Marc Bartra, Trabzonspor taraftarlarının kendisini karşıladığı anlara dikkat çekerek, ''O an inanılmaz mutlu oldum. Taraftarlarımız ile alakalı olarak şunları söyleyebilirim. Oynadığım bütün kulüpleri düşündüğümde kendimi çok ayrıcalıklı hissediyorum. Çok da şanslı hissediyorum. Oynadığım takımlara baktığınızda Barcelona’yı değerledirecek olursak, Barcelona taraftarı dünyaca tanınan bir taraftar dünyanın her yerinde taraftarı olan takımlardan bir tanesi. Borussia Dortmund’da oynadım. Taraftarının ne kadar büyük olduğunu biliyorsunuz. Real Betis’de uzun yıllar oynadım. Taraftarının ne kadar destek verdiğini takımın her zaman yanında olduğunu ve ne kadar büyük bir atmosfer yarattığını ne kadar güçlü olduklarını biliyorsunuz. Şu an Trabzonspor’da oynuyorum. Yine aynı şekilde taraftarımız her zaman her maçta yanımızda ve inanılmaz destek oluyorlar. Bu konuda kendimi ayrıcalıklı hissediyorum.’’ dedi.

TAKIMA KATILMA SÜRECİ VE ABDULLAH AVCI’YA ÖVGÜLER

Marc Bartra, Trabzonspor'a adaptasyon sürecini, ''Takıma geldiğim ilk andan itibaren gerçekten çok iyi bir hava bulduğumu söyleyebilirim. Takımda insan kalitesi çok yüksek durumda. Tabii ki oyuncu kalitesi ayrı bir durum ama insan kalitesi yüksek olduğu durumlarda takım olabilmeniz daha da kolaylaşıyor. Egoların olmadığı tamlarda daha iyi ve daha hızlı takım olabiliyorsunuz. Sadece futbolcularda değil futbolcuların yanındaki hocalarımız ve her zaman yanımızda olan kulüp çalışanları da aynı kalitede. Örneğin futbolcularla direkt iletişimi olan insanlara baktığınızda yabancı oyuncuların buraya alışmasında tercümanlar ve etrafındaki bütün insanların rolü çok önemli çünkü buraya ilk geldiğinizde bir alışma süreciniz oluyor ve o alışma sürecini beraber atlatıyorsunuz. Tabi ki beraber iş yaptığınız insanlar var. Beraber çalıştığınız insanlar var. Bunun başında da hocamız geliyor. Hocamız bize he sevgi ile yaklaşan her zaman yanımızda olan ve anlayışlı birisi. Teknik ekibimiz de öyle. Hepsi gerçekten çok iyi insanlar ve o insanlar ile birlikte çalıştığınızda ne kadar doğrular bir iş yaptığınızı anlıyorsunuz. İspanya’dan ayrıldığım zaman anladım ki yurt dışında oynama tecrübe insanı farklı şeylere alıştırıyor. Farklı şeyler öğrenmen gerektiğine ve çabuk adapte olmanız gerektiğini anlıyorsunuz’’ sözleriyle anlattı.

