Trabzonspor yenilmezlik unvanını Antalya'da bıraktı. İsteksiz ve rakibe boyun eğen futbol anlayışı yakışmadı bordo mavililere.

 Trabzonspor elbet bir gün yenilecekti. Futbolun doğasında böyle şeyler var. Açıkçası kaybedilen üç puan beni tedirgin etmedi. Tedirgin olduğum, daha doğrusu beni üzen, takımın isteksiz, rakibin oyun planına tepki vermekten  uzak  mahkum futbol anlayışıydı. Hala diyorum, bu takımın ayarında bir takım yok ligde. Fakat çok dikkatli olunmalı. Ani bir özgüven kaybı başlarsa veya arkadaşlık ruhu yerini gruplaşmalara bırakırsa, çorap söküğü gibi çözülür tepetaklak gidebiliriz. O nedenle futbolsuz ve puansız geçilen Antalya deplasmanı herkese ders olmalı. Teknik adamından futbolcusuna kadar herkes bu mağlubiyeti iyi düşünüp, dersini alarak, unutmalı. Geleceğe bakmalı. Önceki haftalarda olduğu gibi ortaya bir karakter  koymalı.

Antalyaspor, galibiyeti hak etti. Baştan sona kadar ne yaptığını bilen, daha önemlisi ne istediğini bilip bu hedef doğrultusunda kararlılık sergileyen kırmızı beyazlı ekibi tebrik etmek gerekir. Lig lideri Trabzonspor ise her hattı ile beklenenin uzağında kaldı. Tutarlı bir taraf yoktu. İstemedi, gayret göstermedi! Nwakaeme'nin erken gelen sakatlığı, Bakasetas'ın çok düşük performansı, elbette takımın özellikle hücum gücünü olumsuz yönde etkiledi. Abdullah hocaya naçizane tavsiyem, Siopis'ten daha fazla yararlanması gerektiği hususunda olacak. Bu kadar formsuz gözüken bir orta alanda Yunan bücüre ihtiyaç olduğu kanısındayım.

Trabzonspor, kendi ruhun yakaladığı zaman bu ligin tozunu atmaya devam eder. Lakin, işi gevşek tutup bugünkü görüntüye devam ederse Allah korusun, beklenmedik şoklara girilebilir. Bu ince çizgide herkes sorumlu olduğu alanda hesabını iyi yapmalı. Trabzonspor'un ligdeki konumunu rakiplerden ziyade kendi inancı, kendi duruşu belirleyecektir. Zaman üzülmek değil; ders çıkarıp,  eski kararlılıkla yola devam etme sürecidir