Din, ticaret, eğitim, eğlence, yaşam kısacası hayata dair her şey durdu…

 

Her yeri Corana vurdu…

 

1400 senedir okunan ezanda, 'hayya alas-salah' (haydi namaza) bölümü 'al-salatu fi buyutikum' (namazı evinizde kılın) olarak Corana yüzünden Kuveyt’te değiştirildi.

 

Cuma namazı dâhil cemaatle namaz kılmamanın fetvası da verildi.

 

Hz İbrahim’den beri tavaf edilen Kâbe boşaldı; tavaf, Ebabil kuşlarına kaldı…

 

Vatikan, İtalya ile birlikte göçtü… Camiler, kiliseler, havralar, tapınaklar boşaldı…

 

Dünyanın tüm noktalarında hayat durdu, her ülke içine kapandı, sınırlar kapatıldı, maçlar iptal edildi vs vs…

 

Kısacası bir panik, bir tedirginlik her yerde kendini gösterdi.

 

Peki, tüm bunlar yazının başlığındaki gibi bir senaryo mu ve ya da ve ya Corana “ ekonomik, psikolojik, teknolojik savaşlar”ı da içine alan bir biyolojik savaş mı?

 

Gelin önce hem biyolojik savaşların hem de salgınların bir tarihine bakalım…

 

Sonra analizle parçaları birleştirelim.

 

Biyolojik silahların gücünü ilk fark edenlerin Hititler olduğu, tarihçiler tarafından söylenir.

 

Mısırlılara ait bir tablette Hititlilerin Kadeş Savaşı’nda vebalı hastaları casus olarak Mısır’a gönderdikleri ve birçok Mısırlının bu yüzden hayatını kaybettiği ifade edilir.

 

İskender’in de Perslere karşı savaşırken İran ordularının üzerine ölmekte olan hastalıklı insanları gönderdiği belirtilir.

 

Moğol hükümdarı Cengiz Han; Çin, Kırım ve Viyana’daki kaleleri alırken vebadan ölmüş insanların cesetlerini mancınıkla fırlatarak mikrobun o bölgede yayılmasıyla zafer kazanabilmiştir.

 

Amerikalı tarihçi Carl Waldman, Atlas of the North American İndian adlı eserinde yedi yıl savaşları kahramanı General Jeffrey Amherst’in Kızılderililere karşı biyolojik silah kullandığını bu yüzden bazı kabilelerin tarihten silindiğini söylüyor.

 

Maalesef kıtaya ilk çıktıklarında da çiçek hastalığı taşıyan battaniyeleri Kızılderililere vererek tüm süreçte yüz milyona yakın Kızılderili’nin ölmesini sağlayıp Amerika’ya hükmetmişlerdir.

 

Hitler’in Yahudileri katlettiği gaz odalarını( ki bunun İsrail’in kurulması için bir proje olduğunu da bilmenizi isterim)

 

İsrail’in Filistin’e attığı Sarin gazlarının, Saddam’ın Halepçe, Esed’in Suriye’deki katliamlarının da bir nevi biyolojik silah olduğu malumunuz…

 

Gelelim buradan büyük salgınlara…

 

Kara Ölüm / VEBA : 1347-1351 yılları arasında Asya'nın güney batısında başlayarak 1340'lı yılların sonlarında Avrupa'ya ulaşan ve 75-100 milyon kişiyi öldüren salgın.

 

Kanamalı ateş salgınları: 1545-1548 yılları arasında Meksika’da ortaya çıktı ve tahminen 5 ile 15 milyon insanı öldürdü.

 

Kolera salgını, 1817-1824’de Asya ve Avrupa’da ortaya çıkan kolera salgını, 1899- 1923 yılları arasında yaklaşık 1.500 bin kişiyi öldürdü.

 

 

 

Çiçek Hastalığı, her yaşta, her cinste görülen, irinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan, ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık olan çiçek hastalığı tarihte en çok ölüme yol açan hastalıklar listesinde…

 

İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesine, 1918-1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türü yol açtı. İspanyol Gribi, 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgınlardan biri oldu.

 

Asya gribi, 1957- 1958 yıllarında 2 milyon; Rus gribi 1889-1890 arasında 1 milyon; Hong Kong gribi 1968-1969 yılları arasında 1 milyon insanı öldürdü.

 

2000’lerde AİDS yaklaşık 5 milyon kişiyi öldürdü… Ebola, Sars, Domuz gribi, Kuş gribi vs.

 

Şimdi de Çin üzerinden gelen Corana…

 

Gelelim asıl bölüme…

 

Corana ilk defa 1960’larda tespit edilen bir virüs… Şu an Çin’de ortaya çıkan çeşidi ise COVİD 19 diye bilinen yeni tipi…

 

Yani görüldüğü gibi insanlık tarihi boyunca salgın hastalıklar görülmüş ve bu salgın çok çok fazla sayıda ölümlere yol açmış…

 

Peki, dünyanın küreselleştiği, tıbbın bu kadar ilerlediği bir dönemde bu Corana neyin nesi ve neyin perde arkası…

 

Şimdi bu minvalde şu sorularla gidelim…

 

Corana, Yeni bir düzenine geçişin öncü bir deneyi, günümüz toplumu da bunun bir kobayı mı?

