Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın terör örgütü DHKP-C tarafından şehit edilmesi sonrası başlayan operasyonda, DHKP-C’nin Türkiye sorumlularından Kamile Kayır’la aynı bölmede yakalanan ve cezaevinde eylemde ölen EbruTimtik'in posteri İstanbul Barosu binasına asıldı.

 

 

 

YORUMU:

 

 

Savcı Mehmet Selim KİRAZ...

Bir Anadolu evladı,

Bu toprakların çocuğu,

Yerli ve milli bir savcımızdı...

 

Tıpkı Mardin'in Derik ilçesinin kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk gibi...

İkisi de devletin ekmeğini yiyen hainlerin işbirliği sonucu makamlarında şehit edildi.

 

Muhammed Fatih Safitürk…

 

Odasına konulan bir bomba sonucu şehit oldu...

 

Kiraz, bir Ramazan ayında oruçlu iken makamında saatlerce rehin alındı, teröristlerin verdiği suyu, sizin elinizden su bile içmem diyerek Türk savcısı asaleti ile davrandı ve 9 saatlik terörist eylem sonucunda kafasına dayanan silahla şehit edildi...

 

Adliyeye o teröristler nasıl girdi, 9 saatlik bir eylemde emniyet zaafiyeti var mıydı gibi soruları merak ediyorsanız,  2015 yılı ve öncesi Fetö'nün en güçlü olduğu dönemler demek her şeyin özeti demek, desek kâfidir.

 

Ha Fetö ha PKK ha DHKPC...

 

Daha önce de dediğim gibi aynı ahtapotun farklı kolları...

 

Bir de işin o yıllarda ve o yıllara gelen yıllara kadar olan tüm süreçte saç ayaklarından biri de medya ayağı idi…

Hani Başbakanları villasının önünde pijama ile karşılayan ve birilerinin tetikçiliğini yapan o meşhur medya patronları…

İşte onlardan biri ve gazetesi…

 

Ne acıdır ki kuruluşu İsrail'in kuruluşu ile aynı olan Hürriyet gazetesi

Berkin Elvan’a ihanet

mottosuyla Selim Kiraz ı ve Kiraz' in başına silah dayayan teröristi manşetten verdi.

 

Yani Savcı Selim Kiraz şehit edildi diyemedi de Berkin Elvan vurgusunu ön plana çıkartıp,

 Savcı bedelini ödediye, maalesef manşeti getirdi.

 

O savcı, devleti temsil ediyordu ama birileri devlete bu şekilde meydan okuyordu.

 

Ne utanç vericidir ki avukatların bağlı olduğu bir kuruluş olan baro,

 

Hukuku ihdas edecek, teröristi bütün delilleriyle adaletin önüne çıkaracak olan bir kurum,

Kendi kurum binasına, hücresinde geberen bir terörist destekçisinin avukat (!) olması hasebiyle fotoğrafını asıyor.

 

Bu barolar, odalar vesayet sisteminin sivil toplum örgütleri olarak demokrasi ve özgürlük soslarıyla bu ülkeye dayatıldı. Tıpkı medya ayağı gibi…

 

Ve hiçbir zaman hiçbiri yerli ve milli olmadı…

 

 

Ezcümle..."Artık sağcı solcu kalmadı. Elimizde bir vatan kaldı, bir de vatan hainleri."( Cemil Meriç)