Trabzonspor camiasının en önemli değerlerinden İbrahim Usta gibi bir isme; Trabzonspor’un, Türkiye Futbol Federasyonu seçimleri münasebeti ile takındığı tavır, şehirde halen daha tartışılıyor. Merak edilen şu ki, Trabzon’un siyasileri ve spor adamları, kendi değerlerine gerçek manada sahip çıkma duygu ve düşüncesine ne vakit haiz olacaklar?
Kıymetli büyüğüm ve değerli dostum Ali Öztürk beyin bu manada kaleme aldığı yazı dikkatimi çekti. Öztürk yazısının bir bölümünde, ilk tepkiyi gösteren ve ilk tavrı ortaya koyan kişinin Ortahisar Belediye Başkanı sayın Ahmet Metin Genç olduğunu aktarmış okurlarına. Biz Ahmet başkanla bu hususta görüşmedik. Ali Öztürk beyin, onun adına kaleme aldığı cümleleri dikkate aldığımızda, bu durum bana göre sürpriz değil. Meslek hayatım boyunca gördüm ki, sayın Genç Trabzon ve Trabzonspor’un değerlerine sahip çıkma noktasında, sürekli olarak hakikatin yanında yer alan bir tavır sergilemiştir. Bu hep böyle oldu bugüne kadar. Tıpkı dün, şike olaylarında sürekli ve ısrarcı şekilde Trabzonspor’dan, haktan yana koyduğu tavır gibi. Başkan Metin Genç, İbrahim usta konusunda, “Bu kulübün, bu şehrin değerlerine bu şekil muamele yapılamaz. İbrahim bey, tek başına bu kulüp için savaş verdiğinden dolayı 1 yılı aşkın bir ceza alıyor. Fakat yılmıyor ve ayağa kalkıp, yeniden başkan vekilliğine kadar geliyor. Dik durabiliyor. Ama haklarını savunup, uğruna ağır bir ceza aldığı kulübü onu delege dahi gösteremiyor! Bunu kime, nasıl izah ederiz? Hele ki bu durum, bir kasıt teşkil ediyorsa derhal özür dilenmeli” diyor. Başkan Ahmet Metin Genç’in bu yöndeki açıklamasına; inanıyorum ki akli selim, camia menfaatini düşünen, kişisel hesaplaşmalardan uzak olan her Trabzonsporlu alkış tutar. Çünkü sayın Genç’in işaret ettiği bu noktalar, gerçeğin ta kendisidir. Ve her Trabzonlu, kendi camiası için savaşan, mücadele veren değerlerine sahip çıkma adına bu durumu, tıpkı sayın Başkan Genç gibi sorgulayabilmeli, sorguladığını da açık açık olarak ifade edebilmelidir.
Yine Ali Öztürk beyin dikkatimi çeken makalesinde, Ahmet Metin Genç’in TFF süreci ile ilgili şu görüşlerine yer veriliyor.
“Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı seçilen Sayın Nihat Özdemir, şike sürecinde Fenerbahçe’yi ölümüne savunan ve şikeyi inkar edenlerin en ön saflarında yer alıyordu. Trabzonspor yönetimleri, şartlar ve ahval ne olursa olsun, bu tür insanlarla arasına mesafe koyabilmelidir. UEFA yarın, şike dönemi yöneticilerine bir ceza verirse, acaba bu federasyon başkanının durumu ne olacaktır? Bu nedenle Trabzonspor’un her şartta bir duruşu olmak zorundadır”…
Gerçekten bu ilkeli duruşa katılmamak mümkün değil. Belki bugün Trabzonspor, içinde bulunduğu ekonomik koşullar gereği bazı noktalarda taviz vermek durumunda kalıyor olabilir. Lakin bize göre de Trabzonspor’un vahim ekonomik sıkıntıları, her şeye rağmen tam bir teslimiyet anlamı taşımamalıdır. Trabzonspor ana konularda ne pahasına olursa olsun, ilkelerinden taviz vermemelidir. Bu kulübü yönetenler, milyonlarca Trabzonsporlunun hayallerini çalanlara, ‘kara sevdaya’ tutulmuş gibi yakın olmamalıdır. Bu sözlerden, ‘düşmanca bir politika üretelim’ manası çıkarılmasın sakın. Medeni ilişkiler sürdürülmeli! Lakin iş, ‘Nihat abi’ noktasına vardırılmamalıdır! Trabzon ve Trabzonspor’un medeni bir duruş ve mesafe koyabilecek tavrı olmalıdır ki, bu bir camianın büyüklüğüne işaret olur.
Yaşanan bu süreçten sonra, İbrahim Usta konusunda atılan vefasızlık adımının, geçerli bir mazeretinin olup olmadığını sormak istiyoruz. Trabzonspor’a, şahsının ceza almasına rağmen sahip çıkan ve adeta ‘savaş’ veren bir değeri kimler tasfiye etti? Sayın Usta’nın delege dahi yapılmamış olmasının kararını; Trabzonspor yönetimi mi, tek başına sayın başkan Ağaoğlu’mu, siyasiler mi, yoksa Nihat Özdemir mi verdi? Ya da hepsi birden mi? Trabzon ve gerçek Trabzonsporlular, bu sorunun cevabını harbiden merak ediyor. Sayın Ahmet Metin Genç gibi, bu şehrin değerlerine, dinamiklerine sahip çıkan siyaset adamlarımızın sayısının artmasını temenni ediyorum. Yine doğru bir duruş sergilediği için, bir Trabzonlu olarak kendisine teşekkür ediyorum. Ama unutmayın…Bu işler bir tek sayın Genç’in verdiği tepkiyle olmaz. Ortak değerlerimize sahip çıkarak, aynı hassasiyet hatta görevi hepimiz üstlenmeliyiz.