Trabzonspor 2020-21 sezonunu  özellikle  futbol olarak büyük bir hayal kırıklığı ile kapattı. Sezon boyunca ne bir ekip ruhu özelliği, ne de ‘oh be işte budur’ dedirtebilecek dirayetli bir duruş görebildik. Muhalefet etmek için değil, zira kimse kanlım değil ama bu durumun tek müsebbibi yönetimdir. 

Trabzonspor’un, tabanca  gibi işlev gören takımına önceki sezonun son beş haftasında  el freni çektirildi. Ne yazık ki kıymetli Cumhurbaşkanımızın aile efradından birilerinin, kendi aralarındaki güç gösterisinde Trabzonspor tarafında olanlar, Başakşehir’i isteyenlere  boyun büküp, şampiyonluk teslim edildi. Hep diyorum. Türkiye’de 2008 yılından bu tarafa futbol kulüplerinin yönetimleri, başkanları, teknik adamları hatta yabancı transferleri siyasi iktidar gücünü elinde tutan bir takım kimselerin tekelinde ve onların iradeleri doğrultusunda tecelli etmektedir. 2020-21 sezonu öncesinde de yapılan boş ve kalitesiz transferler ve buna mukabil Sosa, Novak ve özellikle Sörloth gibi takımın işleyişine büyük katkılar veren isimler, yine o siyasilerin veya rant çevrelerinin isteği doğrultusunda postalandılar! Adına da; “Kendileri gitmek istedi” yaftasını yapıştırdılar. Halbuki üç oyuncu da tutulmak istenseydi, çok rahat devam ederlerdi. Ama adam 2.4 milyon kazanırken, sen ona; “ben sana bu yıl 1 milyon Euro verebilirim” dersen ve bunu da planlı yapıyorsan, o futbolcu da sana teşekkür eder ve arayışa girer! Bu üç kıymetli ismi gönderen yönetim, teknik adam konusunda da tam bir skandala imza attı. Önce Hüseyin ve ardından yeni sezona girerken Newton denilen şahıs takımın sorumlusu yapıldı. Hem Hüseyin hem de Newton’un takımın başına getirilmeleri de eskiden futbol topunu ‘kabak’ zanneden siyasi güruhun, emir ve talimatlarının ürünüydü.  Yani birileri istediği milyonları kazanmak ve koca Trabzonspor’a hükmetmek adına, sizin takımınızda istediği gibi at koşturdu ve koşturmaya devam edecek! Derken, sıkıntılı, işkence gibi gelen koca bir sezonu daha yedik! Hazmetmesi kolay olmasa da yedirdiler zorla! Hep diyorum, Trabzonspor’un asıl rakipleri kendi içinde ki sorumlularıdır. Çünkü siyasi güce karşı durup meydan okumayı beceremeyen ve kendi çıkarları uğruna koca Trabzonspor’u heba ettirenler, bu koca kulübün oyuncak haline dönüşmesinin müsebbibidirler. (Dikkat edin siyaset hep iflas eşiğine gelmiş iş adamlarından başkan seçer!)

Şimdi yeni sezon için yine sosyal medyada ‘fareler’ hayal satıyor. Transferleri değerlendirip ballandıra ballandıra hayalleri takipçilere sunuyor. Aslında hiç değerlendirmeye gerek yok. Sıradan birkaç oyuncu da alsanız; eğer o siyasi gücü kullanan bir kesim, sizi şampiyon yapmaya karar vermişse, olursunuz! Dünya yıldızlarını toplasanız da; eğer o irade size alt basamakları reva görmüşse asla şampiyon olamaz,  her sezon ‘önümüzdeki sezona bakacağız”  ifadeleri ile oyalanırsınız! O nedenle sosyal medyada röveşata atanlara itibar etmeyin. Ha ille de merak ediyorsanız söyleyeyim.  Trabzonspor başkanının söylediği iki oyuncu için sadece şunu diyeyim. Çok yetenekli, yaşlı ve sorunlu! İş ahlakları zayıf.  Ha burada kendilerini işlerine verirler, vermezler onu bilemem. Burada huzurlu olur veya olmazlar, onu da bilmiyorum! Ancak yönetimin yine kumar oynadığı, böyle kaşar isimlerden birilerinin rant elde ettiğini düşünüyorum! Bu arada yönetime yakın çevrelerden seslendirilen; Salih Uçan, Belhanda, Caulker gibi isimlerin elimizdekilerden daha iyi olmadıkları ve bu takıma önemli ve sürekli katkı sağlayabileceklerini asla düşünmüyorum. Bana göre bu isimler müsriflikten başka bir şey olmaz.  

Kısacası bol bol dua edin ve dilek tutun. Dua edin ki, siyasiler kulüple oynama güçlerini kaybetsin. Dua edin ki siyasi güce yakın o birkaç kişilik ekip yerle yeksan olsun ve Trabzonspor bize kalsın. Ya da dua edin ki, bu siyasiler  artık şampiyonluk kararı versin. (Böyle bir karar bana lazım değil)