Süper Lig Cemil Usta Sezonunun 13. haftasında  sahasında Galatasaray'ı konuk eden Trabzonspor, hafta arasında Avrupa Liginde karşılaştığı Getafe maçında dinlendirdiği oyuncularının yanı sıra, üç ay süren  sakatlık sonrası iyileşen  Ekuban ve uzun süredir forma giyemeyen Sturidge ile zenginleştirdiği kulübesi ile başladığı maçta, ilk yarıda bekleneni veremedi. İki takım da, kontrollü oynadıkları bu yarıda, pozisyona girmekte zorlanınca, ilk yarı golsüz sona erdi. İkinci yarının başlaması ile birlikte daha atak bir oyun ortaya koymayan başlayan Trabzonspor, 50. dakikada, Sörloth'un golüyle 1-0  öne geçti. Bu pozisyonda, Sosa'nın kullandığı serbest vuruşta iyi yükselen Sörloth, güzel bir kafa vuruşu ile takımını öne geçiren golü attı. Trabzonspor öne geçtikten sonra, Galatasaray, oyunda dengeyi kurup beraberlik golü için yüklenmeye başladığında, kalesinde de haliyle bir çok tehlike yaşadı. Bu pozisyonların bazılarında Muslera'nın müdahaleleri, bazılarında ise Trabzonspor'lu oyuncuların bitirici vuruş eksikliği ve yanlış pas tercihleri öne çıkınca, farkı arttıracak pozisyonların boşa harcanması sonucu,   90. dakikada, daha önceden seyrettiğimiz filmi bir kez daha seyretmek zorunda kaldık. Bu dakikada, her türlü riski alıp beraberlik golü için yüklenen Galatasaray, Trabzonspor defansının ceza alanı içerisinde uzaklaştıramadığı topu önünde bulan  Nagatomo'nun golüyle beraberliği yakaladı ve maç da bu sonuçla sona erdi. Maçın geneline baktığımızda, Trabzonspor'un 2 puan kaybettiğini, Galatasaray'ın ise 1 puan kazandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Trabzonspor'un, öne geçtikten sonra skoru arttıracak bir çok pozisyon bulmasına rağmen, sonuca gidememesinin bir çok nedeni olabilir. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz. Haftalardır formsuz olan Nwakaeme ile birlikte, bu maça kadar çok formda olan Sosa'nın, bu maç etkisiz kalması ve ısrarla sarı kartına rağmen oyunda tutulup, onun yerine Hosseini'nin oyun dışına alınması diyebiliriz. Trabzonspor, formda Nwakaeme'li, Ekunban'lı ve Sörloth'lu hücum hattı ile her maç gol atar, hem de çok gol atar ama önemli olan maçın skorunu koruyabilmek. Özellikle de, maçın son dakikalarında... Bunun için de, ara transferde, çok transfere gerek yok. Sadece iki transfer yeterli. İyi bir stoper ve Obi Mikel'in yanına, onun pas yüzdesine yakın oynayabilecek bir orta saha. Bu iki transfer, alışık olduğumuz aynı filmleri izlememize bir son verir. Trabzonspor, öyle bir kadro ile, inanıyorum ki, ikinci yarı çok büyük şanssızlıklar yaşamadığı taktirde, uzak ara şampiyonluğa koşar. Tabii ki adil yönetilen, müdahale edilmeyen bir lig olursa...