Birkaç gün önce düştü bu aşağılayıcı görüntüler sosyal medyaya...

 

Güya basına kapalı yapılan toplantı ve bu toplantıda bir ülkenin kendi Cumhurbaşkanı nezdinde itibarının yerle bir edilmesini Hollywood filmi izletir gibi izlettiler tüm dünyaya…

 

1-020.jpg 

 

Farklı fotoğraf karelerini de derlediğim bu nahoş olayı daha da açalım.

 

Trump, “Sırbistan, İsrail’deki elçiliğini Kudüs’e alacak” derken Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic “Bu da nerden çıktı” der gibi önündeki anlaşma metnini karıştırıyor.

 

Belli ki anlaşma metnini okumadı. Yardımcılarına, bürokratlarına güvendi.

 

Yani bizde de bir döneme damga vuran ve Monşerler diye bilinen adamların ihanetine geldi...

Argo tabirle tufaya düştü.

 

Ve yine bu fotoğrafta yer alan  Trump’ın Yardımcısı Mike Pence' in “Eyvah fark etti” bakışı da bu ihanetin ayrı bir ifşası...

 

Aynı toplantının basına sızdırılan başka bir fotoğraf karesinde ise sanki mülakata tabi tutulan bir öğrenci misali,

ortaya konulan sandalyenin üstünde sanık sandalyesinde oturuyor gibi oturan ve karşısında efendisi Trump'a hesap verir gibi duran  Vucic…

Bir ülkenin kendi Cumhurbaşkanının dünya kamuoyuna sızdırılan görüntülerle  yaşadığı acziyet…

 

Üstelik Slav ırkından olmaları  yönüyle Sırplarla ırktaş olan ve Slavların  hamisi konumunda olan Rusya’nın bu duruma tepkisi ise daha da onur kırıcıydı Sırbistan için…

 

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın:

“Sorguya çekilircesine, kendini üstün gören birinin karşısına oturtulduğunuzda tavsiyem ‘Temel İçgüdü’ filmindeki pozu almanızdır” sözü

 

Temel İçgüdü filmi ve filmin başkarakterlerinden Sharon Stone’un müstehcen sahnelerine bir yönüyle atıfta bulunuyor sözcü Zharova…

 

 

Gerek Trump’ın davranışı gerekse de Rus sözcünün açıklamaları Sırp Cumhurbaşkanına değil Sırbistan devletine ve milletine yapılmıştır.

 

Sırpları,

Boşnaklara yaptığı katliamdan, binlerce Boşnak kadına tecavüzlerinden dolayı zerre hazzetmedim, hazzetmem de...

 

Ancak bir devletin itibarına tecavüz eden fotoğrafa da bir Türk olarak rıza göstermek bize yakışmaz.

 

Ne acıdır ki biz bu fotoğraflara ve bu fotoğraf karesinin ruhunu yansıtan hadiselere aşinayız maalesef...

 

Bu kadar aşağılayıcı olmasa da bir dönemin Türkiye’sini de yansıtan bir fotoğraf karesiyle benzerlik gösteriyor bu hadise…

 

Hatırlayın, Clinton'ın Beyaz Saray' da Ecevit’i ağırlayış biçimini… Ve yine bu karenin

güya basına sızdırılışını…

 

Amerika’nın ahlaksız ahlakı bu maalesef…

Yugoslavya’dan bölünerek ortaya çıkan devletlerden biri olan Sırbistan üzerinden verilen mesaj da bu…

Böleriz de –affedersiniz- köpek muamelesi yaparız da…

Yoksa Yugoslavya’nın bir döneme damga vuran Tito gibi şahsiyetlere böyle bir muamele yapamazsınız.

Buradan çıkarmamız gereken dersin özeti budur.

  24 milyon kareden 780 bin kilometre kareye inen bir imparatorluğun devamı olsak da böl, parçala, yut taktiğinin ne demek olduğunu 14 milyonluk Türkiye’den 85 milyonluk Türkiye’ye gelene kadar çok acı öğrendik.

