Çocukluğumda beklediğim

İnekleri hatırladım! 

Devlet diyor ki, “ Vatandaşım, senin sağlığın her şeyden önemli. Bu nedenle bu salgının önüne geçmek için 48 saat sokağa çıkılmayacak. Sadece iki gün!” 

Devletimin en yetkili kişileri böylesine bir açıklama yapmış ve eklemiş; “Fırınlar, eczaneler, su satan yerler v.s açık olacak, paniğe gerek yok”! 

Yahu bunun adı sokağa çıkma yasağı bile değil aslında! Her tür uyarıya rağmen sokakta lak lak yapma derdinde olan cahilleri frenleme adına hayata sokulmuş, 48 saatlik bir kısıtlama sadece! 

Vay anam vay! Utanç duydum. Bir vatandaş olarak; yurttaşımın psikolojik refleksinden, akıl sağlığından, cehaletinden utanç duydum yeminle…

Sanki üçüncü dünya savaşı çıktı! Sanki artık haftalarca kapıdan dışarı adım atmak yasaklandı! Meğerse benim milletim evinde hiçbir şey yiyip içmiyormuş! Meğer ki benim vatandaşım aç duruyormuş! Kıtlıktan çıkmış gibi marketlerin önünde kuyruklar! Milletim bir biri sırtına çıkmış vaziyette! Olacak iş değil yahu!
Korona ona bulaşacak, o başkasına bulaştıracak, hiç mühim değil. Kuyruklarda, tüm kurallar ihlal edilmiş! Korona bile sevinmiştir, bulaşacağı o kadar uygun ortamların doğmasına! 

Vay zavallı, vay eğitimsiz toplum vah! 

Türkiye’nin dört bir yanında utanç görüntülerini izledim. Trabzon’da ki bir mahallede yaşanan ekmek kavgasını da içim cız ederek takip ettim. Yazıklar olsun. Siz nasıl insansınız? 

Kusura bakmayın ama çocukluğum köylerde geçtiği için hafızamda kalan bir olayı anlatacağım. Anam o yıllarda inek bakardı. Biz çocuktuk! Kışın ahırda beslenen hayvanlar, Nisan ayı gibi, her yer yeşerince güzel havalarda dışarı salınırdı! Hayvan bu ya! İpten kendini kurtarmanın sevinci ile atlayıp zıplayarak dörtnala otlak alanlarda zıplayıp dururdu. Yahu, 48 saatlik ve üstelik “Ölmeyelim” diye uygulanan tedbir kararı sonrası, sanki evlerinde hiçbir şey yokmuş, sanki hep aç kalmış, sanki buzdolaplarında tek lokmaları kalmamış gibi sokağa atlayan, birbirini dövmeye kalkan, bir biri sırtında alış veriş yapıp virüse meydan okuyan zavallı beyinleri, kimse kusura bakmasın ama o dönemin ineklerine benzettim. Ne yapayım,  görüntüleri izlerken aklıma ilk o çocukluk yıllarımdaki anım geldi. Kusura bakmasın kimse. 

Yahu kardeşler, çitos almak için bile markete koşan zavallı beyinler! Siz sadece kendinize değil, hepimize saygısızsınız. Buna hakkınız yok. Her halde iki gün işkembenizi doldurmasanız da ölmezsiniz! Aç kalsaydınız ölmezdiniz ama korona sizi bu saatten sonra öldürür mü bilemem! Çünkü Korona’yı iki- üç saatte her tarafa bulaştırdınız. Zavallısınız zavallı! 

Bu millet Müslüman’ım dese bile, uygulama da hiç de Müslüman gibi davranamıyor. Demek ki şekilci Müslümanız çoğumuz. Çünkü Müslüman, her davranışı ile örnek olmalıdır. Gerçi, neyi anlatıyorum ki! Eğitimi olmayanın Müslümanlığından ne olur? Hem hırsıza, arsıza, ikiyüzlüye; sırf makam ve para sahibi olduklarından hürmet eden, haklıyı değil güçlüyü şiar edinen bir toplumdan ne beklenir ki! Vah benim ülkem, vah benim insanım vah.