Muhammed Sefa Rumeli yazdı...
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, bilindiği üzere, son aylarda Trabzonspor’u dilinden düşürmez oldu.
Karadeniz temsilcisi, burjuva başkanda adeta obsesyon/takıntı haline dönüşmüş durumda...
Varsa yoksa Trabzonspor...
Fırsatını bulduğu her ortamda, Trabzonspor hakkında provokatif açıklamalar yaparak; istikrarlı bir şekilde toplumsal gerginliği arttırmaya devam ediyor.
Konu bordo mavili ekip olunca, kırmızı görmüş Kadıköy boğası gibi burnundan alevler saçıp, önüne gelen herkese saldırıyor.
Gerçi, başkanı da biraz anlayışla(!) karşılamak gerekiyor.
Hayatı boyunca karşısına çıkan her zorluğu/sorunu, parasıyla halleden bir burjuva olmasına rağmen; devasa servetinin futbol sahasında hiçbir işe yaramaması, doğal olarak başkanın hassas bünyesinde hüzün, sıkıntı ve mahcubiyete yol açıyor.
Ne yapacağını bilemez bir halde, gerek kendisinin gerekse mensubu olduğu ailesinin zedelenen itibarını kurtarabilmek için amansız bir mücadele veriyor.
Başkan, kendi camiası içerisinde büyük bir güven ve itibar kaybına uğramışken, diğer taraftan kulüp içi muhalefet ise gittikçe güçleniyor ve destekçi sayısını arttırıyor.
Ali Koç, 2022/2023 sezonunun son şansı olduğunu, eğer bu sezon da şampiyon olamazsa, başkanlık koltuğunu kaybedeceğini bildiği için futbol kamuoyununu şimdiden baskı altına alarak; kulübü lehine algı operasyonu yapıyor.
Özellikle, Trabzonspor’u yıpratmaya ve tahrik etmeye çalışarak; bordo mavili ekibe karşı tam anlamıyla psikolojik bir savaş veriyor.
Bu sayede hem gündemi değiştiriyor hem de bu sezon ki başarısızlığını kamufle etmiş oluyor.
Futbolu yeşil sahalardan farklı mecralara çekiyor.
Cumhuriyet'in ilanının 100. yılını bahane eden başkan, “ Bu sezon şampiyonluk en çok Fenerbahçe’ye yakışır.” gibi mantık dışı açıklamalarda bulunarak; Türkiye Futbol Federasyonu'nu baskı altına almaya çalışıyor.
Cumhuriyet’in 100. yılında şampiyonluk başka takımlara değil de neden en çok Fenerbahçe’ye yakışsın?
Bunun kararını Ali Koç mu veriyor?
Fenerbahçe’nin diğer kulüplerden farkı ne?
Türkiye Cumhuriyeti’ni yoksa sadece bu kulübe gönül verenler mi kurdu?
Millî Mücadele’ye bir tek Fenerbahçeliler mi katıldı?
Başkanın tüm toplumu ilgilendiren böyle hassas/önemli bir konuda göstermiş olduğu kibirli ve ayrıştırıcı tavra bir bakar mısınız?
Bu kadar pervasız ve mantık dışı bir açıklama nasıl yapılabiliyor, inanın aklım almıyor.
Sonuç olarak; lig şampiyonluğu, her yılda olduğu gibi Cumhuriyet'in 100. kuruluş yılında da parası ve taraftarı çok olana değil, gerçekten hak eden takıma yakışacaktır.
***
Trabzonspor lobisini dilene dolayan Ali Koç, kendi kulübünün tarihine bir bakma zahmetinde bulunursa, yıllardır devlet iradesinin, medyanın, sivil ve askeri bürokrasinin her konuda sarı lacivertli kulübü nasıl koruyup kolladığını görecektir.
Bedelsiz verilen araziler, ruhsatsız yapılar, örtülü ödeneklerden ve hazineden aktarılan paralar, kaldırılan cezalar, silinen vergi borçları...
Daha neler neler...
Bu kulübe yıllardır yapılan yardımlar ve hibeler yetmezmiş gibi son olarak da, İstanbul Maltepe'de kamuya ait 125 bin metrekarelik askeri arazinin 39 yıllık kullanım hakkı, bilâbedel Fenerbahçe Kulübü’ne verildi.
Şimdi, Fenerbahçe’ye yapılan bu arazi tahsisi, kulüpler arasında haksız rekabete yol açmış olmuyor mu?
Neden bu tür jestler Anadolu Kulüplerine değil de genellikle İstanbul’un üç kulübüne yapılıyor?
Hani mevcut hükümet Trabzonspor’u destekliyordu, hani bürokrasi Trabzonspor’un yanındaydı, hani Trabzonspor’u federasyon şampiyon yapmıştı, hani Trabzonspor lobisi futbolu yönetiyordu...
Fenerbahçe taraftarları, başkanlarının da tahrikleri sonucu, “Hükümetin köpeği Trabzonspor!” diye bağırıp duruyorlardı ya!..
Maltepe’deki arazinin tahsisinden sonra, onlar acaba hükümetin neyi oluyorlar?
Yorum sizin...
***
Devlet tarafından futbol kulüplerine kamuya ait arazilerin bilâbedel tahsis edilmesi, uygun şartlarla kamu bankalarından krediler verilmesi, nakdi yardım yapılması ve vergi borçları konusunda ayrıcalık gösterilmesi kesinlikle kabul edilebilecek bir durum değildir.
Kamunun kaynakları halkın tamamına aittir. Bu yüzden futbol kulüplerinin menfaati için kullanılamaz.
Hiçbir gelişmiş ülkede, futbol kulüpleri bu kadar korunup kollanmamaktadır.
Belediyeler de dahil olmak üzere, kamunun futbol kulüplerini ihya etmek gibi bir sorumluluğu ve vazifesi bulunmamaktadır.
Yorumlar