 

İşte bu minvalden hareketle bir dönem devletimizi yöneten zatların devletin onurunu rencide eden davranışları beynimize saplanmış bir mermi gibi durur hala…

 

Bu ülkenin bir dönem Başbakanlığını yapmış bir zatın, o dönem Türkiye’sinde “hükümetleri kuran ya da yıkan ve bunu da çekinmeden ifşa eden bir medya patronu”nun evine gidip o patronca kapıda bornozla karşılanması gibi...

 

Veya aynı Başbakanın, devletin tahsis ettiği uçağın rotasını değiştirip sırf zevki için Macaristan'da bir kumarhaneye uğrayıp, oradaki bir kumarzededen yumruk yiyip gözünün şişmesi hadisesi gibi...

 

Ne yazık ki devlet itibarını yerle bir eden fotoğraflar ve olaylar hafızamızda öyle yer edinmiş ki Vucic hadisesi de bizlerden  izler taşıyor.

 

Burada bilmemiz gereken ve ders çıkarmamız gereken ana husus, Batının ve Amerika'nın bizi görmek istediği fotoğrafın bu olduğu hakikatı…

Osmanlı’nın yıkılmasıyla 63 yeni devlet ortaya çıkaran  bu vahşi medeniyet ayağımız sendeliğin an bize de acımayacaktır.

 

Bunun ceremesini 250 yıldır çeksek de sadece Cumhuriyet Türkiye’sinde yaşadığımız darbeler, terör vb hadiseler hep ayağı kalkmamamız içindi.

 

Mevla’nın inayetiyle muvaffak olamadılar, çok oyaladılar, çok yıl çaldılar, çok nesli heba ettiler ama başaramadılar…

 

Gelelim fotoğrafın diğer bir yönüne...

 

Bu millet ve bu milletten mürekkep bu yüce devlet,misafir ettiği bir devlet ricaline hiçbir zaman böyle bir muamele asla yapmamıştır.

 

Çünkü bir Türk için;  evine gelen misafir kutsaldır, nimettir.

Türk olmanın asaleti budur.

 

Hatırlarsanız Vucic 2017'de Türkiye'ye gelmişti ve Erdoğan tarafından  Türk'ün şanına şerefine yakışır şekilde ağırlanmıştı.

 

Biz, Batı medeniyeti gibi vahşi değiliz.

 

Merhum Akif’in:

 

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...

Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz

 

Mısralarıyla özetler Batı’yı…

 

Hal böyleyken,  Batıcıların içimizden devşirdiği bizdeki köksüzler, bütün bunları görmezden gelir…

Bu köksüzler; Batı medeniyetine hayranlıkları, insan hakları, demokrasi gibi aforizma yemleri ile yemlendirilirken, celladına âşık olan Stockholm sendromunun kâbusunun içerisinde olduklarının farkında bile değillerdir.

 

Gerçek yüzleri budur Batı' nın desen, kendi tarihlerinin kendilerince kötü örneklerini vermeye başlarlar...

 

Fransa’sı, Almanya’sı ve Amerika’sı kısacası cümlesi böyledir.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın jandarmalığına soyunan Amerika’nın sicili hepsinden daha bozuktur.

 

Amerikan kovboylarının, kovboy kimliğiyle modern medeniyet algısı ancak bu kadar olur.

 

100 milyon Kızılderili öldüren, insanlık tarihinin gördüğü en aşağılık katliam olarak adlandırılan atom bombasını atan, demokrasi getireceğiz diye Irak' ı, Suriye'yi, Afganistan’ı, öncesinde Vietnam’ı ve bütün bu coğrafyayı kana boğan vs. vs. yamyam bir devlettir Amerika...

 

 

Ve Amerika'dan hiçbir farkı olmayan Batı ve medeniyeti…

 

Bu öyle bir medeniyettir ki,

Batı demek sömürmek demek; katliam demek, tecavüz demek; işte bu fotoğraf kareleriyle aşağılamak demek…

 

Keşke bunu kendi köklerinden kopan köksüzler/ (k)öksüzler, (k)ök(s)üzler parantez içinde belirtilen harflerin çıkarılmasıyla ortaya çıkan kelimelerin haline düşmeden anlasalar…

 

Ezcümle… (K)ÖKSÜZLER…