Akın, Avrasya Üniversitesinde düzenlenen Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın desteklediği Girişimcilik Haftası Etkinliklerinde hikayesini katılımcılar ile paylaştı.
 

     ARABA TUTKUSU YÜZÜNDEN BAŞLADIM
 

     Akın hikayesini şu cümlelerle anlattı. ‘’Avrasya Üniversitesi Mimarlık fakültesinde okuyorum. Birinci sınıfta okurken ticarete atılmaya karar verdim. Mevcut nelere sahip olduğumu listelemeye başladım. Birincisi ben Mimarlık okuyorum, tasarım yapmayı seviyorum ve üretim yapabilecek el yeteneğine sahibim. Baba mesleği olarak da araba paspası üretimi yapıyoruz. Birde bayanlarda pek olmaz ama büyük bir araba tutkusuna sahibim. Bu arada dünya çapında modayı takip etmeye başladım. Nasıl ürünler kullanılıyor, neler yapılıyor, tekstil olsun, ayakkabısı, çantası, ev aksesuarları olsun farklı farklı sektörlerde ürün araştırmaya başladım. Araştırmamın sonunda taş, ışıltı, pırıltı gibi şeylerin dünya modasında büyük bir ilgi gördüğünü gördüm ve ben bunları neden araba üzerinde değerlendirmeyeyim dedim. Ailemin karşısına geçip ticarete atılmak istediğimi, paspaslar üzerine taş işlemesi yapmaya karar verdiğimi söyledim. Ertesi gün kapıda yirmi tane paspas buldum. Paspaslara baktım ve nasıl bir taş bulabilirim düşünürken sadece beş yüz lira param vardı, bindim otobüse ve İstanbul’a gittim. Toptancıları dolaşıyorum, hangi semtte hangi malzemeler var, paspas üzerine nasıl malzemeler kullanabilirim onları araştırmaya başladım derken birkaç çeşit malzeme bulup geri döndüm ve paspasların üzerine işlemeye başladım. 

img-20191123-wa0007.jpg
 

KENDİ KALIBIMI KENDİM YAPTIM
 

     Yaptığım işleme nereden baksan iki, üç gün kadar zamanımı alıyordu. Dedim bu böyle olamayacak. Çok cüzi fiyatlara satılıyor, iki üç gün kadar uğraşıyorum ve emeğimin karşılığını alamadığımı düşünüyordum. Nasıl yaparım diye düşünürken taşçılara gittim, bunları nasıl yapıyorsunuz diye sordum. Baktım ki onlar benim iki günde yaptığım işi beş dakikada yapıyorlar. Ellerinde kalıplar var, onlarla çalışıyorlar. Kalıpları perakende satmadıklarını üretici firmalarının olduğunu söylediler. Düşündüm, taşındım bir kırtasiyeye gittim, zaten Mimarlık okuyorum sürekli kırtasiye ile haşir neşiriz. Kırtasiye de  kendi kalıbımı kendim yaptım. Amatörce bir kalıp oldu ama benim işimi görüyordu. Paspasları üretmeye başladım. Kendi kalıplarımla belli başlı motifler üretmeye başladım. Sonra baktım evet üretimim tamam ama benim pazarlamam yok, ürünleri yapıyorum ama satamıyorum. Satamadığımı fark edince daha geniş pazarlar aramaya başladım. Ürün yetersiz, tek çeşit satıyorsun, sadece paspas var. İnsanların yeterince ilgisini çekmiyordu.

     PES ETMEDEN ÜRÜNLERİME PAZAR ARADIM
 

      İnternetten araştırmaya devam ettim ve çok fazla çeşit olamasa da farklı farklı ürünler gördüm. Oradan ürünlerin fotoğraflarını aldım, müşterilere bunlardan da getirtebiliriz diyordum. Fakat ben bir sene boyunca bir tane ürün satamadım ve büyük bir hayal kırıklığı oldu. Bir senenin sonunda bir tane ürün sattım, o kadar heyecanlandım ki ve mutlu bir şekilde uykuya daldım. Sabah uyandım birkaç saat sonra bir telefon geldi. Elif hanım kusura bakmayın Trafik kazası geçirdik ürünü iptal ediyoruz dediler, dünyam başıma yıkıldı. Bu kadar uğraştım asla pes etmeyeceğim dedim. Sonrasında belli bir müşteri potansiyeli yavaş yavaş elde etmeye başladım. Bu arada bir yandan okuldaki ödevlerimi yetiştirmeye çalışıyorum, bir yandan maket yapıyorum, bir yandan da üretime devam ediyorum. Yaşadığım zorlu süreç bana, ürünleri tamamen kendim üretmem gerektiğini öğretti. 

img-20191123-wa0005.jpg
 

     AMATÖR MAKİNEYLE PROFESYONEL İŞ ÇIKARDIK
 

     Bana direksiyon kılıfı dikme makinesi, esnek renkli deri ve iyi bir usta lazımdı. Ailemle amatörce bir dikiş makinesinde farklı bir yöntemle direksiyon kılıfları üretmeye başladık. Ben öyle bir direksiyon kılıfı ürettim ki ne Türkiye’de, ne de Dünya da eşi benzeri yok. Üretimi bu şekilde olan yok, ürünler çok muntazam, hiçbir dikiş yok, amatör bir makineyle dikişsiz görünecek şekilde ürettik. Hem daha sağlam oldu hem de daha profesyonel gözüktü. Bu süreçte İstanbul’da sosyete pazarlarında tezgah açtık, kartımızı dağıttık. Trabzon’a geldik Uzungöl’de Araplara satış yaptık. Müşteri potansiyelim sosyete olduğu için Zorlu Center’e giderek stant bile açtık. Orada birçok ünlü ile tanıştık. Ardından geçen süreçte birçok ünlü araba aksesuarı konusunda benim ürünlerimi tercih etti. Sadece araba aksesuarı ile kalmadım kişisel elektronik cihazlara aksesuarlar üretmeye başladım. Ülkemizin ve dünyanın birçok yerine ürünlerim gidiyor. Artık evde üretmiyoruz çünkü sanayi içerisinde bir küçük fabrikam var.

img-20191123-wa0008.jpg
 

     Akın’ın başarı hikayesi büyük ilgiyle dinlendi. Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu Atike Elif Akın’a çiçek takdim etti, başarılar diledi.