Türkiye Cumhuriyet tarihinin en başarılı içişleri bakanı şimdilerde en büyük tartışma konusu haline getirilmiş durumda. En azından son 40 yılın en iyi bakanı olduğu konusunda kendi görüşüm var. Böylesine başarılı bir bakanın, bu şekilde gündem edilmesi, ona karşı bir haksızlık olsa da kendisi için de yeni bir muhasebe yapmasını gerektirecek bir durum olsa gerek.

Sayın Süleyman Soylu öncelikli olarak çuvaldızı kendine batırmalıdır. Neden tartışma konusu edildiğini, iftira dediği sözlerin nereden kaynaklandığını, kimlerle ve hangi yollarla temasları olduğunu, bunların hangilerinin yanlış, hangilerinin doğru olduğunu süzgeçten geçirmesi gerekir. Ne yazık ki tarihin en başarılı ve en milli içişleri bakanı olan sayın Soylu, yalnızca kendi ile alakalı değil, etrafındaki bir takım adamları yüzünden de sıkıntıya girmiş vaziyettedir. Sayın Süleyman Soylu’nun uğradığı saldırılar, onu kısmen tartışma konusu yapmıştır. Daha düne kadar belediye başkan adayı, milletvekili adayı, il yönetim kurulu başkanı veya üyesi olabilmek için Süleyman beyin kapısından ayrılmayanların, bugün kendisine yeterince güçlü bir şekilde sahip çıkmadıkları da aşikardır. Böylesi bir bakanın yani işinin hakkını fazlasıyla vermiş, gece gündüz demeden vatana hizmet için kan çanağı gözlerle koşuşturmuş ve asla taviz vermemiş Soylu beyin şahsını hedef alanlara karşı, gerek Ak Partili yereldeki yöneticiler, gerekse yerel siyasetçiler, beklenen gür sesi çıkartıp tek yumruk halinde tepki verememiştir. Hatta Trabzon’un sivil toplum örgütleri de bu konuda yetersiz ve basiretsiz kalmıştır. Çünkü herkesin hesabı kendinedir. Muhtemelen sayın Soylu beyin hedef seçilmesinin arkasında yine etkin bir grup Ak Partili vardır. Sayın Soylu, bilinçli hedef haline getirilmiştir. Yıldızı parlayan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası partinin en güvenilir ismi ve lider adayı olarak gösterilen Süleyman beyi baştan beri istemeyen ve kendilerinden görmeyen Ak Partili bir grubun, bu işi pazarladığı şeklindeki görüş ağırlıktadır. Şahsen ben de ilk günden beri böyle düşünüyorum. Suçlamaları yönelten şahıs, hedef şaşırtmak için önce ‘Pelikan’ sözleri ile başka bir kesimi hedef alır gibi yaparak, ani bir U dönüşü ile okları ardı ardına sayın Soylu’ya atmıştır. Başlangıçtaki ilk videoda sözü edilen kişilerin hedef gibi gösterilmesi, zannımca hedef şaşırtmak içindir. İşte bu nedenledir ki, yine kanaatime göre böyle düşünenlerin birçoğu, basit bir sosyal medya paylaşımı yaparak sanki Süleyman beye sahip çıkmış edasıyla kenara çekilmiştir. Çünkü Süleyman beyi savunurken, Ak Partili başka bir grubun hedefi olmama stratejisi uygulamışlardır.  

İçişleri bakanı sayın Süleyman Soylu istifa yolunu seçmemelidir. Asla pes etmemelidir. Ak Parti’den onu koparmak isteyenlerin en büyük zararı da partiye, dolaysıyla sayın Erdoğan’a olacaktır. Süleyman beyi seversiniz veya sevmezsiniz. Ben şahsen kişiliğini de yakinen bilmem. Ancak hükümetin tutar birkaç dalı kalmıştır. O dallardan birisi de Soylu beydir. İçişleri, Dışişleri, Milli Savunma gibi dallar kırılırsa, Ak Parti tepetaklak olur bilesiniz. Fetö ile amansız mücadele veren, PKK’ya ülke sınırlarını dar eden, uyuşturucu konusunda her gün yeni operasyonlar ile baronlara darbe vuran, cepheden cepheye Mehmetçiğin yanına koşuşturan bu adam sahiplenilmeli. Özellikle Trabzon tek vücut ayağa kalkmalıdır. Sayın Soylu’da etrafında ince bir temizlik yapıp; samimi, donanımlı, hakkaniyetli kişileri etrafında toplamalıdır. Siyasetçi olabilirsiniz ama hayatta siyasetsiz de bazı adımlar atılabilmeli. Onun hatırı, bunun yararı, diğerinin zararı şeklinde değerlendirme yaparsanız ve etrafınızı ona göre dizayn ederseniz, giderek yalnızlaşırsınız. Hem de çok yalnızlaşırsınız. Bunu sakın unutmayın sayın bakan. Sizin, siyasi hayatınız uğruna liyakati olmayanları etrafınıza toplamanıza da ihtiyacınız yoktur. Çünkü icraatlarınız ile gönülleri zaten kazanmış durumdasınız.