TRANSFER SÜRECİ

Bordo mavili takıma transferi ile ilgili detayları anlatan Marc Bartra, ''Trabzonspor’a geliş sürecim aslında çok hızlı gelişti. Tabi ki zaman alan bir süreçti. Ancak baktığınızda takımın bana olan ilgisinden yaz başından itibaren haberdardım. Takımların görüşmeleri sürerken resmi teklif belki henüz ortada yoktu ama ben bu görüşmeler sırasında Trabzonspor’un bana ne kadar gerçek ilgi duyduğunun farkındaydım. Real Betis’in oyuncu satışı yapması gerekiyordu ki bu yüzden birçok takım arkadaşımı aslında listeye yazamamış durumdaydı. Düşündüğünüzde kontratımın son yılıydı ve Real Betis benim satışımla birlikte finansal durumunda belki olumlu bir adım atacaktı. Başkanımız ve hocamızın bana gösterdikleri ilgi, takımımızın oyun mantalitesi, ortaya koyulan projeler, kazanılmış başarılar beni çok etkilemişti. Trabzonspor’un sürekli başarılar kazanmaya ve yarışmacı olmaya adanmış bir takım olması ve çocukluktan beri hem Barcelona hem de Borussia Dortmund’da oynarken alıştığım o hep başarılar kazanabiliyor olmak oyun felsefesi ile ligde her zaman yarışmacı olabilmek beni cezbeden şeylerden bir tanesiydi. Birçok şey bir araya geldi ve böyle bir durum oluştu. Betis’in oyuncu satışı yapmaya ihtiyacı vardı. Bana olan gerçek bir ilgi vardı. Aslında bu kararı almak tabi k kolay değil sonuç itibariyle baktığınızda aileniz orada ve profesyonel anlamda baktığınızda kendi adınıza bireysel bir karar almanız gerekiyordu. Aldığım bu karardan dolayı da oldukça mutlu hissediyorum. Yavaş yavaş alıştıkça, her şeyi öğrendikçe ve adaptasyon sürecini atlattıkça ben de takıma verebildiğim şeyleri en üst seviyede ve en iyi seviyede vermeye çalışıyorum.’’ ifadelerini kullandı.

KARİYERİNDE EN ZORLAYAN OYUNCU

Kariyerinde oynadığı büyük futbolcular olduğunu belirten Marc Bartra, ‘’Oynadığı en zor hücum oyuncusunun Leo Messi olduğunu söyleyebilirim. Onla hem takım arkadaşı olarak em de rakip olarak oynama fırsatı buldum. Gerçekten inanılmaz bir oyuncu. Aslında karşılıklı olarak oynadığım birçok büyük oyuncu var. Benzema ile, Cristiano Ronaldo ile beraber oynama fırsatı buldum. Onlarla maça çıktığımızda tabii ki zorlu karşılaşmalara çıkıyorsunuz. Aynı şekilde Borussia Dortmund forması giyerken Robert Lewandowski ile oynadım. Bunlar büyük oyuncular. Hepsiyle beraber oynama fırsatı buldum hem de karşılıklı rakip olarak oynama fırsatı buldum. Çok büyük oyuncular olduklarını düşünüyorum.’’ dedi.

TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTERİM

Teknik direktörlük yapmaya sıcak baktığını ifade eden Marc Bartra, ‘’Geleceğim ile alakalı olarak şu an fazla bir şey söyleyemem. Henüz bende bilmiyorum ama taktiğin çok hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Taktik üzerine düşünmek hoşuma giden şeylerden bir tanesi. Dolayısıyla bu yönde belki ilerde hocalık yapmayı düşünebilirim. Çünkü gerçekten aşkla yaptığım bir meslek olduğunu düşünüyorum. Kendimi bu mesleğe adanmış hissediyorum. Dolayısıyla ileride hoca olmayı deneyebilirim çünkü çalıştığım hocalar hem büyük hocalardı. Şu an çalıştığımız hocamız Abdullah Avcı gerçekten taktik olarak çok farklı fikirleri olan bu oyun üzerine kafa yoran kişilerden bir tanesi. Ben de tabi ki hocalardan ve çalıştığım bütün insanlardan, futbolculardan bu yönde bir şeyler öğrenmeye ve öğrendiklerimi de diğerleriyle karşılaştırıp en iyi fikri bulabilmeye çalışan kişiyim. Yine de sonuç olarak geleceğin ne getireceğini ve nasıl olacağını bilmiyorum ama şunu garanti edebilirim ki mutlaka futbolun içerisinde kalacağım. Futbolun dışında kalacağımı çok düşünmüyorum. Futbolun içerisinde devam etmek istiyorum.’’ ifadelerini kullandı.

