Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde geçen hafta konuşma yaptı İmamoğlu… Hatta Bakan Soylu, bu konuşmaya istinaden ahmak söylemi üstünden kendisine isim vermeden tepki gösterdi. Tabi muhatabı da haklıymış gibi kendince cevap verdi.

 

Milyonlarca Cezayirli başta olmak üzere birçok Müslümanı katleden, Afrika'nın tamamını dil, kültür ve maddi zenginlik manasında sömürgeleştirip yıllık 300 milyar dolar haraç kesen aşağılık bir devlettir Fransa, diyelim de içimizdeki Fransızlar bilsin…

I.Dünya Savaşı sürecini ya da Milli Mücadele Dönemi’ni hatırlatmaya gerek yoktur Fransızlar için…

İşte, Türk düşmanı Fransa'da bu zatın yaptığı konuşmadan ufak bir kesit…

Hem de İBB Başkanı sıfatıyla...

1-009.jpg

.
Belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması ve bir kısmının tutuklanması özellikle hukuk devletinin ilkesini ihlal etmektir.

İfadeleriyle HDP’li belediyelere Kayyum atamasını eleştirip, hukuk sosuyla resmen HDP/KK savunuculuğu yapıp ülkesini şikâyet eden bir zat...

 

Şimdi birileri köpürecek yine… Savunacak, sevgi pıtırcığını…

Sorsan, sol kesim bunlar… Atatürkçü kesim… Ve çağdaş ve aydın kesim…

 

Bu vatana bu zihniyettekiler değil; Uğur Mumcular, Atilla İlhanlar gibi…

Yerli, milli, milliyetçi sol aydınlar lazım… 

Üslubu biraz dikenli de olsa onlardan günümüze bir izdüşüm diyebileceğimiz Nihat Genç’i bu minvalde sayabiliriz.

Bakın Nihat Genç ne güzel bir tanım buldu bu tiplere:

Gardırop Atatürkçüleri...

Kendi ifadesi ile kendi yorumuyla okuyun lütfen...

Gardırop Atatürkçülüğü tabiri sözde Atatürkçülük için söylenir, ağızlarında hep Atatürk vardır ama eylemleri üçkâğıtçı goygoycu işbirlikçi düzen yanlısıdır.

Gardırop Atatürkçüleri senenin 365 günü nemelazımcı ancak milli günlerde gardıroplarını açıp Cumhuriyet bayramı ya da 10 Kasım’da siyah ya da frak giyip kalabalığın en önünde numaradan nutuk çeker ya da ağlaşırlar.

Yani yıl boyu el ense yatarlar, yalan söyler, dümen çevirirler ama bayram günü gelince coşkuları kahramanlık ve marşları o gün gırla gider, ucuz kişiliksiz zübük siyasetçiler o gün Mustafa Kemal’in silah arkadaşı oluverirler.

 

Bir performans sanatçısı olarak İmamoğlu şaşırtmadı!

 

Oda TV yazarı danışmanı ve reklamcısı Murat Ongun’a üç maaş verdi!

Zaten imara kapalı park alanları için imara kapatıyoruz yalanını afişleriyle söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuzey Suriye’de harekâta girişirken HDP’lileri ve kendini projelendiren çevreleri küstürmemek için çekimser kalıp kafası karışık olduğunu söyledi.
Dersim'i seviyorum dedi.

Bir gecede iç savaş çıkartan Demirtaş’a, katılıyorum dedi.

Ve ama 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gelip çatınca, eline şef değneğini alıp Beylikdüzü orkestrasının başına geçip marşlar söyletti ve videonun sonunda saygıyla eğilip Atatürk’ü mavi gözlerini selamladı.

Aferin, çok gururlandık!

İşte muhalefetin ve CHP’li seçmenin istediği tam da bu, muhalefet, Atatürk ismiyle kandırılmak ve oyalanmak istiyor.

Muhalefet sahiden dürüstlük cesaret iş değil sizden zaten numaradan oyundan bir ‘performans’ istiyor!

Çünkü reklam ve gösteri çağında yaşıyoruz.

İmamoğlu ismi bir propaganda makinesi tarafından parlatılırken hatırlayacaksınız Oda TV’nin dünya gülünç haberler mizahına giren haberini:
İmamoğlu Eyüp Sultan’da Gizlice Namaz Kıldı!

İşte haberini yapmışsınız, nesi gizliymiş, kimse demiyor.

Üstelik İmamoğlu daha camiden çıkmadan haberi yapılmış. İşte manipüle haber budur, kılınan namaz değil çekilen kayda alınan performanstır.

Böyle diyor Nihat Genç... Hem Gardırop Atatürkçülüğü üstünden Atatürk sömürüsünü hem de Eyüp Sultan üzerinden din sömürüsünü eleştiriyor.

Zaten bu ülkede en çok sömürülen iki şey de bunlar değil mi?

İkinci Atatürk diye palazlanan İmamoğlu için Nihat Genç böyle diyor, peki vicdanlar ne diyor...

Ülkede Hendek olayları ile verdiğimiz 800 şehit
40 yıldır 1 trilyon dolara binlerce insanın ölümüne sebebiyet veren bir PKK gerçeği varken hangi demokrasiden bahsediyorsun sen.
Kimi kime şikâyet ediyorsun sen.

Önündeki metni sana veren kim, neyin projesisin sen...

 

Yaptığın konuşmanın başında kendimi evimde hissediyorum diyorsun...

 

Bu ülkenin kültürüne, sosyolojisine, acısına, gerçeğine,  gözyaşına Fransa'da Fransız kalan biri zaten kendi evindedir ve kendini evinde hisseder.

 

Ezcümle BU ÜLKEYE FRANSIZlar…