Rahman Ayhan yazdı.

Bazı mesleklerde,
Yükselecek
Ve
Emekliye ayrılacak olanları,
Şuralar belirler…
Yılda
1-2 sefer toplanan şuralar,
O meslektekilerin, 
Bundan sonraki hayatını yönlendirirler…
Bunların
En önemli olanlardan biri
Yüksek Askeri Şuradır…
Belli bir süre
Albaylıkta kalan subaylar,
Ya
General olur,
Veya
Kadrosuzluktan,
Albay rütbesiyle emekli olurlar…
Tabi
Başarıları,
Yaptığı üstün hizmetler,
Astları,
Üstlerine karşı 
Sorumlu duruşunun
Ve
Bütün hayatı masaya yatırılarak,
Onun için karar verilir…
… 
30 yıllık
Üniversite maceramda gördüm ki,
Üniversitelerde
Bilim son sıralarda…
Kalite
Çok altlara düşmüş…
Birçoğu birbiriyle kavgalı,
Çekememezlik
Ve
Hasetlik had safhada…
Bilimi
Çoğunun düşündüğü yok…
“Sen fazla aldın,
Ben az aldım” kavgası hep var…
Katakulli,
Bilim hırsızlığı,
İntihal gibi şeyler, sıradan olmuş…
Bazı akademisyenler,
Ağır cezada bile yargılandığını
Makama atanmak için
Kimselere duyurmamaktadır…
Yerel basının ağzına
Bir parmak bal çaldığından dolayı,
Kimse
Sesini çıkarmamakta…
Öğretim üyeliğinin
En önemli dönüm noktası olan
Yabancı dil sınavındaki
Dönen dolaplar,
Lunaparktaki dönme dolaptan
Daha iyi çalışmakta…
Öğretim üyelerinin bulaştığı
Öğrencisi ile 
Aşk maceralarını sürekli duyuyoruz…
Ders ücreti almak için
Birbiriyle 
Kavga edenler, artık sıradanlaştı…
Makam,
Mevki için atılan taklalar,
Üniversiteleri
Sirklere çevirmiş durumda…
Koca koca akademisyenler,
Öyle hareketler ediyor ki,
Ağzınız açık onlara bakakalıyorsunuz…

Şimdi
Yüksek Askeri Şura gibi
Yüksek Üniversite Şurası kurulsa
Ve
Aksi, kavgacı,
Bilimden uzak, 
Kendini bilmez kişiler
Profesör olarak atanmasa olmaz mı?
Profesör makamını
Yalnızca 
Yüksek Üniversite Şurası belirlese
Ve
Bu makama atanmak
Hiç kolay olmasa, ne olur?
Yalnızca
Zeki ve çalışkan olmak
Profesör olmak için yeterli bir neden olmasa?
Bilim İnsanının
En üst rütbesi olan profesörlüğe,
Aristokrat olmayan,
Köyden gelip,
Hiç kendini yenilemeyen,
Kavgacı,
Aksi ve suratsız kimseler bu makamı
Hayallerinde bile göremese,
Daha iyi olmaz mı?
Mevki ve
Makamlara,
Daha iyi takla atanlar değil,
Bilimde
Ve
Yöneticilikte kendini kanıtlamış,
Kişilerin atanması gerekmiyor mu?

Geçenlerde,
Sayın Cumhurbaşkanımız,
Trabzon 
Havalimanına gelmiş,
Bende 
Bazıları gibi onu karşılamaya gitmiştim…
Havalimanında
Üniversiteden tanıdığım bazıları 
İçinde olmak üzere
Değişik şekillerde takla atanlar vardı…
Hemen hepsi
Sayın Cumhurbaşkanı tarafından
Fark edilmek istiyordu…
Yanımdakine,
“Şunlar ne yapıyorlar?” diye sormuştum…
“Yaaa
Ne olacak,
Hangisi daha iyi takla atarsa
Onlar
Mevki ve makamlara atanacak” demişti…
“Aaaaaa öyle mi?”
Sayın Cumhurbaşkanı
Uçaktan inerken,
Beni görsün diye hızlıca koşmuş,
Korumaları aşmıştım…
“Sayın 
Cumhurbaşkanııııım” diye bağırıyor,
Hem de
İleri doğru takla,
Geriye doğru parende atıyordum…
Yanımda
Takla atan 70 yaşındaki biri
Yere serilmiş,
Düşerken vurduğu kafasından
Oluk oluk kan akıyordu…
Aslında
Onun acınacak haline gülmedim değil…
“Bu yaşta
Olacak şey değil” diye, 
Gülümseyip, 
Ama içimden ona kızmıştım… 
Hemen
Yanına koşarak,
Akan kanı durdurmaya çalışmıştım…
Sıcakkanı
Ellerime bulaşarak, akıyordu…
Benim başıma gelen
Ve
Bana doğru bağıran
Başka birisi,
“Bu salakta nerden çıktı,
Bu haliyle,
Zayıf insanların yaptığını yapmaya çalışmış,
Kafayı yere çarpınca
Beyni akıyor” diye,
Bana acınarak bakıyordu…
Başıma toplanan kalabalığı görüyor
Ama
Onlara cevap veremiyordum…
Ambulans
Beni almaya gelmiş,
Fakat
Doktorun 
“Artık hastaneye götürmeye gerek yok,
Öbür tarafa gitti” deyince,
“Yaaaa 
Ben değil,
Beyni akan şu yaşlııııııııı” diye bağırmaya başlamış,
Bir anda kendimi atmışım…
Meğer
Yine kâbus görüyormuşum…
Şu 
Cevat Hoca
Yurt dışından ne zaman gelecek,
Bir an önce okunmam gerek
Bilen varsa
Ne olur
Bana da söylesin…

24.08.2022
Rahman AYHAN
Gazeteci-Araştırmacı Yazar