Rahman Ayhan; "Biz neyin mücadelesini veriyoruz…  Usulüne uygun, haklının, hakkını aldığı, çalışanın; mutlu, huzurlu ve üretken olduğu bir kurumda, sendikacılık yapmak istiyoruz"

Siz öyle
İttifak kurup,
Dostmuş gibi olmalarına bakmayın…
Bir araya gelip,
İkiyüzlü davranıyorlar ya,
Çok inanmayın…
Birinin Ak dediğine,
Öbürü
Kara demiyor ya, gülüp geçin…
Hani
Hep birbirlerini destekliyorlar ya,
Kahkahalar atınız…
Onlar
Azıcık bir boşlukta
Birbirlerinin altını oyarlar…
Peki
Ben bunu kim
Ve
Ne için yazdım, durun anlatayım…

KTÜ’de
Birçok sendika,
Dernek ve
Çeşitli kulüp gurupları var…
Ve
Bugünkü konumuz sendikalar…
1992 yılında 
Memur sendikaları kurulunca,
KTÜ’de
Türk-Eğitim Sen’i kurup,
Sendikal faaliyetlere başlamış olduk…
Çok uzun zaman
KTÜ’de,
Tek sendika vardı…
Çok daha sonraları
Diğer sendikalar da, faaliyete başladı…
Ancak
Diğerleri hep
KTÜ’de ketum kaldı…
Memurları
Ve 
Akademisyenleri temsil eden sürekli
Türk-Eğitim Sen’di…
Şimdiki rektör
Başka bir 
Sendikanın kurucu başkanı olup,
Faaliyete başlayana kadar…
Ondan sonra
Her şey farklılaşmaya başladı…
İnsanlar üzerinde
Bir baskı oluştu…
Dik duramayan memur
Ve
Akademisyenlerin,
Hak ettikleri kadrolarına atanma,
Vaat, baskı, yıldırma, 
Sürgün 
Ve
Mobbing uygulanarak,
Sendika değiştirilmesi sağlandı…
Ben
Türk-Eğitim Sen’in
İş yeri temsilcisi olduğum halde,
Kanunla
İş yeri temsilcilerinin
Yer değiştirilemeyeceğini bildikleri
Ve 
Kesinlikle yasaklandığı halde,
Sürmene’ye sürgün edildim…
Kanunda
“Memura soruşturma açıldığında,
Sendikasından
Bir yetkili,
Soruşturmada hazır bulunur”
Dediği halde,
“Güç bende” dedikleri için
Bunların hepsini, hiçe saymışlardı…”
Bu dönemde
Yer değiştirmeler,
İnsanlar üzerinde baskılar artmıştı…
Bu baskıların birine
Ben gözümle şahit olmuştum…
Çay içerken görünce
Yanımıza gelen sendika başkanı
Bir memuru görünce,
“Sen 
Diğer sendikaya üyeymişsin
Hemen istifa edip
Bizim sendikaya geçiyorsun” dedi…
Omuz silkip,
“Olmaz” diyen memura,
“Ulan,
Ben koskoca bir profesörüm
Senin yanına gelip,
“Bize üye olacaksın” diyorum,
Sen üye olmuyorsun
Sen kimsin?” diye söyleyebilmişti…
Yine aynı yerde,
Profesörlük kadrosuna
3 yıl önce atanması gereken
Bir doçenti,
“Profesör kadrosuna 
Atama vaadi ile ikna edip,
Diğer sendikadan istifa ettirip
Kendi sendikasına kayıt yaptırıyordu…

İşte
Daha önce
Bir defa yetkiyi alan bu sendika,
Hemen
Yetkiyi devretmişti…
Bu yıl içinde
İkinci defa yetkiyi,
Çok az bir farkla alan
Sendikanın başındakilere,
Türk-Eğitim Sen
Trabzon
2 Nolu Şube Başkanı
Metin İskenderoğlu, tepki göstermekte…
Başkan Metin İskenderoğlu
Şöyle söylemekte;
“Ne yazık ki,
Ülkemizde memurun profili bu…
Biz her zaman
Rekabetin kaliteyi artırdığını
Belirtmeye çalıştık…
Ancak
Rekabette,
Dış güçlerin baskısı,
Ayak oyunları
Ve
Katakulli olmayacak…
Adam gibi sendikacılık yapılırsa,
Her türlü sonuca razıyız…
Yetki belgesini almak için
Yapılanlara baktığımızda,
Alın teri ile 
Kaybedilen bir
Sendikal mücadele olmadığı görülmekte…
Üniversite yetkililerinin
13/B-4 ile
Görevlendirme yapıp
İstediklerini,
Olayların soğuması beklenerek
Eski yerine tekrar atama yapması ile
Biz neyin 
Mücadelesini veriyoruz…  
Usulüne uygun,
Haklının, hakkını aldığı,
Çalışanın
Mutlu,
Huzurlu ve üretken olduğu
Bir kurumda,
Sendikacılık yapmak istiyoruz…
Bir sendikanın
Kadroları dağıttığını,
Yer değişikliği yaptığını,
“Buraların
Kralı biziz” edasıyla dolaştığı,
Bir üniversite istemiyoruz…
Taviz vermeyen,
Dik duruşunu koruyan,
Devlet memurluğu çizgisini bozmayan,
Tehdit ve
Tekliflere vakur edasıyla
Cevap veren,
850 cesur yüreği saygıyla selamlıyorum…
Bugün yaşanır,
Yarınlara hatıralar
Ve
Hafıza kalır…
Baki kalan bu kubbede
Hoş bir seda bırakabilmektir…
Türk Eğitim Sen varsa,
Umut ve
Mücadele vardır” diye söyledi…
Biz ise
Aynen aktardık…