Trabzonspor’un sezon başında Kasımpaşa’dan transfer ettiği Eren Elmalı Trabzonspor dergisine konuştu:

Seni biraz tanıyabilir miyiz? Futbola nasıl başladın?

Ben Evren Eren Elmalı, 2000 doğumlu- yum, İstanbul'un Kartal semtinde doğdum. Futbola başlangıç sürecim her çocuk gibi mahallede başladı. Ondan sonra, 2008 yılında bir köy ziyaretinde aslında futbola ilk adımımı attım diyebilirim. Orada futbol oynarken abilerle köyün muhtarı babama, İstanbul'a gittiğin zaman Eren'i direkt bir kulübe yazdırmasını söyledi. 2008 yılında Kartalspor alt yapısına yazılarak futbol hayatım başladı. Orda 10 sene gibi bir süre oynadım. Ondan sonra Kasımpaşa'ya geldim. Önce Kasımpaşa U21 takımında ondan sonra da Kasımpaşa A takımında forma giydim.

Trabzonspor'un teklifi milli takım sürecinde gerçekleşmişti. Ben milli takımdayken bir teklif vardı. Milli takım son maçı da kesinleşmişti Trabzonspor'a transferim hatta Milli Takım son maçından sonra bunu da zaten Dorukhan abiyle ve Uğurcan abiyle paylaşmıştım. Onlar da çok mutlu olmuştu.

Tabii ilk teklif geldiğinde kendimi çok değerli hissetim. Çok mutlu oldum. Çünkü ligimizin son şampiyonu ve çok büyük bir camiaydı Trabzonspor. Müthiş bir kadrosu vardı. Teknik ekibi çok iyiydi, oyuncuları çok iyiydi. Oyuncularından zaten birkaç tanesini senelerdir tanıyordum. Trabzonspor'un teklifini düşünmeden kabul ettim ve burada olduğum için de çok mutluyum.

Takımımızın şampiyonluk kutlamaları tüm Dünya'da ses getirdi. Takip edebildin mi, neler söylemek istersin?

Tabii ki izledim. Gerçekten söylüyorum, belki de böyle bir şampiyonluk kutlaması yoktur. İnanılmaz hoşuma gitmişti. Hatta buraya gelince de şöyle bir şey düşündüm içimden; inşallah bu sene yine şampiyon oluruz ve bu şampiyonluklarda ben de olurum. İşte kendi müziğimle taraftarın karşısına çıkmayı hayal ettim. Gerçekten çok değerli bir şampiyonluktu. İnşallah bu sene tekrardan nasip olur. Biz de bu güzel taraftarımız önünde istediğimiz şarkılarla önlerine çıkarız.

Takıma dahil olduğunda neler hissettin, takımda en iyi anlaştığın kişiler kimler?

Dediğim gibi tanıdığım birkaç isim vardı. Burada gerçekten aile duygusu takıma mükemmel işlenmiş. Ben çoğu röportajda zaten söyledim. Buraya ilk geldiğim günden itibaren çok güzel karşılandım. Hiç yabancılık çekmedim. Açıkçası benim ilk transferimdi. Hani ne ola- cağını pek bilmiyordum. Nasıl karşılanırız, nasıl geçer ilk süreç filan ama gerçekten hiç olumsuz bir şey yaşamadım. Sanki senelerdir bu takımda oynuyormuş gibi karşılandım. Takımdaki oyuncuların, hocaların çok emeği var bu konuda bizim üstümüzde. Herkese çok teşekkür ederim.

Takımda en iyi anlaştığım birçok isim var. Öncelikle Yusuf Erdoğan var. Kasımpaşa'da da beraberdik. Hep beraber zaman geçiriyorduk. Burada da çok iyi anlaşıyorum onunla. Dorukhan abi, Uğurcan abi var, Ömür var. Hepsiyle çok iyiyim ve aramız çok iyi. Sağ olsun hepsi çok yardımcı oluyor bana.

Trabzonspor'la ilk maça çıktığında neler hissetin? İlk maçında kupa coşkusu da yaşadın, duygularını bizlere anlatır mısın?

İlk resmi maçım Süper Kupa Maçıydı. Çok güzel duygulardı. Taraftarlarımız maça çok büyük ilgi göstermişti, 40-50 bin kişi vardı sanırım. Olimpiyat Stadyumu'nda maçtan önce sahaya çıktığımda sadece böyle tribünleri izledim. Hani rakip olarak oynamak farklı evet hissediyorsunuz taraftarı ama şimdi o takımın oyuncusu olarak sahaya çıkmak çok daha farklı. Dediğim gibi ilk çıktığım zaman böyle baya seyretmiştim taraftarlarımızı ve çok hoşuma gitmişti bizi desteklemeleri. İlk maçımızda da zaten kupa kazandık ve sezona kupayla başladık. İlk maçımda kupa almak çok güzel ve çok özel duyguydu benim için. Böyle de devam edeceğini umu- yorum. Başarılarla dolu maçlar ve kupalı sezonlarla inşallah böyle devam eder.

