Tansel Kolcu yazdı.

Avrupa Ligi grup maçlarının 2. haftasında, sahasında  Sırbistan’ın Kızılyıldız takımını konuk eden Trabzonspor, rakibini 2-1 mağlup ederek gruptaki ilk galibiyetini almış oldu.

Maçların ilk 45 dakikasını rölanti pozisyonunda geçiren ve bu yüzden sezon başından itibaren oldukça eleştirilen oyun sistemi yerine, Trabzonspor’un karakteristik yapısı ile uyumlu bir oyuna giriş ve peşinden 16.dakikada Hamsik ile gelen gol izleyenlere adeta “işte bu” dedirtti. İlk yarı bu skorla sona ererken, 68. dakikada, bu sefer Trezeguet’in mükemmel golü ile farkı ikiye çıkaran Trabzonspor,  farkı artıracak bir çok pozisyon bulmasına ve rakibinin de oyunun son bölümlerinde 10 kişi kalmasına rağmen skoru değiştirecek golü bulamazken, 89. dakikada Nikoliç’in attığı gol, ancak skoru değiştirmeye yetti. Ferençvaroş maçından sonra, yine 10 kişi kalmış bir rakipten son dakikalarda yenilen golün, bundan sonraki maçlar için iyi bir ders olacağına inanıyorum. Zira, etkili ve güzel oyunun geneline bu goller gölge düşürüyor ve Trabzonspor’a hiç yakışmıyor.

Bugün oynanan maç, bir gerçeği daha ortaya koydu diyebiliriz. Trabzonspor orta sahasında, Siopis kadroda ise mutlaka o oynamalı. Zira Trabzonspor’un her maç enerjiye ihtiyacı var…

Daha önceki maçların aksine, daha istekli, daha çok hücumu düşünen, dikine oynayan, daha kompakt bir görüntü veren Trabzonspor, bu oyunu devam ettirdiği müddetçe, bugün tepki olarak boş kaldığına inandığım tribünleri de yeniden dolduracağına inanıyorum. Trabzonspor taraftarı, her zaman doğru mesajları, doğru zamanda vermiştir. Bugün de Avrupa Kupası olmasına rağmen verdikleri ince mesaj, sanırım adrese gitmiş ki, bugün başka bir Trabzonspor izledik. Daha doğrusu, özlediğimiz Trabzonspor’u izledik. Sonuçta, aklın yolu bir. İnada gerek yok…