Trabzonspor, Avrupa Ligi grup maçlarının üçüncüsünde, sahasında konuk ettiği Krasnodar'a şanssız bir şekilde 2-0 mağlup olarak, gruptaki şansını çok zayıflattı. Belki birçok kişi “ne zayıflatması, şansı kalmadı” diyebilir ama dünkü mücadeleyi gördükten sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; Trabzonspor geride kalan 3 maçın hepsini  kazanabilir veya dün gece olduğu gibi şanssız bir şekilde mağlup da olabilir. Ama şundan kesinlikle eminim ki, bundan sonra bu takım, her maç aynı mücadeleyi gösterir. Çünkü bir takımın oyun tarzı ve karakteri, alışkanlıklar sonucu ortaya çıkar. Ünal Hoca'nın geldiği günden bu yana, bu takıma en büyük katkısı da, şehrin temelinde olan mücadele gücünü ve karakterini takıma tekrar hatırlatmak olmuştur. Bir takım mücadeleyi alışkanlık edindiyse ve takımda oynayan 20 yaşındaki futbolcu da, 35 yaşındaki futbolcu da mağlup olmasına rağmen, 90 dakika sonuna kadar maçı bırakmıyorsa, şanssız yenilgiler haricinde, çok zor maç kaybeder. Trabzonspor taraftarı da, dün gece gösterilen mücadeleyi takdir etmiş ve yenilgiye rağmen takımını maç sonu alkışlamıştır. Çünkü sahada gösterilen mücadelede kendi karakterini  görmüş ve yaşanılan şanssızlığı, kendi yaşadığı şanssızlıklarla bağdaştırmıştır. Trabzonspor tarihinde, sahasında yaşanan yenilgilerde, takımının ve misafir takımın alkışlandığı birçok maç vardır. Trabzonspor taraftarı, bazı kendini bilmezlerin arsızca teklif ettiği gibi, tellerine elektrik verilmesi gereken değil, futbol bilgisinden ve coşkusundan enerji alınması gereken bir taraftardır. Trabzonspor taraftarının iki olmazsa olmazı vardır. Mücadele ve Adalet. Sahada takımının mücadele ettiğini görürse, yenilse bile, dün gece olduğu gibi alkışlar. Galip gelen takımı alkışlayacak kadar da centilmendir. Adalet ise, en hassas olduğu konudur. Adaletsizliğe kesinlikle gelemez. Yıllardır takımına yapılan adaletsizliklere ve elinden çalınan şampiyonluklara rağmen,  tepkisini sadece hukuk içerisinde  kalarak yaptığı protestolarla göstermiştir. Diğer takım taraftarları gibi, polis arabalarını, belediye otobüslerini devirip, yakmamıştır. Zira Trabzonspor taraftarı, takımından daha çok, devletine sahip çıkar. Bir gün, devletinin, yaşadığı haksızlıklara son vereceğine ve gasp edilen haklarını telafi edeceğine inanarak...