İllüzyonist propagandalar, 5. Kol faaliyetleriyle sistematik bir biçimde kitleleri etkileme stratejisi, yalan endüstrisi,
Demokrasi; hak, hukuk, adalet sosuyla sloganist üslup...
Kemal Sunal'ın sahte kabadayı filmi misali hizmet içi eğitim verilerek, müthiş bir PR çalışması ya da kaset komploları yapılarak emrolunduğu gibi olması istenen ve vitrine sunulan çakma şahsiyetler…
Ve yukarıda saydığım bileşenlerle birlikte Feto, CIA aklıyla senkronize bir ekip...
Neticesinde yalan endüstrisine duçar olmuş, körleştirilmiş ve bu harekete inandırılmış zihinler...
Ve özellikle ve öncelikli kitle ve hedef alanı tarihsel şuurdan yoksun, dallarını kök sanan ve bu zihniyetin kök salmasıyla kendi girdabında boğulan körpe zihinler.
Ve bu “Google biberonuyla büyütülmüş, tablet katarlar”ın önünde lokomotif icrasında yönlendirici, kışkırtıcı, anarşist ruhlu solun solundaki provokatör tetikçiler...
Ve tüm bu ana arterler içinden geçilerek siyasette kendine alan açma ve akabinde önce rakibi zayıflatma, sonrasında da alan hâkimiyeti sağlama diyalektiği.
Her şey güzel olacak aforizmalarıyla ve sosyal medya networküyle tablet gençliğine tahakküm ve ardından
2019 mahalli seçimlerinde gelen netice...
Kesinlikle profesyonel siyasi bir ARGE...
İçinde Fetöcüsü de var, milliyetçisi de İslamçısı da… PKK’lısı da…
Tıpkı 31 Mart vakası ve Abdülhamit düşerken edası…
Tarih boyunca bu topraklardan hiç eksilmeyen kripto bir damar…
Hammaddesini İttihatçılardan alan post modern siyasetin yeni prospektüsü bu.
İçeriğini okursanız,
serum şişesinden damla damla düşen damlacıklar misali topluma ve siyasete sürekli bir biçimde damlatılan ve her on yılda bir stabil olarak devletin vücuduna milletin damarlarından enjekte edilerek verilen darbe zehri...
Zehrin yarattığı korku ve kaostan nemalanıp, iktidar başarısını gölgeleme ya da hükümetin akordunu bozma ve bütün bunlardan medet umma komplikasyonları veya çürümüşlüğü…
Sosyal medya denilen mezbelelik ise bu çürümüşlüğün ana merkezi...
İtibar suikastı, yalan endüstrisi, gerçeklerin ötesine geçen algı ve bu algoritmalar içinde bize bal ile sunulan ahu…
Yani bal ve ahu metaforu...
İyi olan ne varsa içine zerk edilen bu zehir...
Ne tuhaftır ki bu zehre karşılık olan panzehirin onların lügatındaki adı da darbe...
Bu zehirle zehirlenmiş ve bağışıklık sisteminde bu zehri mutasyona uğratarak günümüze taşımış ve dönüştürmüş malum zihniyet…
Haim Nahum, Kasım Gülek rotasında yol alan ama Atatürk’ün partisi zırhında,
6 okunun ilkesinin paratonerliğinde yerli ve milli olan ne ya da kim varsa bu oklarla bu bileşenleri hedef gösterme niyeti...
Astıkları başbakanlar, yaptıkları darbeler ya da kendi elleriyle asıp bugün sahip çıktıkları Deniz Gezmişler.
Nuri Demirağlar, Vecihi Hürkuşlar..Devrim arabaları, Özallar, 28 Şubatlar, Erbakanlar… 18 yıldır da Tayyip Erdoğanlar…
Şimdi de Türkiye’nin bütün bu coğrafyada kaderini değiştiren dünya savaş terminolojisine yeni bir başarı öyküsü katan,
PKK' yı Hafter' i, Esed' i inlerinde vurunca bunları da sinelerinden vuran, “ Benim 4 senem Güneydoğu’da geçti, 40 metrekare bir odada 10 sene yaşadım. En son damat olduktan sonra Zeytin Dalı Harekâtı’nda hangarda 4 ay yattım.”
diyen ve böyle bir ruha ve vatan sevgisine sahip Selçuk Bayraktar hedeflerinde...
Bir taraftan hedef alınan Selçuk Bayraktar diğer taraftan makus kaderden kaçış yok diye Menderes benzetmesiyle alenen tehdit edilen Erdoğan…
Gezivari bir pusu var havada…
Haydi, mezbelelikte senkronize olmuş malum güruh...
Sufle Feto' den, CIA’den...Hedef askerse, medet PKK' dan PYD den...
Medet ya Korana…
On binlerce işyeri kapandı, hükümet altından kalkamaz IMF'ye gitmeli, borç almalı, demiştiler. Onlarla aylar öncesinden otel odalarında gizlice görüştüler, açıklanan ekonomik programlarına IMF programı dediler,sonra bu süreçte de hüküümet, IMF ile anlaşmalı dediler.
O da olmayınca ya da tam da bu süreçte ekonomik suikast ise Londra'daki merkezlerden...
Dolar 7, 24...
Zaten 7/24 tetikteler...
Yine yine yeniden deneyecekler...
Canan'ın dediği gibi ya seçimle ya da başka bir biçimde...
Hedef darbe...
Bilin ki yine dar be yeriniz.
Ezcümle...Bilin ki yine DAR BE yer(s)iniz...
