Trabzon 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Trabzon Havalimanı'nda 13 Ocak 2018'de yolcu uçağının pistten çıkarak denize metreler kala durabildiği kaza sonucu hakkında "taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan dava açılan ikinci pilot İrfan Yavuz ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Aynı suçtan tutuksuz yargılanan ve daha önce talimatla ifadesi alınan birinci pilot Ender Bayraktar ise duruşmada yer almadı.

İrfan Yavuz, savunmasında, yaklaşık 20 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri'nde pilotluk yaptıktan sonra kazaya karışan şirkette 2 yıldır ikinci pilot olarak görev yaptığını, diğer sanık 62 yaşındaki Ender Bayraktar'ın ise tecrübeli bir pilot olduğunu söyledi.

Olay günü 3 uçuş gerçekleştirdiklerini belirten Yavuz, kendisinin uçan pilot olduğunu, birinci pilotun ise gözlemci pilot olarak görev yaptığını ifade etti.

Yavuz, Trabzon Havalimanı'na yaklaştıklarında kule operatörünün kendilerine yanıltıcı bilgi verdiğini iddia ederek, "Kuleyle bizdeki bilgiler uyuşmadı. Kullandığımız uçak düşük uçuş şartlarını taşıyan donanıma sahipti ancak Trabzon Havalimanı'nın bu şartlara ait bir altyapısı yoktu" dedi.

Uçak piste yaklaşana kadar otomatik pilotun belirli bir mesafeye kadar uçağı indirdiğini, daha sonra pilotların kontrolü aldığını aktaran Yavuz, "Kontrolü aldığımda yanlışlıkla otomatik pas geçme sistemini aktif ettiğimi fark ettim. Gaz kolunu rölantiye alarak düzelttim. Usulünce bu sistemi devre dışı bıraktım. Fakat birinci pilot ısrarla otomatik pas geçme sisteminden bahsediyordu. Yanlışlıkla bastığım hatayı usulünce bertaraf ederek uçağı kontrollü şekilde indirdim" diye konuştu.

Kontrollü şekilde uçağı piste indirdiği için kazanın bundan kaynaklanmadığını ileri süren Yavuz, "Birinci pilot ikaz etmesi gerekiyordu, yapmadı. Kule operatörü yanıltıcı bilgiler verdi. Sağ motor geri itiş sistemi arızalıydı. Birinci pilotun gaz pedalına eliyle müdahale etmesi gerekirken yapmadı. Ayrıca havalimanlarında pist kenarlarında 90 metre mesafe bulunur. Trabzon Havalimanı'nda ise bu mesafe 40 metre civarı. Bu şartlar gerçekleşseydi kaza gerçekleşmezdi" sözlerini kullandı.

Kaza sonrası bir yolcunun, kabin görevlilerinin talimatı olmadan acil çıkış kapısını açması nedeniyle hidrolik sıvısının uçağın içine dolması sonucu oluşan koku ve sıvı dolayısıyla yolcuların tahliyesinde güçlük yaşandığını ifade eden Yavuz, üzerine atılı suçlamaları ve diğer sanığın beyanlarını kabul etmediğini dile getirdi.

Cumhuriyet savcısının sağ motor geri itiş sistemindeki arızanın uçuşa engel olup olmadığı yönündeki sorusuna Yavuz, "Sağ motordaki arıza uçuşa engel değildir fakat sistem çalışsaydı kaza meydana gelmezdi" yanıtını verdi.

Yavuz, mahkeme heyetinden, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması hükümlerinden yararlanma ve duruşmalardan vareste tutulma talebinde bulundu.

Uçakta bulunan yolculardan N.İ., kazadan psikolojik olarak etkilendiğini ve olaydan sonra bir daha uçağa binemediğini söyledi.

Müştekiler A.Ş.K., ve F.Y. ise kazada yaralandıklarını belirterek, pilotların yargılanmasını istedi.

Müştekilerin davaya taraf olarak katılma talebini kabul etmeyen ikinci pilot Yavuz, müştekilerin suçtan zarar görmediklerini ve şirket tarafından zararlarının giderildiğini, noter huzurunda şikayetten vazgeçtikleri belgeyi imzalayarak şirketten 20 bin lira ödeme aldıklarını öne sürdü.

Cumhuriyet savcısı ve avukatların beyanlarının ardından mahkeme heyeti, sanıkların mevcut hallerinin devamına, sanığın duruşmalardan vareste tutulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.