Sevgili dostlar, yazıyı iki bölüm halinde okuyacaksınız.  Suriye ve Libya konularını iç ve dış politika nezdinde analiz ettik. …

Selam ve dua ile…

Başlıyoruz…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib'te devam eden çatışmalar için 'savaş' ifadesini kullandı.

Dikkat ettiyseniz bu açıklamanın ardından Fetö, PKK/PYD ve malum zihniyetler hemen başladı cazgırlığa…

 

Misak- ı Milli denen bir ülküyle, ölümünden hemen önce Hatay’ı fethe giden, İnönü’ye Musul ve Kerkük’ü mutlaka alın diye vasiyet eden  bir liderin parti manasında varisinin Erdoğan’a atfen bugünkü açıklamasında, senin Suriye topraklarında gözün var mı yok mu onu söyle, sen nasıl tek başına Meclis onayı olmadan savaş dersin,  beyanatı içimizi sızlattı. Ve emin olun ki Atatürk’ün sızlamaktan eriyen kemiklerinin tozlarını da sızlattı.

 

Dostum Esed,Dostum Obama dan sonra Dostum Putin de mi Brütüs çıktı,bir ay Rusya’nın diğer ay Amerika’nın kucağındayız, bir ay S400, diğer ay Patriot alıyoruz, bu mudur devlet anlayışı diye algı operasyonlarını dillerine  pelesenk edenlere ayrı bir malzeme çıktı.

 Uluslararası ilişkilerin nasıl bir satranç tahtasına benzediğini,

yaşadığı ülkenin ve coğrafyanın dünyanın şahdamarı sayıldığı gerçeğinden ve  idrakından yoksun, diplomasinin nasıl bir güç, savunma ve strateji geliştirme, psikolojiye oynama, yeri geldi blöf çekme, yeri geldi sahaya asker sürme gibi sanatlardan mürekkep olduğunu bilmeyen saman ithal ediyoruzcu bu kafa(sızlar) bu toprakların kaderi maalesef…

 

Ne tesadüftür ki GÜLümüz de Gezi'yi övdü birkaç gün önce... S 400’ lere hata dedi ve parlamenter sistem vurgusu yaptı. Öncesinde Davudi seslimiz Gezi Davasından el çekti...

Sonra Kızıl Soros lakaplı Kavala ' ya beraat kararı ardından yeniden tutuklama vs...

Birkaç hafta öncesinde de Koç gibi adamlarımız spor üstünden Gezi iması verdi. Fetö mağduru komutanımızı da bayram olmadan eniştesi öpüverdi. .

Hepsini birleştirirsek aynı yere varıyoruz.

Koro tek ses ve tek yerden gibi…

Orkestra şefi Gölge CIA RandCooperation darbe uyarısı vermiş...
Hem de ordu seferdeyken... Bir ayağa Libya diğer ayağı İdlib’deyken…

Birileri bekliyor, Putin bir punduna getirse de Erdoğan'dan kurtulsak diye...
SodomGomore hadisesi misali...

Ondandır ki tüm bu kritik süreçte saç ayakları tamam...

Malum partiler+ GÜL ve şürekâları bir yerde…

Bas bas bağırıyor hepsi Parlamenter Sistem diye...

Hal böyleyken İYİ arkadaşlardan iyi biri olan biri OK atmış eski bir divan başkanı olarak... Tehlikeyi görmüş, isyan etmiş, bir şeyleri değiştiremeyince istifa etmiş.

Partiyi Soroscular ele geçirdi, Genel Başkan bunu biliyor ama bir şey demiyor diyerek, Olanlardan dolayı istifra etmiş... Kaldıramamış...

 

Daha önce de birileri, partiden milliyetçiler tasfiye edilmek isteniyor diye istifa etmişlerdi.
 

Ah,…………………………………………….. ah…

Biz demiştik derken de demiştik...
Projedir bütün bu zatlar... Projedir her biri...

Ah benim öz ülkücü tanımıyla kendini tanımlandıramadıklarımızdan mısınız dediklerim...

Beş yıldır yazıp çiziyoruz ama Erdoğan, Bahçeli kinininizden kendinizi aynada bile göremiyorsunuz.

Ne denir size  İYİ uykulardan başka…

Sizde diğerleri gibi olmadınız belki ama olanlarla oldunuz.

Ah o malum zihniyet.

