Toplantıda Trabzonspor'un gündemi ile ilgili birçok şey konuşuldu. Geçtiğimiz sezon Trabzonspor'un sportif ve ekonomik başarısızlığının sebepleri ve çözüm önerileri değerlendirildi. 1967 Trabzonsporlular derneği başkanı Yusuf Ünal’ın başkanlığında toplanan dernek üyeleri Trabzonspor'un sürdürülebilir bir başarı ve ekonomik bağımsızlığa ulaşması için neler yapılabilir sorusuna farklı cevaplar verdiler. Derneğin başkan yardımcısı Emekli kurmay Albay Devlet üstün hizmet madalyalı Eğitimci Metin Taşkın, ise çok tartışılacak bir konuşmaya imza attı. Trabzonspor'un çok kötü yönetildiğini dernek mantığı ile profesyonel bir yönetim anlayışından uzak şekilde yönetilen kulübün bu şekilde zarara uğratılmasındansa satılmasının daha doğru olacağını söyledi. Bu söylediklerinin derneğin resmi görüşü olmadığını sadece kendi fikri olduğunu söyleyen Metin Taşkın sözlerine şöyle devam etti:
Artık benim için de kurumsallaşma her şeyin önündedir.
Ben aslında biraz Trabzonspor ile ilgili konuşmak istiyorum. Trabzon taraftarıyla ilgili de konuşmak istiyorum. Futbol bir kültürdür ve aynı zamanda bir endüstridir. Ben Trabzon'da futbolu herkes bilir sözüne asla inanmıyorum. Onun şehir efsanesi olduğunu düşünüyorum kesinlikle. Futbol kültürü takımına sahip çıkma kültürüdür aslında. Bir anlamda eleştiri yapacaksınız ama, mesela ben Avrupa'da futbol izliyorum hiç şampiyon olmamış takımın şampiyon kadar taraftarı var. Ve beş tane gol yemiş ve o kadar gol yemesine rağmen takımını destekleyen taraftarı var. Oysa Türkiye'de Trabzonspor taraftarı kadar kolay fikir değiştiren taraftar yoktur.
Şampiyonluğa oynayan takımı linç etme kültürü var bizde.
En ufak bir şeyde hain ediliyor çocuklar, futbolcular. Sahip çıkmak şöyledir. Bir çocuğumuz gibi düşünün, çocuğumuz hata yapmaz mı, yapar. Onu dışlayabilir miyiz, dışlayamayız. Trabzonspor sevdası böyle olmalıdır. Trabzonspor kültürü böyle olmalıdır.
Futbol endüstriyel bir şey artık günümüzde. Onu da şöyle anlıyoruz, çok güçlü ekonomilere sahip olan kulüpler hakikatten istedikleri oyuncuları alabilirken maalesef Anadolu takımları alamıyor. Trabzonspor da kısmen bunlardan biridir. Bu şekilde nasıl rekabet edilebilir diye düşündüğümüzde ya alt yapıdan oyuncu yetiştireceksiniz ya da kurumsallaşacaksınız.
Trabzonspor diasporasını harekete geçirmek lazım.
Aslında Trabzonspor'un diasporası çok güçlüdür. Trabzon kadar dış göç veren çok az il vardır Türkiye'de. Bunların hepsi iyi organize olursa, bu dernekler aracılığı ile iyi organize olursa bunların hepsi aslında Trabzonspor'un bir diasporası olur. Ve güçlü olur. Ermenistan nedir bugün? Hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur ama diasporası güçlüdür. O ayakta tutuyor o ülkeyi. Aynı şekilde Trabzonspor'un merkezde çok fazla ekonomik geliri yok. Mesela Liverpool gibidir. İngiltere'de Liverpool ne ise Türkiye'de Trabzonspor da o dur. İşsizlik çok fazla imkanlar yetersizdir. Futbol sevgisi fazladır ama endüstriyel bir durumu yoktur. O zaman ne olacak. Diaspora dediğimiz yani Trabzon'dan dışarı çıkıp başarılı olan insanları iyi organize etmek, iyi konsolide etmek bu konuda ve bunları öne çıkarmak gerekir diye düşünüyorum.
Trabzonspor'u kendisine bir rant aracı olarak gören çok fazla yazar var.
Bir de şunu eleştireceğim yine, eleştirel bakacağım. Çünkü bu toplantıda sıkıntıları da dile getirmek lazım. Trabzonspor'a bir Trabzonlunun 10 katkısı varsa Trabzonspor'un Trabzonlulara 100 katkısı vardır. Ben Trabzon'u kendisine bir rant aracı olarak gören çok fazla yazar görüyorum orada. En ufak bir şey oluyor, bunu ayyuka çıkararak bozuyorlar ortamı. Bu hiç yapıcı değil. Bir takım insanlar, adım nasıl söylenilir derdinde. Nasıl sansasyonel bir haber yaparım ve bunu nasıl topluma anlatır ve ben nasıl öne çıkabilirim diye bir anlayış var. Çok tanıdığım gazeteci arkadaşlarım var.
Ben Trabzonspor'un Satılması taraftarıyım.
Ayrıca Trabzonspor'un borçları çok doğrudur. Ama ben Trabzonspor'un satılmasından yanayım. Ben futbol konusunda Neo-liberal düşünen bir adamım. Katarlılar Trabzonspor'u alsaydı, Trabzon'u Katar’a mı götüreceklerdi? O zaman Trabzonsporlular ayağa kalktılar Trabzonspor satılamaz diye. Bu nasıl mantıktır?
Ben Türkiye'de Trabzon kadar tutucu totem ve tabunun olduğu başka bir yer görmedim. Trabzon satılamaz! Adamlar ne yaptılar gittiler Manchester City'i aldılar şu anda. Aldılar ve bu akşam Manchester City Şampiyonlar ligi finali oynuyor. Eğer Katar sermayesi gibi, onun gibi örnek veriyorum Trabzonspor'u almasının Trabzonspor'a ne zararı olabilir. Trabzon'u Katar’a götürme ihtimali var mı bunların? Dünya takımı olmasının belki de önü açılacaktı. Şimdi biz ne diyoruz? Biraz daha ekonomisi iyi olacak şu kadar borcu var, biz bu borcu nasıl ödeyeceğiz diye konuşmayacaktık belki de. Daha kaliteli şeylerden bahsedecektik. Trabzonspor'a hangi oyuncu geldi, neredeyiz şu anda, gelecek sene ne yapabiliriz diye daha büyük projeler düşünmemiz gerekirken buna karşı çıkıldı. İçinizde farklı düşünenler olabilir ama bu benim görüşüm futbol bir endüstriyse Trabzonspor'un o dönemlerde satılmasına da çok destek vermiştim açıkçası. Ama başaramadık tabi ki bunu. Ben Trabzonspor'un satılamamasının sıkıntılar oluşturduğunu düşünüyorum.