Stadımızın atmosferi ve taraftarlarımız hakkında düşüncülerin nelerdir?

Dediğim gibi rakip olarak oynayınca zaten anlıyorsunuz nasıl büyük bir camiaya geldiğinizi Taraftarın baskı- sini saha içerisinde anlayabiliyorsunuz. Ama bu takımın oyuncusu olunca çok daha farklı oluyor. Sizi böyle bağrına basmaları, sizin isminizi haykırmaları çok daha farkIı. Gerçekten mükemmel bir taraftarımız var. Koşul ne olursa olsun her türlü bizi destekliyorlar. Biz bunu hissediyoruz. Sağ olsunlar. Büyük bir camia, büyük bir şehir Trabzon. Biz de bu taraftara bu camiaya elimizden geldiği şekilde hem saha içinde hem de saha dışında layık olmaya çalışıyoruz.

Milli takımımızda da ülkemizi temsil ediyorsun. İlk kez A milli takıma çağrıldığın haberini alınca neler hissetin?

Çok farklı bir duygu çünkü tüm Türkiye'yi temsil ediyorsun. Takımını temsil ediyorsun. Her futbolcunun belki de en büyük hayallerinden birisidir kendi ülkesinin milli takım formasını giymek. Benim de en büyük hayallerim- den bir tanesiydi. Gerçekten çok gurur verici bir andı benim için ilk öğrendiğimde hatta çok sevinmiştim. Sevdiklerimi aramıştım, paylaşmıştım bu duyguyu. Bana nasip oldu. Çok güzel bir duygu herkesin yaşaması gereken bir duygu. İnşallah isteyen ve çalışan herkese nasip olur.

Kariyerinde ilk kez Trabzonspor formasıyla Şampiyonlar Ligi maçına çıktın. Nasıl bir duyguydu, neler hissetin? Takımımız Avrupa macerasına Konferans Ligi ile devam ediyor. Konferans Ligi hakkındaki düşüncelerin nelerdir?

Öncelikle çok değerliydi benim için. Şampiyonlar Ligi müziğini duymak hele de Trabzonspor sahasında duymak çok değerliydi. Ama istemediğimiz sonuçlar oldu Şampiyonlar Ligi'nde tabii ki futbolun içerisinde olan bir şey yani. Bazen istediğimiz şeyler olmuyor. Avrupa'da da iyi gittiğimizi düşünüyorduk ama işte dediğim gibi fut- bol yani bu. Her an her şey olabiliyor. Maçı kazanacağız diye sahaya çıkıyoruz ama her zaman olmuyor. Futbolun getirisi yani futbolda olan şeyler. Şu an Konferans Ligi'ndeyiz ve rakibimiz belli oldu. Tabii ki gidebildiğimiz kadar en üst seviyeye gitmek istiyoruz Konferans Ligi'nde ve bu kadro genişliğine da sahibiz. Bu yetenek ve güç elimizde var. Dediğimiz gibi elimizden geldiğince en iyi şe- kilde Konferans Ligi'nde Trabzon'u ve tüm Türkiye'yi en İyi şekilde temsil etmeye çalışacağız.

Gittikçe yükselen bir performansın var. Formunu nasıl koruyorsun, özel çalışmaların var mı?

Futbol takım oyunu. Takım ne kadar iyiyse ben de ister istemez o kadar iyi gözüküyorum. Çünkü takım iyi oynayınca sen de takıma katkı vermek için iyi oynamış oluyorsun. İyi performans sergilemek istiyorsun. Kendi performansıma gelirsek tabii ki öz eleştiriye açık bir insanım. Çok öz eleştiri yaparım kendime. Eleştiriye de açığım. Her maçtan önce ve her maçtan sonra eksiklerimi veya neyi daha iyi yapabilirim diye çalışıyorum. İşte analiz ekibimle menajerimle konuşuyorum veya dışarda fut- bol aklına güvendiğim bir insanla da konuşabiliyorum. Bunları uygulayınca zaten saha dışında veya saha içinde otomatik olarak performansımı etkiliyor. Bir maç önceki Eren'den daha iyi nasıl olabilirim diye her gün bunu tekrarlıyorum ve her gün çalışıyorum.

Trabzon'daki sosyal hayatın nasıl gidiyor, şehrimize alıştın mı?