Pervin Buldan’ın  “bulamıyoruz sizi, hadi gelin bu muta  nikahını  alenen ifşa edelim” dediği 10 Aralık Hareketin her bir ferdi…

 

Hani kendinizi tanımlarken demiştiniz  ya, Erdoğan dünyanın en doğru işini de yapsa biz yine itiraz ederiz diye…

Bunda sorun yok, bunu bilmeyen de yok ama dünyanın gözünü çevirdiği,

Amerika’nın bir Türk- Rus/ İran çatışması beklediği İdlib’de, sorun Erdoğan meselesi değil, devlet meselesi…

Hatta beka meselesi denilen bir noktada iken, bu tutumunuz bilerek ya da bilmeyerek  ihanetten başka bir izahatahiç sığmadı, sığmayacak da…

 

Ne işimiz var Suriye’de, Libya’da, Katar’da, Somali’de, Sudan’da vs. diyenler bunuzaten  idrak edemez.

 

Aynı zihniyet, Libya tezkeresine de hayır vereceğiz, diyerek şu ucube açıklamalarda bulunmuştu:

"Mısır tanklarını soktu, ne olacak şimdi? Askerimiz Libya’da Mısır güçleri ile mi çatışacak? Niye gidiyoruz? Askerlerimizin kanının Arap çöllerine dökülmesini istemiyoruz. TSK’yı Libya’ya göndermek asla doğru değil"


Bir şey söylerken kendiyle çelişmek bu olsa gerek...
Be akıl izan fakirleri,

Mısır’ın İsrail’in Birleşik Arap Arap Emirlikleri’nin ve hatta Rusya’nın Libya’da ne işi var, diye hiç kendinize sordunuz mu?
Mısır bile oraya gidiyorsa neyin karşılığında gidiyor...

10 bin kilometre öteden gelen Amerika'nın Afganistan'da Suriye'de Irak'ta ya da kısaca dünyanın her tarafında niye işi var, niye onlara dair tek kelamınız yok.

Libya ile attığımız şu adım Akdeniz’e zincir vurduğumuzun bir göstergesi değil mi?

40 bin kilometre kare kıta sahanlığımızı bu anlaşma ile birlikte 160 bin kilometre kareye çıkardık... Yani Türkiye'nin neredeyse dörtte biri kadar bir alan kazandık...Hem de petrol ve doğalgaz yataklarının üstünde bir alanı bir nevi topraklarımıza kattık.

Bunun neresi size batıyor...

Be akıl mantık yoksunları...
Biz orada Libya meşru hükümetini desteklemezsek ve o hükümet düşerse Hafter gelip bu anlaşmayı yırtıp atmayacak mı? Bu mudur arzunuz, bu mudur hoşunuza giden?

Peki, Mehmetçiğin kanı diyerek siyaset edebiyatı yapıyorsunuz.

Savunmayı dışarıda kurmadığımız için 40 yıldır binlerce Mehmetçiğin kanını içerde akıtmadık mı? Türkiye’nin büyük bir devlet olup tarihsel kodlarına dönmemesi için kurdurulan PKK için 40 yılda 700 miyar dolar para harcamadık mı?

Bu meblağ ile şimdiki gibi üç Türkiye daha oluşturamaz mıydık?

Suriye’ ye Irak’ a girmediğimiz için Suriye ve Irak gelip bize girmedi mi?

 

 

 800 tane şehidi sadece Diyarbakır Sur Nusaybin olaylarında  vermedik mi?

15Temmuz darbe miydi yoksa işgal girişimi miydi?

Fetö ile kol kola girip yanınıza malum partiyi de almadınız mı?

Gezi,17-25 Aralık, MİT tırları, 6-7 Ekim Olayları, ülkede patlayan bombalar ve finalinde 15 Temmuz  kimlerin iç içe oluşuydu…

 

 

Hainliğin ya da cahilliğin hoş görülmesi vatan millet edebiyatı ile olamaz...

Be idrak yolu enfeksiyonunu kendi beyinciklerinde kronikleştiren zatlar…

Aklınıza şunu sokun, belki böyle bir derdiniz yok ve hatta aksine böyle bir umudunuz da var ama şu bir gerçek ki çölde kan akıtmazsak adamlar gelir bu vatanı çöl eder...

Suriye, Irak bunun en büyük vesikası… İşte bunun için buralardayız. Bunun için bu yerlerde  sizin tabirinizle gözümüz var…

 

Devam edeceğiz…