Cuma yok, Teravih yok ve Ramazan'a vedanın hüznünü,

Dostlarla, büyüklerle kucaklaşıp, Bayram Namazı ile bayrama çevirmenin imkânı yok...

 

Çoğumuz için sıla yok, mezar üstü yok, ana babayı- akrabayı taallukatı görmek yok...

 

Kalan çoğumuz için de Antalya, Bodrum, Marmaris yok...

 

Neşe yok, tat yok, hüzün çok, sevinç yok...

Elde bir telefondan başka

Elde bir şey kalmadı bu bayramda...

 

Kes, kopyala, yapıştır... Aynı anda tornadan çıkmış gibi yüzlerce kişiye gönder,

Bu kaldı bu bayrama...

 

Ezcümle..."Dijital bayramınız" mübarek olsun...

 

BİZİ BİZLE ZEHİRLİYORLAR…

Üç aydır,  eller nasıl sabunlanır, araçlarımızı nasıl dezenfekte ederiz gibi defalarca gözümüze sokulan şeyleri aptala anlatır, izletir gibi bize anlattılar, izlettiler.

Medya, bu...

 

Acun Efendi de yıllardır bu işin farklı bir ayağını temsil ediyor.

 

Müzik, yemek ve yetenek yarışmalarıyla,  Survivor ile  toplumu iyi uyuşturuyor ve kendisi medya denilen bu dev uyuşturucu trafiğinden çok büyük paralar kazanıyor.

 

Hakkını yemeyelim, hayra alamet işlere de imza atmıyor değil ama kazandığı “zekâtı bile değil” desek anca…

 

Muhabirlikle başlayan ve akabinde Tv8'i almaya kadar giden süreç,  medya patronluğuna uzanıyor.

Şu an bu piyasada reyting denilen izlenme oranlarında Acun önde…

Adam, saatlerce kanalını bir şekilde izlettiriyor.

Medya mühendisliğini çok iyi beceriyor.

Aşağıdaki fotoğrafta da sanki çok büyük bir maç yorumlatılarak ekran kelepçeleniyor.

 

 1-018.jpg

 

Çapsız, boş ve hiçbir şey vermeyen içeriklerle toplumu bir şekilde formatlıyor, uyuşturuyor Acun ve diğerleri...

 

Bilhassa ahlak ve aile yapısı yönüyle...

 

Show TV 90'lı yıllarda başladığı kırmızı noktalı filmlerle bu işin koçbaşıydı. Sonrasında bazı kanallar da kendisine ayak uydurdu.

 

Turkuaz grubuna ait ATV ve Sabah gazetesi ise içimizdeki şarlatan...

Bir tarafta hükümet cazgırlığı,  diğer taraftan toplumu alttan dinamitlemeyi yeğleyen dizi, film, programlar...

Günümüzde artık farklı işliyor her şey… Daha çok sosyal medya etkili olsa da yine de televizyon önemli…

 

Bir de yabancıların kanalı var...

Fox TV…

Adı üstünde tilki TV...

 

Meşhur Ruberth Murduch’ın kanalı...

Murduch’ı bilen bilir… Soros’un medya versiyonu…

Amerika'nın Türkiye'deki medya soslu ayağı, Fox TV’nin sahibi.

 

Haberlerinden tutun dizilerine kadar adıyla hemhal tilki...

 

Bilhassa dizileri bizim aile yapımıza ne kadar uyumlu malumunuz. Ama farklı ve masum gözüken programları da dizileri kadar etkili…

Mesela,

Fox' ta bir yemek programı yayınlandı Ramazan’da…

 

Maalesef bizim evde de rast geldiğim için biraz irdeledim...

Görüntü dikkatimi çektiği için ekrana  odaklandım.

Seçilenler, ev hanımı görünümlü kadınlar…

 

Orta boylu, kilolu, çoğunun başı bağlı ve yaş olarak da birçoğu kemale ermiş.

Görüntü itibariyle tipik Anadolu kadını hepsi...

 

Normalde şükrünü bilen, azla yetinen, yemek kötü de olsa kalp kırmamak için ve nezaketen gördüğü eğitim ve terbiye gereği “ çok güzel olmuş, eline sağlık” diyen bir kültürün içinden gelen bu kadınları; yarışma gereği, muhtemelen parayla da kandırarak emellerine alet eden bir tilki zihniyeti irdeledim.

 

Yani bizi, bizden birileri ile vuruyor yine birileri...

 

Tıpkı Feto gibi ya da “ Önemli olan güzelliği değil, önemli olan Müslüman Türk kadının önümüzde soyunması, görmek istediğimiz Müslüman kadın  bu”  denilerek çok da güzel olmadığı halde ya da kendisinden çok daha güzeller olduğu halde dünya güzeli seçilen Keriman Halis misali...

 

Devam edelim...

 

Fox'taki bu yarışmada hem de mübarek Ramazan ayında ( muhtemelen bu program Ramazan'dan önce çekilmiştir ama bu Ramazan’da yayına verildi) Müslüman Anadolu kadınlarına,

“ Nimet üzerinden; beğenmedim, iğrenç olmuş, hiç güzel olmamış.” gibi sözler söylettirilerek ve onları birbirleriyle kavga ettirerek topluma zehir saçıyorlar.

 

Kültürümüzde olan “nimete ve emeğe saygı, Allah'a şükür, kalp kırmamak” vs… gibi değerler bilhassa bu değerleri görüntü itibariyle veren, taşıyan, bu cahil insanlar üzerinden değersizleştiriliyor.

 

Ezcümle... Bizi, bizle zehirliyorlar...