Süper  Lig’in  10. haftasında, deplasmanda, ligin sonuncu sırasında bulunan  Ankaragücü ile karşılaşan Trabzonspor,  ilk yarının uzatma dakikalarında, Baker’ın serbest vuruştan attığı muhteşem gol ile rakibini 1-0 yenerek, hem uzun bir aradan sonra deplasmanda galip gelmiş, hem de  yeni hocası ile çıktığı ikinci maçtan da, attığı bir gol ile 3 puan almış oldu. İki maçta da atılan birer gol ile 3 puanın gelmesi, uzun süre galibiyet alamayan ve lige kötü başlayan bir takım için oldukça önemli.  Bu süreçte,  birer gol ile alınan galibiyeti taraftara sorsanız,  alacağınız cevap sanırım, “ Tek tek olsun ama bizim olsun” olurdu. Maçın geneline  baktığımızda, daha önce oynanan maçların bir benzerini izlediğimizi söyleyebiliriz. ilk yarı ve ikinci yarı bambaşka iki takım. Trabzonspor’un oynadığı maçların ilk yarıları ne kadar taraftara mutluluk veriyorsa, ikinci yarıları da  bir o kadar  ızdırap vermekte. Abdullah hocanın 2. maçı olmasına rağmen, takımda olumlu yönde bir takım değişiklikleri rahatlıkla görebiliyoruz. Bugün, maçın ilk yarısında, topa daha çok hakim olan,  daha çok pas yapabilen bir takım izledik ama bu pasların büyük oranda geri ve yana oynanma alışkanlığının da, bu olumlu istatistiğin sonuca yansımasının önünde bir engel olduğunu  söylemeliyiz.  Umarız Abdullah  Hoca, bu problemi de kısa zamanda çözer. Eğer  bu problem  kısa zamanda çözülmez ise, işte  o zaman sıkıntı daha da büyür. Zira bugün, maçın ikinci yarısında, yine daha önce izlediğimiz filmlerin bir benzerini seyrettik. İleride top tutabilme konusunda özellikleri olan Abdülkadir Ömür ve Nwakaeme’nin, 2 haftadır formsuz oluşu ve orta sahanın, ofansa yeteri kadar destek verememesi, sanırım bugün maçın ikinci yarısında yaşanan problemin en büyük sebebiydi.  Haftalardır, takım  defansında yaşanan  sıkıntının ve kolay gol yeme probleminin, Abdullah hocanın gelişi ile birlikte düzelme yönünde  büyük bir ivme kazandığı kesin. Zaten, oynanan iki maçta da gol yenilmemesi, hatta pozisyon bile verilmemesi, bunun göstergesi. Yalnız, bir problemi çözerken, maalesef bu sefer, başka bir problemin ortaya çıktığını da göz ardı edemeyiz. Takım, pozisyon vermiyor ama maalesef, pozisyon bulmakta da hayli sıkıntı çekiyor. Hem forvet elemanları formsuz, hem de onları pozisyon ile buluşturacak orta saha elemanları. Bu problemi de Abdullah Hoca, kısa zamanda çözecektir diye düşünüyorum.  Eğer  bu çözüm gecikirse, maçların ikinci yarıları, korkarım taraftarlar için yine ızdırap şeklinde geçecek gibi. Önümüzdeki haftalarda, daha zorlu rakipler ile karşılaşacağımız düşünülürse, maçların ikinci yarılarında yaşayacağımız baskılarda, kaleci Uğurcan’ın geçen yılki formundan uzak olduğunu da  unutmamamız gerektiğini düşünüyorum. Maçın hakemine gelirsek; Hakem Mustafa Öğretmenoğlu’nun kondisyonu, sadece yarım devrelikti. Sanırım,  maçın ilk yarılarında düzgün maç yönetip, ikinci yarılarında  dağıtan eyyamcı hakemlerin ekolünden.