Kolay maçı zor kazandı Trabzonspor.

Benim eski takımın çakma hocası üç puanı hediye etti.

Skor 0-2 olana kadar Antalyaspor taktiğiyle oynadı acemi.

Sonrasında oynanan futbol çok soruyu gündeme getirdi.

İlk bölümdeki futbolun gerçek sebebi Hakikaten Trabzonspor'un çok üstünlüğünden miydi? Yoksa strateji gereği üzerine mi çekiyordu Çakma hoca.

Çekme şeyi oluştu fakat sonrası yoktu.

Bizim hoca sever böyle durumları, pas pas üstüne bindirdi.

Tam burası olmaz dediğimiz yer. O kadar sürede, her tarafı sana bırakılmış, nedense pasifize olmuş bir rakip karşısında 30 dakika nerdeyse sıfır pozisyonla geçiyorsun. Bir köşe atışına Hugo vuruyor, birde Flavio'nun şutu.

Yana geri oynamayı bırakacak Trabzonspor. Djaniny’nin usta işi golüne alışığız da Ekuban’ın attığı gol tüm soruların cevabı oldu. 4 pasta 60-70 metreyi geçtiler. Kendi yarı sahasında topu kaptığı anda 5-6 saniyede topu filelere bıraktı golcü. Yapabiliyormuş demek ki! Yetersiz değilmiş bu futbolcular.

Hedef istiyorsa Trabzonspor hiç vakit kaybetmeden her fırsatta gole oynayacak.

Darlandık, sıkıldık, izleme zevkimiz köreldi. Yana, geri, sahanın boş yerlerine etkisiz bölgeye topu kaçırma saçmalığından kurtulmalı Trabzonspor...

Üç puanı Hediye etti Çakma Hoca. Skor 0-2 olduktan sonra daha kaybedecek bir şeyimiz kalmadı halinde yüklendi Gençlerbirliği. Bir attı ikiyi kaçırdı... Oynayamaz diye kulübede tutulanlar sahaya girdikten sonra çok başka şekle döndü oyun. Uzun süre yarı sahasına gömüldü Trabzonspor...

Üç puanı aldıktan sonra ne söylesen hikaye düşünen olabilir!!!

Ben yine de uyarmak isterim. Sahip olduğu gücü verimli kullanmalı Trabzonspor. Her rakip Adı Kaplan kendi Kedi olmayabilir...

Berat çocuğu faydalı gördüm. Çok disiplinli, nerdeyse sıfır pas hatası. Ekuban Ve Nwakaeme Başroldeydi. Hugo savunma lideri, Edgar Yardımcı rolde. Serkan ve Marlon daha cesaretli olmalı. Flavio ve Parmak hafif kalıyor.  Bence Uğurcan dünyanın en iyi üç beş kalecisinden biri...