Avrupa Ligi grup maçlarının dördüncüsünde, deplasmanda Krasnodar ile karşılaşan Trabzonspor, art arda yaşanan sakatlıklar ve ligde oynayacağı Alanyaspor mücadelesi nedeniyle,  rotasyon  yaparak başladığı maçtan 3-1 mağlup ayrılarak, grupta şansını tamamen yitirmiş oldu. Trabzonspor'un, sezon başından bu yana  yaşadığı şanssız sakatlıklar olmasaydı, inanıyorum ki, bu gruptan rahatlıkla çıkabilirdi. Ünal Hoca, bu maçta bu kadar geniş rotasyon yapmayıp, ideale yakın bir kadro ile çıksaydı, belki de bu maçı alıp, şansını devam  ettirebilirdi ama  sanırım bir seçim yapmak zorunda kaldı ve en azından, ligde daha avantajlı olduğunu düşünerek  ligi seçti. Bu seçim nedeniyle Ünal Hoca'yı suçlayamayız, zira sakatlıklar ve kadro derinliğinin olmaması nedeniyle bu kararı verdiğini sanıyorum. Bir diğer neden de, kadroda bulunan her oyuncunun hazır olması gerektiği düşüncesi. Bu düşüncesine hak veriyor ve aynı zamanda, bu cesaretli kararından dolayı takdir de ediyorum. Bir Avrupa Kupası maçında, ligde bile forma giymemiş altyapı oyuncularına şans vermek cesaret ister. Böyle bir maçta forma giyen altyapı oyuncuları için de böyle bir tecrübe, belki de futbol hayatlarında yaşayacakları gelişimi hızlandıracak en büyük etken olacaktır. Bu futbolcular,  maç içerisinde de şanssız yenilen ilk gole kadar mükemmel mücadele gösterdiler. Özellikle Abdurrahim'in, kaybedilen maçta en büyük kazanç olduğunu düşünüyorum. Novak'ın alternatifi yok diye sol bek transferi isteyenlere, Abdurrahim, oynadığı etkili oyun ile adeta “ben varım” dedi. Bu maçta eleştireceğim tek konu, Hosseini yerine, rahatlıkla Kerem veya Cafer tercih edilebilirdi ve eminim, ikisi de o bölgede Hosseini'den daha etkili olurlardı. Bence, dün kaybedilen maçın en önemli sebebini, orta saha oyuncularının hepsinin mücadele gücü yüksek oyunculardan oluşturulması olarak görüyorum. En azından bir tanesi alt yapıdan da olsa, yaratıcı ve teknik gücü yüksek oyunculardan tercih edilebilirdi. Kerem de kadroya sanırım bunun için alınmıştı...