Süper Lig'in 8. haftasında, deplasmanda Alanyaspor ile karşılaşan Trabzonspor, oyunun genelinde, futbol kamuoyunun beklentilerinin tersine, haftalar sonra mücadele gücü yüksek  bir oyun ortaya koydu. Bu yıl, deplasmanda ve sahasında oynadığı oyun ile ligin en etkili takımı olarak gösterilen Alanyaspor'a karşı ilk yarı pozisyon vermeyen Trabzonspor, bulduğu pozisyonlarda da,  Djaniny ile çok net gol pozisyonlarından yararlanamayınca, ilk yarı 0-0 sona erdi. İkinci yarı da etkili oyununu sürdüren  Trabzonspor, 49. dakikada,  bir yan toptan yediği gol ile 1-0 mağlup duruma düştü. Alanyaspor'u öne geçiren golü atan Caulker'in, topa yükselmeden önce Vitor'a yaptığı hareket, “nedense” hakem Palabıyık ve var hakemi Bahattin Şimşek tarafından, her zamanki gibi dikkate alınmadı. Bu gol sonrası oyuna müdahalede bulunan İhsan Derelioğlu'nun hamleleri, gecikmeden meyvesini verdi ve 59. dakikada, Uğurcan'ın isabetli degajı ile topla buluşan Yusuf'un, sağ kanattan çizgiye inip ceza sahasına gönderdiği topta, son kez topla temas eden Alanyaspor'un golünün sahibi Caulker, bu pozisyonda kendi kalesine golü atarak, maçta eşitliği sağlamış oldu. Beraberlik golünden sonra, her iki takım da galibiyet için büyük bir mücadele sergilerken, bu yarıda da ender pozisyonları bulan Trabzonspor oldu. Oyunun sonlarına doğru, Kamil Ahmet'in ceza sahasına gönderdiği topla buluşan Afobe, müsait pozisyonda takımını öne geçirecek golü atamayınca, maç 1-1 sona erdi. Trabzonspor için her maçın hedefi, mutlaka galip gelmektir. Normalde, Alanyaspor deplasmanında,  kaçan 2 puan vardır ama Trabzonspor'un, ligin başından bu yana ortaya koyduğu futbol ve aldığı kötü sonuçlara baktığımızda, bugün alınan 1 puana, kazanılan morale ve gösterilen mücadeleye, yeniden yükselişin ilk adımları diyebiliriz. Bugün maçı izleyen  Trabzonspor yöneticileri,  İhsan Derelioğlu'nun kadro seçimi, maç içerisindeki isabetli müdahaleleri ve takımın ortaya koyduğu mücadele gücü yüksek oyun karşısında, Trabzonspor'lu hocalara her zaman güvenilmesi gerektiğini bir kez daha  anlamışlardır. Trabzonspor yönetimi, macera aramayıp, hiçbir tecrübesi olmayan bir hocayı, “müthiş bir keşifle”  takımın başına getirmese ve kendi değerlerine sahip çıksaydı, bugün belki de, bu kadar puan kaybı yaşamayacak ve puan kayıpları sonrası yaşanan panikle, Abdullan Avcı'yı takımın başına getirmeyeceklerdi. Trabzonspor'un değerlerine ve camiasına uzak birinin, Trabzon'da  başarılı olacağına  kesinlikle inanmıyorum. Zira, biz bu tecrübeyi Ersun Yanal ile 3 defa yaşadık ve o dönem ödenen yüksek tazminatlar, bugün kulüp ekonomisinin geldiği noktanın, yaratıcı unsurlarından biri olmuştur. Bugün ise, yine aynı hataları yapıp  hatalardan ders almadan, farklı sonuçlar beklemekteyiz. Bu düşüncelerime karşın, Trabzonspor'un hocası olması kesinleşen Abdullah Avcı'ya, Trabzonspor'da görev yaptığı süre boyunca destek vermek de tüm camianın, öncelikli görevi olmalıdır. Umarım yanılırım ve Abdullah Avcı bizi başarıdan başarıya koşturur...