Süper Lig Cemil Usta Sezonunun 19. haftasında oynanması gereken ama bölgede yaşanan deprem nedeniyle ertelenen maç için, deplasmanda Malatya ile karşılaşan Trabzonspor, 10. dakikada, Sosa'nın sağdan ortasına Novak'ın attığı kafa golü ile 1-0 öne geçti. Golden sonra yine oyunun kontrolünü elinde bulunduran Trabzonspor, 30. dakikada kazanılan serbest vuruşu kullanan Sosa'nın mükemmel golüyle, farkı ikiye çıkardı. Sörloth'un sakatlanıp oyundan çıkmasından sonra, ilerde çoğalamayan ve yine baskı yemeye başlayan Trabzonspor, 44. dakikada, 3. gole çok yaklaştığı pozisyonu değerlendiremeyince, dönen top, Trabzonspor kalesinde tehlike yarattı. Bu pozisyonda Umut'un vurduğu top, Novak'a çarpıp Uğurcan'ı kontrpiyede bırakınca ağlarla buluştu ve bu gol ile fark bire inerken, maçın ilk yarısı da, bu sonuçla sona erdi. Geçen hafta, Trabzonspor'un nizami golünden faul yaratanlar, bugün, Malatya'nın attığı golden önce Ndiaye'ye yapılan faulu, tabii ki göremezdiler ve gör(e)mediler. Maçın ikinci yarısının başlamasıyla birlikte, topa ilk yarının son bölümüne nazaran daha çok hakim olan Trabzonspor, 55. dakikada Nwakaeme'nin güzel golüyle, skoru da 3-1'e getirince, artık tamamen oyunun kontrolünü eline alıp, maçın bitimine kadar elinden bırakmadı ve alınan 3-1'lik bu galibiyetle aynı zamanda liderliğe de ulaşmış oldu. Trabzonspor'un, bugün maçın bir bölümü hariç, oyunun kontrolünü elinde tutmasında ve yüksek pas yüzdesi ile oynamasında, Abdülkadir Ömür'ün katkısı çok büyüktü. Abdülkadir Ömür başta olmak üzere, tüm futbolcuları ve Teknik Yönetimi, liderliğe yükselmelerinden dolayı tebrik eder, başarılarının katlanarak devam etmesini dilerim.
******
Trabzonspor'un, geçen cumartesi günü deplasmanda oynadığı Gaziantep maçının son dakikasında kazandığı golün, hakem ve var işbirliği ile gasp edilmesi ve iki penaltısının verilmemesi sonrasında, Trabzonspor'lu yöneticilerin, takımlarının hakkını aramak için yaptıkları açıklamalara, şimdiye kadar örneği görülmemiş bir şekilde cevap verme hatasında bulunan MHK başkanı, bu açıklamasıyla, atanmış biri olarak, milyonlarca taraftara sahip bir kulübün seçilmiş yönetimini hedef almış ve tarafsızlığını yitirmiştir. Düdüklerin tarafsız çalmasını sağlayacak ortamı oluşturması gerekirken, “Düdüklerin Efendisi”, hatalı düdüklere sahip çıkmayı yeğlemiştir. Artık yapacağı tek şey, efendisi olduğu düdükleri alıp, bir an önce Türk futbolunun yakasından düşmesidir.