TÜRK MUTFAĞI

Türk mutfağına hayran kaldığını açıklayan Marc Bartra, ‘’Türk mutfağının beni ilk andan itibaren çok olumlu yönde şaşırttığını söylemem gerekiyor çünkü eti çok başarılı buluyorum. Buradaki balıkların gerçekten çok lezzetli ve harika olduğunu düşünüyorum. Kahvaltının çok zengin bir kahvaltı olduğunu düşünüyorum. Türkiye bu açıdan bütün yönleriyle birlikte çok büyük bir zenginlik sahibi olan bir ülke çünkü hem kültürel açıdan hem de yemek kültürü açısından birçok farklılıklar barındıran farklılıkları da zenginliğe dönüştüren bir ülke olarak gözüküyor. Kuzey ve Güney iki farklı yemek kültürüne sahip. Türkiye dediğim gibi tamamen incelenmesi gereken zengin bir kültürü olan bir ülke.’’ dedi.

BARCELONA VE TRABZONSPOR

Trabzonspor ile Barcelona'yı değerlendiren ve ortak özelliklere dikkat çeken tecrübeli stoper Marc Bartra, ‘’Marca’ya verdiğim röportajda Trabzonspor’un oyun stilini daha önce oynadığım kulüplerin oyun stilleriyle çok benzer yönleri olduğunu söylemiştim. Şöyle düşünebilirsiniz. Aslında birbirinden tamamen çok uzak iki ülkeden bahsediyoruz. Farklı kültürler ve farklı liglerden bahsediyoruz. Farklı oyun tarzları ama yine de buraya geliyorsunuz ve daha önceki takımlarınızda bulduğunuz anlayışı buluyorsunuz. Antrenmanların içeriğini görüyorsunuz. Benzer antrenmanları yaptığınızı görüyorsunuz. Benzer anlayışta oynadığınızı görüyorsunuz. Takımın işleyişinin benzer olduğunu görüyorsunuz. Bu benim adıma çok önemliydi ve adaptasyonumu hızlandırdı. Dediğim gibi antrenmanlarda yaptıklarınız aynı. Hocanızın sizden istediği şeyler aynı. Toplu olarak yapacağınız maçlardaki bütün varyasyonları zaten daha önceden çalışmış oluyorsunuz. Örneğin Barcelona ve Trabzonspor’u ele aldığınızda Barcelona tabi ki sahaya çıktığın büyük takım gibi oynamak zorunda. Trabzonspor sahaya çıktığında büyük takım gibi oynamak zorunda. Böyle de oynuyor zaten. Şampiyonluğu getiren en büyük etmenlerden bir tanesi de bu oldu. Tabi ki aynı şeyleri uygulamak zorundasınız ve dediğim gibi birbirinden uzak ve farklı iki ülkede aynı anlayışı görebiliyorsunuz. Aynı sonucu aldığınızı görebiliyorsunuz. Tabi ki bu da benim için gurur duyulabilecek bir iş diye düşünüyorum.’’ ifadelerini kullandı.

ŞAMPİYONLUK KUTLAMALARI

Trabzonspor'un geçen sezon yaşadığı şampiyonluk sonrası kutlamaları hayranlıkla takip ettiğini belirten Marc Bartra, ‘’Videoları ilk gördüğümde dedim ki evet ben de orada olmak istiyorum. Ben de bu kutlamaların bir parçası olmak istiyorum. Ben de bu takımın bir parçası olmak istiyorum. Ben de o insanlarla aynı duyguları hissetmek istiyorum. Aslında videolarda görüyorsunuz belki ama videoların içerisinde gerçek insanlar var. O insanların duygularını, hissettiklerini gözerinden okuyabiliyorsunuz. Telefonlarıyla birlikte yaptıkları ışık şovunu gördüm. Binlerce insanın sevinçlerini gördüm. İnsanların sahaya nasıl girdiklerini gördüm. Sokaklarda nasıl kutlamalar yaptıklarını gördüm. Kutlamaların boyutlarını gördüm. Gerçekten inanılmaz bir şeydi.’’ dedi.