Rahman Ayhan yazdı.

Üniversitenin
Bir bireyi olarak
30 yıllık tecrübelerime binaen
En az
On günde bir,
Üniversitelerin sorunlarını
Dile getiriyorum ki,
Üniversitelerimiz
Kuruluş gayesine geri dönerek,
Bilim ve
Araştırma yaparak,
Ülkemizi 
Gelişmiş ülkelerin seviyesine çıkarsınlar…
Yoksa
“Sen ben” kavgası,
Üniversiteleri bitirdiği gibi,
Ülkemizi de
Hak,
Hukuk,
Adalet ve liyakatin olmadığı
Afrika’da ki
Sıradan kabile devletlerin
Sınıfına koyacaktır…

Biliyorsunuz,
Çok kısa bir zaman önce
KTÜ’ in
Efsanevi rektörü olan
Prof. Dr. Türkay Tüdeş’ le röportaj yapıp,
Bazı 
Karanlık dönemi,
Aydınlatmaya çalışmıştık…
Türkay Hoca
Anabilim Dalı Başkanı,
Bölüm Başkan Yardımcılığı,
Bölüm Başkanı,
Dekan,
Rektör Yardımcılığı
Ve
8 yıl Rektörlük yaptığı 
KTÜ’nün,
A’dan Z’ye her şeyini biliyordu…
Kampüsteki
On binlerce ağacın
Kim tarafından dikildiğini bilen,
Stat ve
Her inşaatın yapımında,
Sabah 05.00’ten,
Gece 22.00’ye kadar 
Bizzat yapımını denetleyen biriydi…
Hizmetlisinden
Memuruna,
Teknisyeninden,
Akademisyenine kadar herkesi
İsmi ile bilir
Ve
Öyle çağıran biriydi…

Peki
Şimdi yönetimde olan
Bazılarının
Yaşı kadar yöneticilik yapıp,
KTÜ’ yü
Kurumsal bir kimliğe oturtup,
Şimdikilerin,
Onun oluşturduğu 
Bu kurumun kaymağını yerken,
Ona,
Gereken saygıyı gösterdiler mi?
Hayır
Ne yazık ki,
Koskoca bir hayır!
Hocayı,
Kendi yaptırdığı
Koru Otele bile almayıp,
Apaçık saygısızlık yaptılar…
Bunu yaparken
Gerekçeleri ne idi?
50/d geçici kadroda iken
Doktorası biten şimdiki rektör,
Ego, 
Gurur, kibir içinde,
Uyumsuz,
Birlikte çalışmaya müsait biri olmayınca
Ve
Hocasına karşı
Ukala tavırlara bürününce,
Doktoradan sonra
Bırakılan binlercesi gibi
O da,
Serbest kalmıştı…
Peki
Mağdur edebiyatını güzel oynayıp,
Ulaşamayacağı
Bu makamlara ulaştıktan sonra
Bu durumdaki konulara
Hassas davranıyor mu?
Mesela
KTÜ Fen Fakültesinin
Bir bölümünde
50/d kadrosunda olup,
Doktora bittikten sonra aynı duruma gelip
5-6 yıldır,
Boşta duran
Bir öğretim elemanı için ne yaptı?
Trabzon’a komşu olan
Bir kentten olan
Bu öğretim elemanının
Babası ölünce,
Bütün ailesinin geçimi üzerine kalmış,
Çay satarak
Geçinmeye çalışmaktadır…
Yoksa
İyi ağlayamadığı için
Mağduriyetini
Kabul etmiyorlar mı?
KTÜ’ de 
Üst düzeyde görev yapanlardan
Bu arkadaşla 
Hemşeri olanlar var…
Onlar
Bu durumu görmüyorlar mı?
Kesinlikle görüyorlar
Ama
Onlar döner sermayeden gelen
Paraları,
Cebe indirince,
“Sus, pus” oldular…
Gerçek 
Mağdur olan bu öğretim elemanı
Ve
Onun gibi birçoğunun
Göze batması için
İlla
Sayın rektör gibi
Her ortamda,
“Ben mağdurum” edebiyatı mı yapması gerek?

Bir dizi vardı
Ve
O diziyi izleyenler bilir,
Dizide başrol oyuncusu kadın,
“Ben mağdurum,
Ben mağdurum” diyerek,
Yaygara yapıyordu…
Sanki
Bu olayda,
O diziye benzedi gibi…

04.09.2022
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar