30/08/2020

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yunan halkı, kifayetsiz yöneticileri yüzünden başlarına gelecekleri kabul ediyor mu?

Fransız halkı, kifayetsiz yöneticileri yüzünden ödeyecekleri bedelleri biliyor mu?

Biz, girdiğimiz bu yolda her türlü bedeli ödemeye hazırız.

Düşmanlarımıza hodri meydan diyoruz...

Büyük zaferler kazanacağız...

 

 

YORUMU:

 

 

Hadi Yunanistan’ı anladık, kimimize göre ülkedeki Avcılar Kulübüne kayıtlı  avcıları yollasak yeter...

Ancak fotoğrafın böyle olmadığını iddia edip duruma itiraz eden ve bunu televizyondaki tartışma programlarında açıklayan bazı emekli paşalarımıza göre

Yunanistan’ı

özellikle hava kuvvetleri konusunda çok da hafife almamamız gerektiği hususu da işin bir başka yönü...

 

Hal böyleyken Fransa'ya da aynı şekilde meydan okumak, yani “ikinizi bir düreriz”e lafı getirmek için muhtemeldir ki çok çok farklı sofistike silahlara sahibiz.

 

Yoksa Erdoğan bu kadar üst perdeden konuşup, meydan okuyamaz...

Ki yine bu minvalde:

 

Türkiye, Akdeniz'de, Ege'de, Karadeniz'de hakkı olanı alacaktır. Kendimize ait olanlardan asla taviz vermeyeceğiz. Ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Muhataplarımızı kendilerine çekidüzen vermeye davet ediyoruz. Bedel ödeme adına karşımıza çıkmak isteyen varsa buyursun gelsin. Türkiye'nin artık sabrı sınanacak bir ülke olmadığını herkes görecek. Yaparız diyorsak yaparız. Bedeli ne ise öderiz

 

Bir konuşma yapmıştı yine birkaç gün önce…

 

Demek ki bambaşka silahlara sahibiz ve bu anlamda gücümüzle posta koyuyoruz.

 

Gücümüzün ne olduğuna dair ipuçlarını Yunan medyasından takip ettik.

 

Ve hatta Fransız savaş gemisinin Akdeniz' de başına gelenleri, elektronik anlamda geminin kilitlenmesi

 

"Üzerimizde tanımlayamadığımız yüzlerce cisim uçuyor. Bunların ne olduğunu anlayamıyoruz. Bütün sistemimizi kilitledi. Geminin bütün dijital sistemi kontrolümüzden çıktı. Bize kılavuz gönderin” açıklamalarını da bu minvalde takip ettik.

 

Yine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, bundan aylar öncesinde yaptığı şu açıklama da bize bu konuda fikir veriyor...

"Öyle şeyler gerçekleştiriyoruz ki birazını sizinle paylaşsak, gece sabaha kadar uyuyamazsınız. Öyle şeyler hazırlıyoruz ki görecekler Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını."

 

15 Temmuz kim ne derse desin bizim için ikinci bir Ergenekon'dur...

 

Askeriyeden yargıya, bürokrasinin her kaleminden  emniyete, ASELSAN’dan TÜBİTAK’a kadar her yere sızan ve en mahrem bilgilerimizi İsrail' e Amerika'ya satan, çok hassas projelerde görev alan mühendisleri, ülkenin geleceğinde etkili olacak siyasi isimleri kaza sosuyla öldüren, bu uğurda çok değerli bilim insanlarımızın içinde olduğu Isparta uçağını İsrail'in de desteğiyle düşüren, ülke içinde büyük terör olaylarını organize eden vs. vs.

Fetö

gibi bir yapının tasfiye edilmesi ile geldiğimiz noktaya bir bakın...

 

15 Temmuz’dan bir ay sonra Fırat Kalkanı Harekâtı’nı başlatmak, üstelik 360 generalden yarısının Fetöcü veya darbeye karışanlardan oluşması neticesinde büyük güç kaybına uğradığı halde bu cesareti gösterebilmek hem gücümüzün bir vesikası hem de Fetö'nün nasıl bir bela olduğunun da bir göstergesi...

İlk Ergenekon, 400 yıl sürmüştü… İkincisi ise yaklaşık 250 yıl…

 

Ergenekon’dan çıktık geliyoruz…

 

Ezcümle... Topunuz gelin...