Bir maç eksiğine rağmen liderlik koltuğunda oturan Trabzonspor ile var olma mücadelesi veren Beşiktaş’ın Vodafone Arena’da tamamen dolu tribünlerle oynadığı maçta taraflar sahadan 2-2 eşitlikle ve 1'er puanla ayrıldı. 

*****

Mücadelenin henüz 5.dakikasında "Kuzeyin Kralı" Sörloth ile öne geçtikten sonra Trabzonspor'un -belki de Ünal Hoca'nın gönderilmesine sebep olan- anlamsız bir şekilde geri çekilmesine şahit olduk. Bunda; geri çekildiğinde uzun toplarla çıkmada çok başarılı olan Bordo-Mavili ekibin solda top tutma becerisi ve her an tehlike yaratabilecek potansiyeli olan Nwakaeme'nin sakatlığı sebebiyle kadroda olmamasının etkisi büyüktü.

*****
 

Hüseyin Hoca'nın, taraftarın kendisinden çok şey beklediği "Dünya yıldızı" Sturridge ile başlaması ve bu oyuncunun hala fizik olarak hazır olamaması Trabzonspor’un önde top tutmasını engelledi. Onun kanadındaki Gökhan Gönül de bunu fırsat bilerek maç boyunca o kanattan bindirme yaptı. Gönül, defalarca orta yaparak Beşiktaş’ın etkili olmasını sağladı. 


Şimdi herkes Hüseyin Hoca'yı "Neden Sturridge ile başladı" diyerek suçlayacaktır ama İngiliz golcünün bugüne kadar süre aldığı maçlardaki asist ve gol performansının Çimşir'i yanılttığını söylemek daha doğru olur. 
 

Şunu da kabul etmek lazım Sturridge’nin dünkü etkisizliğinin en büyük sebebi orta sahadaki dağınık görüntüydü; eğer Obi Mikel oynasaydı eminim Sturridge’nin performansı böyle olmazdı. 
 

Sturridge kötü oynadı diye hemen feveran etmek oyuncuyu bozmak doğru değil. Ne olursa olsun takımın bütün  oyuncularından en iyi şekilde faydalanmak gerekir.  Bazı futbolcuların özelliklerini iyi bilmek gerekir. Sturridge baskı yediğimiz maçlarda savunma özelliği olmadığı için faydası olmaz. Baskı kuracağın maçlarda, ileride çoğalabildiğin maçlarda ise oldukça  faydalı olur. 
 

Sonuçta Liverpool, Chelsea gibi oyunu sürekli domine eden takımlarda oynadı. Kabul edelim ya da etmeyelim Sturridge, Gökhan Gönül kovalamaz. 
 

Bir de Sturridge'nin; aidiyet, mentalite ve de fiziksel ağrı sorunları var. Bunları çözmeden saha içi verimi minimum düzeyde kalır.
 

*****
 

Sergen Hoca daha önce Malatyaspor'dayken öğrencisi olan Guilerme’nin nasıl tehlike yaratacağını bildiğinden onu Vida ve Elneny'nin yakın markajıyla etkisizleştirdi. 

*****
 

Trabzonspor’da dün eksikliğini en çok hissedilen oyuncu; Nwakaeme'den çok Obi Mikel'di. Takım orta alanda çok pas hatası yaptı ve öne geçtikten sonra oyunu tutacak Beşiktaş’ın pas bağlantılarını kesecek ve ikinci bölgeden doğru paslarla topu kontra atağa hazırlayacak oyuncu Obi Mikel'di. Onun yerine oynayan Doğan Erdoğan bu görevi yapamadığı gibi Sosa'nın da verimliliğini düşürdü. Doğan Erdoğan’ın ilk 11 oyuncusu olarak değil hamle oyuncusu olarak sonradan girdiğinde daha etkili olduğunu belirtmek isterim. Çok formda bir sezon başlangıcı yaparak şansız bir şekilde sakatlanan Ekuban’ın sakatlıktan kurtulup süre almaya başlayarak gittikçe form grafiğinin yükselmesi sayesinde şampiyonluk yarışında Trabzonspor’un en önemli kozlarından biri olacaktır.
 

*****

Beşiktaş, şampiyon olduğu son sezon da dahil olmak üzere son 3 yılın en güzel futbolunu oynadı. Sergen Hoca'nın takıma büyük bir dinamizm ve motivasyon kattığını söyleyebiliriz. Aslında bu futbolun emarelerini kaybettikleri Başakşehir maçında da göstermişlerdi. Eğer Beşiktaş’ta Trabzonspor’da olduğu gibi iyi bir atan ve tutan olabilseydi belki de Abdullah Avcı gönderilmez ve Beşiktaş şampiyonluğa oynayabilirdi.
 

*****

Trabzonspor, kaybedeceği bir maçı berabere bitirmesi ve deplasmanda büyük bir takıma kaybetmemesi ile belkide şampiyonluk yolundaki en önemli bir puanı almasını bildi.

*****

Hüseyin Hoca, Sturridge’nin yerine Kamil Ahmet değil Ekuban'ı; Doğan Erdoğan yerine de Abdulkadir Parmak’ı oyuna alsaydı daha etkili bir Trabzon görebilirdik. Hocanın bu kararları yüzünden maalesef takım biraz mahkum oynadı. Tabii ki bu sezon en iyi futbolunu oynayan Beşiktaş’ın arzusunu da yabana atmamak lazım.
 

Şu bir gerçek ki Trabzonspor'da Sørloth ve Uğurcan gibi performansı ve kalitesi ile Süper Lig'in çok üzerinde olan iki değerli oyuncu olmasaydı şampiyonluk mücadelesi veremezdi.

Sørloth’un ilk goldeki vuruşunu ve ikinci goldeki koşusunu izlediğimde belki abartmış gibi görüneceğim fakat Cristiano Ronaldo’yu izlediğimi zannettim.

*****

Sezon başından beri hakem hataları ile 12 puan kaybeden ve sakatlıklarla boğuşan bir takımın buraya kadar gelebilmesi büyük bir mucize; bunda atan ve tutanın katkısı büyük. 
 

Bundan sonra sahne diğer oyuncuların onlarda performanslarını en üst seviyeye taşır ve takım olarak kenetlenebilirse şampiyonluğun en büyük adayı Trabzonspor olur.

*****

Maalesef 2010-2011 yılı hariç kaybedilen şampiyonluklarda olduğu gibi sosyal medyada ve yerel basında şimdiden takımın motivasyonunu bozacak bir takım homurdanmalar başladı. 
 

Özellikle şunu belirtmek isterim ki Trabzonspor'da; camia, teknik ekip ve futbolcu gurubu başarılı olmak için elinden geleni yapıyor. 
 

Trabzonspor taraftarının, kazanılan maçlarda olduğu gibi puan kaybedildiğinde de koşulsuz şartsız destek vermesi ve takımın yanında olması gerekir. Eleştiri yaparken "Işığı gözüne değil yoluna tutmak" gerekir. Maalesef Trabzonspor camiası bunu yapmayarak bir takım başarıların önünü kesiyor.
 

*****

Beşiktaş maçında alınan 1 puan 3 puan gibi değerli. O yüzden "Şampiyonluk" yolunda Trabzonspor, alınan bu puanla güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor.
 

Selam ve Saygılarımla...