Sözlükteki bütün kelimeleri bilmekle şiir yazılmaz…

Şiir; kelimelerle duyguların anlam ve ruh izdüşümünden geçip usta bir zihin tarafından ipe dizilir gibi dizilmesidir.

Şiir gibi futbol oynamak deyimi de aslında şiirin bu tınısını yansıtır.

 

Yani siz, birbirinden bağımsız ve uyumsuz adamları bir araya getirmekle takım oluşturamazsınız.

Orta saha ile defansın; defans ile orta sahanın; orta saha ile kanatların, orta saha ile forvetin hiçbir bağı yoksa 11 kişiyi rast gele sahaya sürmüşsünüzdür demektir.

Böyle bir takıma, 30 milyon gibi çok büyük bir meblağı sadece  bonservisine verdiğiniz bir defans oyuncusu katmak bu takımın geleceğine de pranga vurmaktır.

Bu kadar kötü ve doku uyuşmazlığı olan transferleri yapmak ya saflıkla ya işbilmemezlikle ya da ihanetle açıklanır. 

 Bir sol bek almışsınız, her şeyden önce görüntüsü bir bek değil… Hadi görüntüyü geçtik, nerede duracağına dâhil bilmeyen ne ataktan ne savunmadan haberdar olan; sanki dur şurada denilen zavallı bir çocuk…

 

 Baker, devlet dairesinden çıkıp halı sahaya gelen bir memur…

Forvet; sanki rakip takımın defans oyuncusu ve mevsimlik işçi…

Diğerleri de ırgatçı…

Hoca ise sağır bir orkestra şefi…

Ve tüm bu bileşenlerin en tepesinde ise yedeğin yedeğinden hoca devşiren;  stepne lastik formatında yönetim…

Bu kadar çapsız adamlar nasıl bulunur da alınır…

Hani diyor ya yerel dilde atma bir türkü:

E kız koca mı aldın

Yoksa hoca mı aldın

Kör mü idi gözlerin

Onu gece mi aldın…

 

O misal…

 

Olan, iki değerimize oluyor… Hani ikisi en az 50 milyon avro dediğimiz iki pırlanta oyuncumuza…

 

Çürük elma çuvalında kendilerini de çürütmeye namzet Ömür ve Uğurcan…

Şu kadroyu şu akortsuzluğu görmeyip bu ikisini eleştirmek de bizim taraftara has…

Gerçekten yazık…

Usta bir hoca, bu senkronizeyi başarabilen kişidir.

Arkası dönük adama fantezi çalım atıp, takıma gol yediren Chelsea etiketli bir adamı ve etiketi de kendine kalsın.

Bu anlayışla devam ettiği müddetçe bizi herkes yener…

 

Bir de diyorlar ki Başakşehir bize gelince aslan kesildi. Ligde golü olmayan takım bize patladı.

Parmak, Ekuban ve Nwakayeme bariz bir faktör… Kabul ama bu kadar da kötü bir futbol olamaz…

Diğer maçlara hakem hataları damga vurduğu için ve hadi takım da yeni bir oluşuma girdiği için kral çıplak diyemedi kimse…

Daha İlk maçta söyledim, şimdi de söylüyorum; bu hoca ve bu kadro dizilişiyle ilk 10 gerçekten başarı…

96,2011,2020… Aynı dejavu… Zirveden dibe… Ve ne acıdır ki aynı hataların tekrarı… Muz kabuğunu görüp yine düşeceğim diyen Temel sendromu…

Ezcümle… TS SENDROMU