Hiç uzatmaya uzun uzun yazmaya, olmayan teknik taktiğe gerek yok… Kötüydük hatta çok kötüydük, Uğurcan, Ahmet Can ve Siopis hariç vasat denilecek isim bile yoktu, rakibin en az dört net gol pozisyonuna rağmen bizim pozisyonumuz bile yoktu ama rakip hatalarından ve hatta hocaya rağmen kazandık…

Sivas ve Giresun bizi kitlemek için taktiksel oynadı Galatasaray ise ya var ya yok anlayışı ile sahaya çıktı.

Önemli olan kazanmaktı evet, çok ama çok kritik bir eşiği geçmekti…

Çok şükür geçtik…

Ama müsaade edin de bir tazminat alır gibi maç boyunca çektiğimiz işkencenin sorularını da bir soralım…

Ahmet Can vardı da biz neden Hüseyin işkencesini çektik… Hamşik sahada yoksa ve goller hariç Visca ve Bakasetas üç maçtır var ama yoksa Dorukhan da bu minvaldeyse orta sahada geziyorsa hem ön libero hem oyun kurucu görevini Berat’a verip, Berat’ı neden bu kadar hırpaladık.

Çok hızlı çıkan Galatasaray savunmasına karşı, rakibin dengesini bozacak ve sürati ile alan kapatacak Siopis’i neden bu kadar geç oyuna aldık…

Gelene gidene yenilen Galatasaray’a karşı özellikle ilk yarı tek pozisyon bulamamak ve orta sahayı tamamen onlara vermek ve bunu çok geç görmek de nasıl bir hata…

Ola ki ikinci gol gelseydi buradan nasıl dönecektik…

Sorular sorular…

 Çok şükür ki Kaleci Fatih ve Taylan’ın hediyesi ile galibiyeti aldık ve en kritik virajı geride bıraktık. Şimdi Konya’yı da bu milli aradan sonra burada yenersek Allah’ın izniyle bu iş tamamdır.

Yazıyı maçın iki kahramanı ile bitiriyorum…

Tıpkı Beşiktaş maçı gibi çok zor bir maçı üstelik son saniyedeki  Babel kafası dâhil net dört gollük pozisyonu kurtaran ve galibiyetin en büyük mimarlarından olan Uğurcan ve hemen önündeki Ahmet Can…

Ahmet Can, çok soğukkanlı ve teknik bir oyuncu… Oyunu da okuyabiliyor. Nereye pas atacağını da biliyor…

Siopis ile oyuna girdikten sonra maça denge geldi ve rakibin net hatalarıyla da çok kötü bir oyuna rağmen galibiyet geldi…

Hele ki Uğurcan’ın kontrpiyede kalıp da o golü çıkarması müthişti…

İki öz evlat… Ahmet ve Uğurcan…

Ezcümle… İki Can…