Şehir gerçekten çok güzel. İlk geldiğim zaman biraz zorluk çektik açıkçası çünkü buraları hiç bilmiyordum. Şimdi ise sürekli yaylalara gidiyoruz. Kahvaltı yapıyoruz. Tarihi yerleri geziyoruz. Bu yüzden çok iyi bir yer aslında Trabzon şehri, Hani gelip görülmesi gereken bir yer ger- çekten. Tarihi bir şehir ve bulunduğu konum gerçekten çok iyi. Dediğim gibi ilk geldiğim zaman biraz yabancılık çektim bilmediğimiz yer, bilmediğimiz bir coğrafya ama şu an her şey çok güzel. Buranın bir ferdi olarak hissediyorum kendimi ve tamamıyla buraya alıştım diyebilirim.

Genç oyuncular için Trabzon şehri fırsat mı?

Kesinlikle evet diyebilirim. Ben de arkadaşlarımla konuştuğum zaman bunu söylüyorum. Çünkü burada tamamen odağın futbol oluyor. Futbol dışı bir şeye odaklanmıyorsun. Bence bu çok güzel bir şey. Özellikle bizim gençlerimiz için tek odak noktan futbol olması gerçekten iyi. Buradaki inanların size bakış açısı da seni çok aynı bir motive diyor çünkü insanların senden beklentisi yüksek. Buradan Avrupa'ya gitmek bence daha kolay. Çünkü burada tüm odağın futbol oluyor. Bunu da değerlendirmek lazım tabii ki.

Şehrimizi geziyor musun, doğası ve yemekleri hakkındaki düşüncelerin nelerdir?

Valla doğasına zaten söylenecek bir şey yok; gerçek- ten inanılmaz. Şehrin yemekleri de çok güzel ve farklı tatlar var. Özellikle balık... Hani İstanbul'da da balık yiyoruz ama ben bunu hep söylüyorum özellikle çevreme ve takım arkadaşlarıma, bu zamana kadar İstanbul'da hiç balık yememişim. Burası çok çok farklı çok çok farklı lezzetler var. Biz de tabi çok fazla olmamak kaydıyla kilo almadan bundan faydalanmaya çalışıyoruz.

Oynadığın mevkide bakıp örnek aldığın dünya çapında oyuncular var mı? Oyun tarzını kime benzetiyorsun?

Ben çok maç izlerim. Böyle çok az insanın izlediği ligleri de izliyorum diyebilirim. Hiç maç ayırt etmem. Kendime yakın gördüğüm oyuncu Theo Hernandez diyebilirim. Milan'ın sol beki. Kendisini çok beğeniyorum. O da genç zaten, 1997 doğumlu. Oyun stilimi de ona benzeti- yorum. Çoğu kişi de zaten beni ona benzetiyor. Sık sık onun maçlarını izlemeye çalışıyorum. İzliyorum da. Bana yakın gördüğüm oyuncu Theo Hernandez.

Kariyerin boyunca seni en fazla zorlayan oyuncu kimdi?

Bunu yakın bir zamanda Edin abiyle de konuşmuştuk. Ben Edin Visca demiştim. Gerçekten çok çok akıllı bir futbolcu. Böyle 3-4 saniye sonrasını düşünen bir futbolcu. Hatta birkaç örnek vermiştim. Biz Kasımpaşa-Başakşehir maçında karşılıklı oynarken böyle arkama bakmıştım Edin abi yoktu. 5-10 saniye sonra top kaleciden döndü. Bir baktım Edin abi gol atmış. Bu durumu onunla da konuştuk ve Edin abi bana; Bosna'da bir hocası ona söylemiş, 4-5 saniye sonrasını hayal et diye. Ben de onu yapıyorum dedi. Benim için kötü olmuştu ama onun için atak gol ile sonuçlanmıştı. Ben, Edin Visca diyeceğim gerçekten çok çok akıllı bir futbolcu. Çok zor yani böyle oyuncuları durdurmak.

Gelecek için düşüncelerin neler? Avrupa'da oynama hedefin var mı, ileri de kendini nerelerde görmeyi hedefliyorsun?

Tabi ki benim de her futbolcu gibi Avrupa'da oynama hedeflerim var. Ama kısa vadede şu an hedefim ben Trabzonspor'da şampiyonluk yaşamak istiyorum. Bunun için çalışıyoruz takımca ben de bunun için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Benim şu an tek hedefim Trabzonspor'la şampiyonluk yaşamak.

Avrupa'da oynamak istediğin bir lig var mı?

Premier Lig tabi ki en üst seviye bana göre, Bundesliga'da çok hoşuma giden bir lig. Bundesliga ve Premier Lig diyebilirim.

Sinema ve müzikte bir tarzın var mı? Neler izler ve dinlersin?

Açıkçası müzikte bir tarzım yok. Kulağıma güzel gelen her türlü müziği dinlerim. Ayrım yapmadığımı söyleyebilirim. Çok da müzik dinlerim. Film ve dizi olarak da tarihi konuları ele alan film ve dizileri izlemeyi çok severim.

Bizim sormak istediğimiz sorular bunlar, senin eklemek istediğin bir şey var mı?

 Röportaj için çok teşekkür ederim.

Editör: Mert Yıldırım