Futbol, disiplinsizliği,  laubaliliği kaldırmayan bir oyundur. Bunu bu akşam bir kez daha çok net gördük.

Öncelikle oynadığı üç maçta aleyhimize 3’te 3 yapan Obi Mikel’den başlayalım. Spikerin dediği gibi, kariyeriniz olabilir ama kariyer sahada belli oluyor.

Ataların sözüyle, “eskiden, dedem de delikanlıydı” diye bir durumun izahı bu…

Adama göre mi iş, işe göre mi adam… Eğer hoca buradan hareketle Mikel’e göre hareket ederse şu haliyle epey daha canımız yanar.

24. ve 29. dakikada iki çok çok basit hareketle, 60 dakika ölüp ölüp dirildik.

İlk golde Sosa gibi bir oyun kurucu geri pas yaparak ( futbolda hiç hazzetmediğim bir husus ) golün ateşleyicisi oldu.  Sonrasında Fernandez’in fantezisi… İkinci gol ise Obi ‘nin grekoromen vari hareketi…

Obi ısrarı pahalıya patlayacaktı ki neyse ki hoca hatadan döndü ve Mikel’i oyundan aldı. Sonrasında ise hesapta olmayan Ömür’ün sakatlanışı ile ilk yarının son düdüğüne kadar müthiş bir panik havası…  Ve neredeyse son düdüğe ramak kala adamlar bizi üçleyecekti ilk yarıda…

 Ömür’ün yerine oyuna giren Yusuf, Yusuf Yusuf dedirtirken, zaten hiç gününde olmayan Perreria’yı da taraftarı da bizi de çileden çıkarttı.

 

Mikel oyunda kaldığı 38 dakika boyunca orta sahanın en iyi adamlarından biri olan Parmak’ı da etkisiz kıldı. İki aynı görev oyuncusu ile  değil de Obi’nin yerine Doğan Erdoğan ile başlansaydı çok daha verimli olurdu takım.  Çünkü Mikel çıktıktan sonra maçın en iyilerinden biri yine Parmak’tı…

Fernandes ve Campi ikilisi Hüseyni ve Türkmen ikilisine göre çok çok ağır…Fernandes hataya çok meyilli. Birkaç pozisyonda dönemedi ve yanlış yer tuttu. Bu yönüyle açıkçası güven vermiyor.

Sosa çok koştu ama bildik görüntüsünden uzaktı. Ve maalesef başta kornerler olmak üzere bu maç dahil diğer tüm maçlarda duran toplarda Yusuf Yazıcı’yı aratır oldu. Yani Sosa gibi bir adam korner kullanıyor ve top herkesi aşarak dışarı çıkıyor, inanılır gibi değil…

İlerde Sorloth ve Ekuban ikilisi çok etkisiz kaldı.

Takıma bir  kâbus musallat oldu.

Ama rakibe musallat olan biri vardı sahada… Özellikle 70. Dakikadan sonra…

Nwakaeme …

 Adam rakiple resmen kedi fare misali oynuyor. Oyun zekâsı, kıvrak bilekleri ile ölü bir takımda ancak bu kadar iş yapabilirdi. O daha fazlasını yaptı.  

Her şeye rağmen çok şükür Fener maçı öncesi üstelik bir Yunan takımına karşı 3-1 gibi bir skora rağmen çizilen karizma hadisesi yaşamadık.

Eminim ki teknik kadro bu maçtan çok şey çıkartacaktır.

Öyle ya da böyle turu geçip gruplara kaldık. Şimdi sırada Fener maçı var…

Ömür, Fener maçında oynamazsa işimiz zor. Gerçi Fırat Aydınus’un orta hakem, Ali Palabıyık’ın VAR hakemi olduğu bir maçta Ömür yerine Messi de oynasa işimiz çok zor.

Nokta atışı bir hakem ataması yapmış adamlar… Hani önce idam edip sonra yargılayan malum mahkemeler misali…

Özetlemek gerekirse,

Aklın yarısı Kadıköy’de, yarısı da havadaydı.

Ezcümle… Hem sahada hem de UEFA envanterinde sadece  turladık…