 

 

 

Yoksa birilerinin dediği gibi 21.yy Dijital Dünyası

 

Blockcahain, Dijital Kimlik, Biyometrik Çip, Singulariyt, Transhümanizm, Dijital Ekonomi, Kripto Para vs unsurların, bundan yirmi yıl sonra hayatın merkezinde olacağı gerçeğiyle planlandığı

 

CORANA da bu geçişi hızlandıran ve bunun için de gerekli olan bir korku imparatorunun ta kendisi mi?

 

Evlere tıkanan ve evden eğitim, evden iş gibi dijital bir ortamda hayatını idame eden,

 

sosyolojik ilişkilerini arttırılmış gerçeklik teknolojisiyle gerçekleştiren ve tüm bunları zihin kontrolünün hapsinde yaşayan bir toplum, bir insanlık mı amaçlanıyor?

 

Corana, en çok kâğıt paralardan bulaşıyor algısı yaratılarak dijital paraya mı geçilmek isteniyor. Peki, bu dijital para ile sistemin tamamen kontrol edildiği, insanların tekbir merkezden takip edildiği bir ekonomik sistem mi planlanıyor?

 

21.yüzyılın dijital çağı, ulus devletleri ve aileyi yok sayan; bireyi hedefe ve merkeze alan yeni bir dönem mi?

 

Bütün bunlarla beraber önümüzdeki süreçte virüsün ilacı bulundu denilerek, biyometrik çip takılmaya razı olan ve böylelikle hacklenebilir, kontrol edilebilir, Robocop vari insanlar mı hedefleniyor?

 

“Tanrıya Karşı İnsanlık 2-0 önde” kitabını yazan Ray Kurzweil’in bahsettiği yapay zekâ odaklı Transhümanizm denilen bir evreye mi geçiliyor?

 

Ya da bazı ezoterik araştırmacıların dediği gibi bu hadiseler Şeytan adına hareket eden yani şeytani aklın Allah’a bir başkaldırısı mı?

 

20. yüzyılı iki büyük dünya savaşıyla kuran akıl, 21.yüzyıl Dijital çağını, virüs kaynaklı milyonlarca ölümle ve sonrasında postmodern bir Nuh Tufanı ile mi dizayn etmek istiyor?

 

Bütün bunlar Ezoterik örgütlerin inandığı bazı hadiselerin gerçekleşmesi için Tanrı’yı Kıyamet’e Zorlamak eylemi mi?

 

İlk önce bizlere: “ABD’nin Çin’i durdurma hamlesi” diye anlatılan bu senaryo, şimdi niçin ABD’yi de içine alarak bu kadar büyüyor?

 

Dünya Sağlık Örgütü, Amerika Sağlık teşkilatı başta olmak üzere tüm devlet başkanlarının ve özellikle İngiltere Başbakanını bu derece panikleten açıklamalar neyin nesi?

 

Büyük bir ekonomik çöküş mü geliyor, petrol neden 30 dolarlara indi, yüzbinlerce şirket niçin iflas etti, FED neden bu zamana kadar bastığı dolar kadar doları basıp piyasaya süreceğini söyledi?

 

FED eski Başkanı ı Stanley Fischer’ın 2018’deki Bilderberg toplantısında, ekonomileri etkileyecek bir virüsün pek mümkün olmadığını ancak iyi bir panik havası oluşturulup insanları etkileyebilecek bir medya çalışması yapılırsa, hayata geçecek ALGININ piyasaları çökertebileceğini söylemesi bugünlerin bir hazırlığı mıydı?

 

Neden çok büyük şirketler başta olmak üzere en tanınmış simalar ha bire Corana korkusu üzerinde duruyor?

 

Ekonomik olarak bir devlet ayakta değilse o devlet, devlet değildir mantığıyla, ekonomi üzerinden ulus devletler mi hedefe alınıyor?

 

Son beş yıldır Birleşmiş Milletler tarafından organize edilen ID2020 yani dijital kimlik uygulaması, 2030 yılına kadar hangi uyruktan olursa olsun herkesin dijital ortamda bir kimliğe sahip olmasını sağlamak maksadıyla vize, pasaport gibi uygulamaların çöp oluşu ulus devletlerin tasfiyesi mi?

 

 

 

İnsanlık 2020’ye kadar yaşadığı her şeyi artık bundan sonraki 20-25 yıl içinde çok farklı yaşayacak. Yirmi beş sene sonrası bambaşka bir dönem olacak dedikleri bir dönemin mi arifesindeyiz.

 

Dünyayı yöneten şeytani aklın hizmetkârlarından olan Rothshildlere bağlı The Economist dergisinin 2020 kapağının simsiyah çıkması 2020’nin kara bir yıl olacağının mı habercisiydi.

