Süper Ligin 6. haftasında, deplasmanda Adana Demirspor ile karşılaşan Trabzonspor, iki kez mağlup duruma düştüğü maçta, iki kez beraberliği yakalamasına rağmen, son dakikada yediği gol ile mağlup olarak, lig yarışında büyük bir yara daha almış oldu.
Şanssız sakatlıklardan dolayı bir çok futbolcusundan mahrum olan Trabzonspor, hafta arasında Djaniny ve Yusuf Yazıcı’nın da sakatlanması ile birlikte hayli eksik geldiği Adana’da, artık bu sezon kronikleşen erken gol yeme hastalığının nüksetmesi ile 10. dakikada mağlup duruma düştü. Bu dakikada, yaklaşık 30 metreden kullanılan serbest vuruşta, Rodrigues’in sert şutu ağlarla buluşunca, Adana Demirspor 1-0 öne geçti. Uğurcan’ın sadece iki kişi ile kurduğu ve topa vurulduğu anda dağılan baraj, bu gol öncesi yapılan çok büyük bir hataydı.
Trabzonspor, 36. dakikada Gomez’in düşürülmesi ile kazanılan penaltıyı kullanan Bakasetas’ın golüyle beraberliği yakalarken, ilk yarıda bu skorla sona erdi.
Abdullah Hoca, galibiyet amacıyla ilk yarının aksayan iki ismi Gbamin ve Bardhi yerine, Hamsik ve Abdülkadir ile oyuna başlarken, 55. dakikada, Ndiaye’nin golü yine planları alt üst etmeye yetti. Maçın son bölümlerinde, günün yine etkisiz elemanlarından Trezeguet yerine oyuna giren Naci’nin asistini, güzel bir vuruşla ağlara gönderen Umut’un golü ile beraberliği yakalayıp, yine ümitlenen Trabzonspor, maçın uzatma dakikalarında, Samet’in ayağından yediği gol ile 3-2 mağlup olarak, bu sezon gösterdiği başarısız futbol ve sonuç istikrarını sürdürmüş oldu!
Daha önceki yazımda Abdullah Hoca’yı eleştirmiş ve bu oyun sistemi inatlaşması ile Trabzonspor’un yanında kendisine de yazık edeceğini söylemiştim. Benim gibi düşünen milyonlarca taraftarın sesi olan yazarlar ve yorumcular da aynı şekilde Abdullah Hoca’yı eleştirince, haliyle bu eleştirilere tepkiler de gelmeye başladı. Bazı hesaplar, Abdullah Hoca’nın fotoğraflarını paylaşıp bordo mavi kalpler koyarak Abdullah Hoca’ya sahip çıkma görüntüsü verip, eleştirenleri ise, Şenol Güneş’in gelmesini istiyorlar diye yaftalamaya başladılar. Buradan, geçen maç yazımda yazdıklarımı bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Abdullah Hoca’ya, Trabzonspor’u 11 yıl sonra şampiyonluğa ulaştırıp, biz taraftarlara, 38 yıl sonra şampiyonluk kutlaması yaptırdığı için teşekkür ediyoruz ve minnettarız ama bu demek değildir ki Abdullah Hoca eleştirilemez. Benim için aslolan, Trabzonspor’dur. Trabzonspor’un başında kim olursa olsun, geçen sezonun son 10 haftasından bu yana oynanan futbolu eleştiririm. Abdullah Hoca’yı, Trabzonspor’u şampiyonluğa taşıdığında nasıl övdüysek, şimdi de hakaret olmadan eleştirebilmeliyiz. Eleştiriler, eğer ders alınırsa başarının mihenk taşlarıdır. Sakın takım yeniden oluşturuldu bahanelerine de sığınılmasın, zira şampiyonluk yarışında olduğumuz İstanbul takımları da yeniden takım oluşturdu ve 3 pas ile gole gidip, devamlı hücumu düşünen bir oyun sistemleri var. Bizim gibi devamlı yan pas yapıp taraftarlarına acı çektirmiyorlar. Buradan tekrar ifade etmek istiyorum, Böyle kaliteli bir kadroya rağmen, bu “Yengeç Oyun Sistemi” inadı devam ettiği müddetçe, hiç istemesek de maalesef sonuç değişmeyecektir. Zaten gittikçe artan eleştiriler karşısında Hoca’ya sahip çıkılması, bunun ilk işaretidir. Lütfen, yol yakınken bu inattan vazgeçin…