Türkiye, geçtiğimiz cuma günü yaşanılan ve merkez üssü İzmir'in Seferihisar ilçesi olan, aynı zamanda, civar illerde de hissedilen büyük bir deprem ve tsunami ile yeniden unutnaya yüz tuttuğu deprem gerçeği ile yüz yüze gelmiş oldu. Depremin şiddeti ile yıkılan binaların altında mahsur kalan vatandaşlarımızın kurtarılması için resmi ve sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu arama kurtarma, sağlık ve güvenlik ekiplerinin, kahramanca mücadelesini, tüm Türkiye, gözyaşları içerisinde seyretti. 65. saatte Elif ve 91. saatte  Ayda'nın, büyük bir mücadele sonucu enkaz altından sağ kurtarılması ile birlikte, tüm Türkiye adeta sevince boğuldu. Yitirilen bir çok can ile canı yanan Türk insanı, Elif ve Ayda bebeğin yaşama direnci ile birlikte, geleceğe olan umutlarını da yeşertmiş oldu. Küçücük iki bebek,  yaşama tutunma mücadeleleri ile  tüm zorluklara rağmen, hiç bir zaman umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini,  ellerini kavrayacak sıcak bir el olabileceği umudununun hiçbir zaman  kaybolmaması  konusunda tüm insanlığa adeta bir ders verdi. Bu dersten her zaman olduğu gibi  payına düşeni almayacak bir kesim tabii ki var. Türkiye'nin deprem gerçeğine ve bugüne kadar binlerce can kaybına rağmen, günümüzde hala maliyeti düşürmek için eksik ve kalitesiz malzeme kullanan müteahhitler ve bu yapılara onay veren vicdansızlar. Bu kişiler, gerekli cezalara çarptırılmadıkları sürece, ders almamaya devam edeceklerdir.  Zira, Elif ve Ayda'nın verdiği ders, yüreği olanları titretir, yüreksizleri değil... Elif'i abisiz, Ayda'yı annesiz bırakan, bir çok canın yitirilmesine neden olan  mahluklar, en ağır cezaya çarptırılmalı ki, bir daha böyle acı olaylar yaşanmasın.

                                                                     ******

Trabzonspor kulübüne yazılı olarak yaptığım öneriyi, sizlerle de paylaşmak isterim. Türkiye'de, her zaman ilklerin takımı olma  özelliğini taşıyan Trabzonspor, daha önce defalarca yaptığı sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekleyerek, Türkiye'nin en büyük sivil toplumlarından biri olarak, doğal afetlerde görev alacak, gönüllülük esasına dayalı bir arama kurtarma ekibi kurup, Türkiye genelinde görev yapacak şekilde örgütlemelidir. Trabzonspor'un, sadece donanım ve eğitim sağlayacağı, gönüllülerden oluşacak böyle bir ekip, hem yaşanılacak birliktelik ile son yıllarda yaşanan sporda şiddeti sona erdirecek, hem de diğer kulüplere örnek olacaktır. Zira, iyilik bulaşıcıdır!

                                                                    ******

Trabzonspor, yönetimin yanlış tercihleri sonucunda, ligde geldiği konum ve oynadığı futbol nedeni ile  bir hocasıyla daha maalesef yine tazminat ödeyerek yollarını ayırmak zorunda kaldı. Şimdi ise, yeni hoca arayışları hız kazanmış durumda. İlk sırada ise, hiç bir tecrübesi olmamasına rağmen, Hüseyin Çimşir'in 5 katı maaşla  Eddie Newton'u Trabzonspor'a yardımcı antrenör olarak yamayan ve sonradan Teknik Direktör olmasını sağlayıp, takımı bu hale getiren oluşumun bir başka elemanı olan Abdullah Avcı. Abdullah Avcı'nın oynatacağı pasa dayalı oyunun, Trabzon'un karakterine uygun olduğuna inanıyor musunuz? Üstüne  üstlük, başarılı olacağı konusunda bir çok soru işareti varken. Trabzonspor'un bu ekonomik yapısıyla, bir tazminatı daha kaldırabileceğine inanıyor musunuz? Trabzonspor'a gönül vermiş hocalar varken, bu ısrar niye? Avcı konusunda eğer baskı altındaysanız, o zaman kongreye gidip görevi Trabzonspor'a daha fazla zarar vermeden iade edin. Avcı veya Trabzon camiası dışından getireceğiniz bir hocanın kulübe verebileceği zararı, yakın dönemde Ersun Yanal örneğinde defalarca yaşadık. Macera aramayın!