Teşekkür ederim Abdullah hocam. Belki bu Trabzon sana bir gün nankörlük edip yetersiz bulacak ve gönderecek! Belki değişik sebepler üretip yeni maceralara yelken açacak! Yarın bir gün belki bu takım mağlup olup istenilen sonuçlar anlamında istenileni bir süre veremeyecek! Ama ben her şeye rağmen sana teşekkür ediyorum. Ve ben kendi adıma, senin yeterli ve makul bir teknik adam olduğuna her daim inanacağım.

Elbette Trabzonspor teknik patronu Abdullah Avcı önümüzdeki süreçte zaman zaman her insan her teknik adam gibi yanlışlar ve hatalar yapacaktır. Fakat  ne olursa olsun yıllardır içinde bulunduğum  bu camiada  gördüm ki birkaç istisna hariç, sorun teknik adamlardan kaynaklı değil, yönetimlerden kaynaklanmıştır çoğu defa. Bugün Trabzonspor’un başında bulunan Abdullah Avcı hocanın Trabzonspor için bir şans olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yok.  Küme düşme hattındaki bu takımı, bugün şampiyonluk yarışı potasına sokan bir teknik adam için sadece takdir dolu sözler etmek ve hakkını teslim etmek gerekir. Evet belki Trabzonspor doyurucu ve tatmin edici bir futbol oynamıyor. Bu doğru. Baktığınızda Trabzonspor Antalyaspor ve Kayserispor ile birlikte ligin en az gol pozisyonu üreten takımı! Bu da doğru.  Trabzonspor bu futbolla ve bu kadro yapısı ile bana göre hala şampiyonluk için çok eksik ve yetersiz. Ancak Abdullah hocanın gerek Başakşehir gerçeğini sabırla yaratması, gerekse Trabzonspor’u küme hattından alıp on, on bir hafta da şampiyonluk potasına sokması tesadüfi olamaz. Tecrübeli teknik adamın takımı belki az pozisyon üretiyor ama aynı şekilde az pozisyon veriyor. Dikkat edin az atsa bile üç puanları tespih tanesi gibi diziyor. Tıpkı yetmişli yılların sonu seksenli yılların başındaki Ahmet Suat Özyazıcı’nın, az atan ama kazanan Trabzonspor’u gibi! Biliyorum ki sayın Avcı, bu eksikleri bizden fazla biliyor ve takımının daha çok üretip daha çok atmasını, çok daha sistematik ve jilet gibi bir takım olmasını istiyor. Lakin o da elindeki kadronun yanlış kurulduğunu, Haziran transferlerinin yetersiz ve yanlış olduğunu biliyor. Çaresiz olarak bu kadro yapısına göre iyi futbol yerine, stratejik ve sabırlı bir oyunla ‘bir olsun benim olsun’ mantığı ile takımını hazırlıyor. Bunu da başarıyor. Haddini bilerek stratejisini belirleyen, takımını en efektif şekilde rakiplere karşı hazırlayan ve herkese puan dağıtırken şimdi herkesten puanları toplayan bir takımı bizlere sunduğu için sevgili Avcı hocaya kocaman alkışlar sunuyorum. Önceki yazımda da belirttiğim gibi bir gün Abdullah hoca bu kulüpten ayrıldığında bu durum onun yetersizliğinden değil, yönetimlerin yetersizliği veya ihanetlerinden kaynaklı olacaktır.

Trabzonspor’a yeniden kazanma duygusunu aşılayan Abdullah Avcı’yı, bu kulübe teknik adam olarak gönderen ve bu yönde talimat veren siyasilere teşekkür ediyorum. Trabzonspor’a zaman zaman ihanet dahi etseler, arada bir böyle yardımları da olmuyor değil. Onların emirleri doğrultusunda göreve getirilmiş olsa da, bana göre Abdullah Avcı zaten bu makam ve koltuğu fazlasıyla hak edecek bilgi ve donanıma sahipti. Bunu bugün demiyorum. Avcı hoca Başakşehir’in başındayken de onunla ilgili düşüncelerim pozitif yöndeydi. Yarın sonuçlar ne olursa olsun yine aynı şeyi söyleyeceğim.