Tek atımlık mermisi kalan ve deli cesaretiyle doksan dakika üstüne gelen bir takımı kırk bin taraftarının önünde kendi sahanda evire çevire yenemiyorsan bize kimse gazel okumasın.

Bu şehrin takımının hiçbir dönem oyun karakteri savunma üzerine olmamıştır. Adamlar bu kadar kötü bir defansla üstüne üstüne geliyorsa, stoperleri bile Uğurcan ile bu kadar teşriki mesai yapıyorsa ve buna rağmen net beş gol kaçıyorsa daha diyecek bir kelam da yok…

Maç öncesi hakem ve özellikle Kamil Ahmet’ten çekiniyordum. Ama maç boyunca maçın kaderini etkileyecek bir hakem hatası da olmadı.

Galatasaray’ın kamikaze anlayışla oynayacağı belliydi. Ligde ve Avrupa’da ağır kayıplar yaşadı ve bu maç bir nevi var ya da yok maçıydı onlar için.

Delice geldiler, şuursuzca saldırdılar, biz hariç kimle oynasalardı en az üç gol yerlerdi ama şansları vardı ki beceriksizlikte mahir bizle oynadılar, bu kadar eksikleriyle bir gol yediler ve beraberliği aldılar.

Rakibi bu kadar kendi sahanda oynatırsan, son anlarda golü yer aşağı oturursun.

Gelelim birkaç teknik hususa…

Özellikle Parmak’ı çok aradık. Çünkü dikine yarıp giden, cepheden gelen ataklara ilk müdahale eden yapısıyla Parmak, böyle bir maçta olsaydı çok şey değişirdi.

Sosa vasat, Mikel ise daha bilinçliydi.

Onlarda da Babel cezalı olmasaydı maçın skoru bile böyle bir maçta çok farklı olurdu.

Aylardır sakat olan Ekuban hamlesi doğruydu ama çıkacak adam Hoseyni değildi. Yusuf dururken Hoseyni’nin oyundan alınması ve Mikel- Sosa ikilisinin oyundan düşmesiyle rakibin göbekten direkt gelmesiyle  maalesef hoca geç uyandı.

Hem hatasını düzeltmek hem de buna bağlı gelen atakları kesmek için mecburen Doğan’ı oyuna aldı. Böylece  hamle oyuncu şansını kötü kullandı.   

On haftadır yokları oynayan Nwakayeme, bildiğimiz oyununun yüzde otuzunu bile oynasaydı biz bu maçı çok farklı alırdık.

Kaçırdığı gol bile yüzde yüzlüktü ve saç baş yolduran cinstendi.

Bu adam ki bir Avrupa maçında uzatmanın altı dakikasını bile rakip korner çizgisinde geçiren adamdı, bu maçta becerip topu ilerde ayağında tutamadı. Neredeyse orta sahanın orada üç pozisyonda ofsayta bile düştü.

 

Kısacası becerip adamları yenemedik. Sahamıza kendimizi hapsettik, maçın başından itibaren rakibi cesaretlendirdik, ezik bir anlayışla maçı rezilce bitirdik.

Gerideki bu kadar derin boşlukları kullanamadık, buna rağmen yakaladığımız net gol fırsatlarını fütursuzca harcadık ve kendimize kibrit, Galatasaray’a lig adına bir can suyu verdik.

Ezcümle… Cimbom’a can suyu…