Trabzonspor’un efsane hocası Ahmet Suat Özyazıcı’nın meşhur lafıdır, “Atanla tutanın iyi oldu mu sorunun olmaz”

İşte bu maç da aynı bu sözün bir vesikası gibiydi…

Uğurcan desek de başka bir şey demezsek diyeceğim ama Norveçli Sörloth da başka bir adam…

Attığı gol, çok çok usta işi gol…

Burak Yılmaz gibi ofsayt makinası değil, adeta kendini milimetrik kollayan bir adam…

Havadan, yerden, her iki kanattan, boş alanda top sürmeden tutan da devrilmeden dikine giden çok çok iyi bir adam… Çok çok iyi bir golcü…

 

Oyun anlamında Fener oynadı biz seyrettik… Neredeyse yüzde yetmişe otuz topla oynama rakip lehine…  

Sadece skor var bugün…

Şikâyetçi miyiz, asla…

Ne maçlar oynadık Fener’e karşı, çoğu tek kale…

96 yılı, bunun en dramatik örneği, travması…

Fener 96’da, 2004’te, 2011’de hep psikolojiye oynadı… Hep bizi gerdi, sabırsızlığımızdan, krizi yönetemeyişimizden kısacası zaaflarımızı çok iyi bilmesinden kaynaklı her zaman istediğini alıp gitti…

Bu sene de baktı ki Sivas değil de asıl rakibimiz Trabzon, yine Bizans oyunlarına daldı…

Bu maç öncesi de bildik oyunları denediler… Ali Koç, koçbaşıydı…

Ama yemedi…

………………………………..

Ünal krizini erken atlattık… Hüseyin Çimşir’in virajı alma maçıydı bu… Eğer ki kupada Denizli kazası, üstüne bu maçta aksi bir skor olsaydı, her şey başlamadan bitecekti.

Rüştünü ispatladı… Kendine güveni geldi…

Artık takım takılsa da Fener maçının gazı hocayı da şehri de rahatlatır…

Maçın teknik analizine pek girmeyeceğim çünkü Fener tek kale oynadı… Biz, sadece iyi savunma yaptık, iyi mücadele ettik.

Rakip baştan sona orta sahada üstünlüğü ele aldı, Sadece Ndiaye ayakta kaldı, Obi ve Sosa etkisizdi. Nwakayeme olsaydı çok saha farklı olurdu… Çünkü Fener’in sol kanadı çok zayıftı.

Yeni transferlerin uyumu ile daha iyi olacağız…

Eğer Abdulkadir Ömür de daha erken gelirse şampiyonluk noktasında çok daha iddialı duruma geleceğiz.  

Başkanın maçtan sonra, hakemi de yenerek kazandık demeci, Palabıyık’ı yorumlamayı gerektirmiyor, desek yeğdir.

İnce ince doğradı bizi…

 

Ama hakem de Fener de Uğurcan’ı geçemedi…

Ezcümle… Uğur(umuz)can(ımız)…