En fal Suresi 30

 

 

1 MART 2020 Saat: 21.53

NEDEN ACABA?

Yeri geldiği zaman HDP'lilerle bile oturup mecliste sohbet eden bir Bahçeli,

Üniversitede aynı sırada okuduğu bir kişiyle hem de bir şehit cenazesinde neden tokalaşmaz...

Bahçeli gibi ince narin, Türk kültür örf ve ananelerini destur edinmiş ama bir o kadar da Bozkurt duruşlu bir adam neden böyle anlamlı bir günde bu fotoğrafı verir.

Hani bazıları diyor ya şahsım için

"kalemşörler senaryo yazıyor "diye...

Yine bir senaryo daha yazayım(!)

Bu zatın bir hafta önce, yakında iktidara geleceğiz, taban buna hazırlıklı olmalı...
Söylemini önceki yazdıklarımla bir değerlendirelim...

Emin olun ki plan şöyle işleyecekti...


İdlib' den en az 2 milyon yeni bir göç dalgası Putin ve Esed in bombalarıyla Türkiye'ye gelecekti...
Ve bunların içinde birçok terörist unsur da vardı...
Ardından 27 Şubat saldırısıyla veya farklı tarihlerde farklı saldırılarla 200'e yakın şehit vermemiz hedeflenmişti...
Ve bunun sonucunda Türkiye içinde büyük bir kaos amaçlanmıştı.

İşte Bahçeli,
Putin üzerinden 15 Temmuz vari nasıl küresel ölçekli bir plan yapıldığını çok çok iyi biliyor...
Bunun da içteki siyasi koçbaşlarından birinin, Milli güvenlik sorunudur dediği zat olduğunu da biliyor.

Ezcümle... Bir gün bunların hepsi ortaya çıkacak.

 

 3 Mart 2020 Saat: 12.20

 

KEŞKE YANILSAYDİM...

Tam dört gün önce 29 Şubat tarihli paylaşımlarımda yaptığım analizlerde aynı şeyleri yazdım...

Bugün köşesinde İbrahim Karagül de aynı şeyleri yazıyor...

Gururdan, kibirden Allah'a sığınırım ama bunları yazdığımda hiçbir yerde bu haberler, bu iddialar yoktu...

Yıldızlara bakıp müneccimlik yapanlardan değilim ben...
Benim için bir işaret fişeği vardır, onun eylem ve söylemleridir bize bu yazıları yazdıran analizleri yaptıran...

Siz bilirsiniz o kaset piyangosu zati...

Bahçeli bütün bunları bildiği için hem de bir şehit cenazesinde ilk defa o zatın elini sıkmadı
hadisesini NEDEN ACABA diyerek iki gün önce yazmıştım ya...

İşte Bahçeli'nin bugünkü konuşmasının satır aralarında bütün bunları özetleyen ifadeler de var...

 ………………………………………………………………………

 

 

Evet, sevgili dostlar… Tam da şu dakikalarda Erdoğan- Putin görüşmesi yapılırken eminim ki kafanızda bir şeyler oluşmuştur.

Meclis’teki dünkü kavga, Başkomutana yapılan ağır hakaretler tabii ki bütün bu süreçten bağımsız değil.

Putin’in sağ kolu olan Dugin’in, Türkiye İdlib’de ısrar ederse 15 Temmuz tarzı bir şeyle karşılaşabilir, tehdit /söylemi nasıl bir kuşatma içinde olduğumuzun vesikası…

1990’da Körfez Savaşı öncesi, yürü koçum, arkandayım gazıylaSaddam’a Kuveyt’i işgal ettiren Amerika’ya da dikkat etmek lazım. Bize dair hoş sözleri, Türkiye’nin arkasındayız, tarzı demeçleri bizi yanıltmasın. Herkes biliyor ki Yalta’da 1945’te imzalanan antlaşmadan beri Rusya ve Amerika arasında gizli bir ittifak var. Senaryo gereği kutuplaşmalarla devasa güç olan bu iki ülke emin olunuz ki Suriye konusunda anlaştı.

Her şeyde karşılarına çıkan Türkiye’yi ya diplomasiyle ya içten bir hükümet darbesiyle ya da olmadı  olası  bir savaş ile yola getirmeyi planlıyorlar.

Hedef de gaye de dillendirdikleri de bu…

 

Şimdi bütün gözler Erdoğan- Putin görüşmesine çevrildi.

 İki taraf da çok kararlı…

Rusya, Türkiye’nin ne yapacağını test etti, neyi ne kadar göze alacağını bekledi.

27 Şubat’ta Esed sosuyla askerlerimizi şehit etti. Öncesinde ise Türk konvoylarının görüntüsünü vererek, gelmeyin vuracağız imasında bulundu. Ama Erdoğan İdlib konusunda, mecbur değil mahkumuz, diyerek arka planda nelerin döndüğünü çok net ortaya koydu.

Ve dikkat ettiyseniz Rus Sputnik kanalı bu aşamada Hatay’ı tartışmaya açarak, çalıntı ifadesini kullandı.

Demek ki geri adım atarsak niyetleri çok açık…

Putin, bu süreçte de bundan önce olduğu gibi  ikili oynayabilir.

Esed’in dün yaptığı Türkiye güzellemesi akla bir ateşkesi getirebilir. Coğrafya her şeye gebe. Bu yönüyle çok da bir umudum yok…

15 Temmuz sonrası bütün bu coğrafyada başlayan kuşatma bu sefer belli ki Putin’ e verilmiş.

Ondandır ki sahada son sözü Bozkurtlar söyleyecek ve belli ki şehitler tepesi yine boş kalmayacak.

 

2010 yılında Arap Baharı denilerek “demokrasi, insan hakları” gibi kokuşmuş ve mide bulandıran laflarla dünya kamuoyunu aldatan,  

Akdeniz’den Arap Yarımadası’na, Afrika’dan Suriye’ye kadar ayaklanma çıkaran, 15 Temmuz’da Türkiye’yi de içine alan tüm bu işgal girişimlerini yaşadık.

Tıpkı bir asır öncesi gibi…

Bundan önce olduğu gibi bunların karşısında tek güç olarak durduk, yine duruyoruz Mevla’nın izniyle…

Fırat Kalkanı ile 15 Temmuz’dan sadece ama sadece bir ay sonra “düşürüldüğümüz yerden” kalktık, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı ile Evlad-ı Fatihana bir barış eli uzattık, şimdi Bahar Kalkanı ile de bu Arap Baharı’na kış olmaya geldik.

İHA ve SİHA’larımızla Ebabil Kuşu misali destan yazdık. Dünya savaş tarihine insafı olmayanlara cevaben insafsız hava araçları / İHA diye bir terim de kattık.

Ve şimdi diyoruz ki:

 

La Galibe İllallah…

 

Ezcümle… KOD ADI BAHAR KALKANI

 

3-004.jpg

 

Rengini şehitlerden aldığın,
Ay ve yıldızını
İlahi kelimetullaha adadığın her yerde,


Bu ağaç kadar heybetli
Bu kuş kadar özgür yaşadık,

Yaşayacağız Mevla'nın izniyle...

Ve nereden seni söküp atmışlarsa,
Kanımızı nerelerde dökmüşlerse
Tekrar seni oraya dikeceğiz Allah'ın izniyle...