 

Yine 1988 The Economist’in kapağında 2018 Bitcoin ve Simurg kuşu bugünlerin çok çok önceden planlandığının mı göstergesiydi?

 

1981'de Dean Koontz'un kaleme aldığı ve "2020'de Vuhan'da virüs çıkacak, dünya ekonomisi çöküp el değiştirecek" diye yazdığı "The eyes of darkness" yani "KARANLIĞIN GÖZLERİ" adlı kitabındaki nokta atışı, 39 yıl sonra hayata mı geçiyordu...

 

2011'de vizyona giren Contagion (salgın )filminde neredeyse bugünü birebir anlatan hadiselerin yaşanması tesadüf müydü?

 

( Gywneth adındaki iş kadını Çin’e gidiyor ve yarasadan virüs kapıyor, kadın ölüyür ve virüs tüm dünyaya yayılıyor)

 

Ya ya ya da… Tüm bunlar 1871’de yazılan bir mektupta belirtildiği gibi mi günümüze sirayet ediyordu.

 

Yani 150 yıl önce ilk iki dünya savaşının ne şekilde çıkması gerektiğini bilen, yazan ve içinde bulunduğu grupları bu yönde motive eden, 3. Dünya Savaşı için de planlama yapan,

İllimunati üyesi, 33. dereceden mason, Lucifer’e yani şeytana tapan bir tipoloji Albert Pike ve avaneleri…

 

Ve Pike’ın diğer Mason üstadı İtalyan Giusappe Mazzini’ye yazdığı meşhur mektup bugünlerin habercisi miydi?

 

(Birinci Dünya Savaşı sonunda Rusya’da bir ateist devletin kurulması gerektiğini, 2. Dünya Savaşının faşistler ile Yahudiler kavgasından çıkarılmasının lazım geldiğini ve sonunda Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulmasını yazan adam…

Bu adam 3. Dünya Savaşı için de Müslümanlar ile Siyonistlerin savaşmasını ve tüm bu savaşlardan dinlerin sorumlu tutularak ateist bir dünya kurulmasını öngören düşünce ve planlarını satırlara döktü…)

 

Bugün Kâbe, Vatikan, Kudüs gibi dini yerlerde ibadetin ve hayatın durması, zihin kontrolü ve istilasıyla biyometrik çiple hacklenebilir bir insan tipolojisi acaba Pike’in Ateist bir toplum yaratmadaki en büyük ve önemli kilometre taşları mı?

 

 

Ve sonrasında dünya nüfusunu 500 milyon kişiye indirme projesi… Hacklenirsen, öldürülebilirsin de projesinin devamı mı?

 

 

 

Evet, sevgili dostlar, sorarken cevapladığımız veya bilgi verdiğimiz hususlar bunlar…

 

Zatürreden bile çok daha fazla adamın öldüğü bir dönemde Corana virüs algısı galebe çaldı ve Corana bütün dünyayı felç etti.

 

Üsteki bölümleri birleştirirseniz anlayacağınız odur ki şeytani akıl yeni bir dünya düzenine geçiyor.

 

Bazı araştırmacılarımız bu şeytani aklın sembollerini yorumlayıp bundan dört beş yıl önce 2020 ve sonrası için öngörülerde bulunmuşlardı. Hatta 2019’un sonlarında televizyondaki bir programda The Economist’in şifrelerle dolu kapağını yorumlayan diğer bir araştırmacı ise 2020’nin virüs üzerinden geleceğini söylemişti.

 

 

 

Bizler, tedbir kuldan, takdir Allah’tan inancıyla tabii ki tedbirlerimizi alıyoruz ama şu bir gerçek ki şu an çok büyük bir panik ve kaos oluşturularak 21.yüzyılın Yeni Dünya düzeni oluşturuluyor.

 

Özellikle küreselleşme ve teknolojiyle birlikte büyük bir köye dönen dünya, sosyal medya üzerinden şekillendiriliyor.

 

Telefonuma, elbiseme, evime vs.vs… aşığım diyen maddeci günümüz insanı algılarla işleniyor, algılar gerçeklerin önüne geçiyor ve insanlık bu yeni düzenine korku imparatorluğuyla adapte edilmek isteniyor.

 

Ruhçu, mistikçi bir gelenekten gelen bizler ise şeytani aklı ve bu aklın planlarını bilmek zorundayız ki ona göre tedbirimizi almalıyız.

 

Hani kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek ya da (Mekke’den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.

 

Ayeti minvalince bir itikattayız.

 

 

 

Tabii ki Allah’ın gücü karşısında hiçbir gücün esamesi okunmaz, ondandır ki inancımız gereği bizi yaratana karşı tam bir teslimiyet içindeyiz…

 

Ama şunu da bilmeli ve unutmamalıyız ki Şeytan daha da Şeytan olanlar var…

 

 

 

KOD ADI: 21.YY DİJİTAL DÜNYA/ PAROLA: CORANA