Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu; 4. Uluslararası İpekyolu İşadamları Zirvesi’nin Taşımacılık ve Lojistik Oturumunda, “Çin’in Bir Kuşak Bir yol Girişimi, Orta Koridor ve Trabzon” başlıklı bir bildiri sundu. Profesör Bocutoğlu bildirisinde aşağıdaki görüş, değerlendirme ve önerilere yer verdi:

“Çin tarafından 2013 yılında başlatılan ve Asya, Afrika ve Avrupa’yı deniz, kara ve demir yolları, limanlar, enerji hatları, kara ve deniz lojistik merkezleri ve fiber optik kablolarla birbirine bağlamayı amaç edinen Bir Kuşak Bir yol Girişiminin bütçesi başlangıçta 1 Trilyon Dolar olup, ana finans kurumu Türkiye’nin de % 2.5 hisse sahibi olduğu Asya Altyapı ve Yatırım Bankası’dır. 76 ülkenin katılımı ile Asya, Afrika ve Avrupa’yı birbirine bağlayacak olan girişim, Dünya GSYİH’nın % 60’ından fazlasını, Dünya Nüfusunun % 70’inden fazlasını ve Rezervi Kanıtlanmış Enerji Kaynaklarının % 75’ini temsil etmektedir. 

prof-dr-ersan-bocutoglu-3.gif

Kısa ve orta dönemde bir ekonomik proje olduğu son derece açık olan Bir Kuşak Bir yol Girişiminin uzun dönemde bir Jeopolitik projeye dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle katılımcı ülkelerin bu proje konusundaki tepkileri farklılık göstermektedir. Kısa, orta ve uzun dönemde komşularımız İran ve Gürcistan için son derece yararlı olan bu girişim, Türkiye ve Rusya gibi ülkeler bakımından kısa ve orta dönemde kazançlı olsa da, uzun dönemde doğuracağı jeopolitik sonuçlar bakımından çekince ile karşılanmaktadır. Doğal kaynaklar bakımından zengin 17 milyon kilometre karelik toprağı ve azalan nüfusu ile Rusya, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri bakımından duyarlı olan Türkiye, girişimin uzun dönemli sonuçlarını dikkatle değerlendirmektedir. Çin’in Uygur Otonom Bölgesindeki uygulamaları konusunda, Türkiye kamuoyunu rahatlatıcı düzenlemeleri, tedbirleri ve açıklamaları beklenmektedir. 

Bir Kuşak Bir Yol Girişimi Kapsamında Çin, altı ekonomik kara koridoru geliştirmiştir. Bunlardan ülkemizi ilgilendiren ekonomik koridor Çin-Orta Asya-Batı Asya Ekonomik Koridorudur. Çin’den başlayan Orta Asya-İran-Türkiye hattında devam eden demiryolu koridoru, ABD-Körfez Ülkeleri--İran arasındaki küresel gerilimden aşırı derecede etkilendiği için, Türkiye, Orta Koridor adını verdiği Çin-Kazakistan-Hazar Denizi-Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye hattını tercih etmektedir. Nitekim Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi ile birlikte Türkiye’nin boğazlarından geçişi sağlayan köprüler ve tüp geçitler, Orta Koridorun faaliyete geçmesini imkân sağlamıştır. Yeniden şekillenen Dünya Düzeninde güç merkezinin batıdan Doğuya kaydığı açıktır. Bu bağlamda Türkiye ile Çin’in ilişkilerini geliştirip derinleştirmeleri kaçınılmazdır.   Bu nedenle Türk kamuoyu, Çin-Türk ortak çıkarlarını zedeleyecek uygulamalar hususunda hassasiyet taşımaktadır.  Orta Koridor, Güney Kafkasya üzerinden Türk Dünyasını ekonomik olarak birbirine yaklaştırmıştır. Bu noktada Orta Asya ülkelerinin ekonomik refahının arttırılması ve güvenliğinin sağlanması Türkiye’ye ekstra sorumluluklar getirmektedir. Bu sorumlulukların, sağlam bir Türkiye-Rusya ilişkiler ağı olmaksızın gerçekleştirilmesi zordur. 

Bakü-Tiflis-Kars Demiryolunun devreyle girmesi ile birlikte artık Bir Kuşak Bir yol Girişiminin Orta Koridoru hayata geçirilmiştir. Doğu Karadeniz Bölgesinin Orta Koridordan istifade edebilmesi ve Karadeniz havzasında yer alan ülkelerin limanlarının Bir Kuşak Bir Yol Girişimine dahil olabilmesi için, Trabzon Limanının Türkiye Demiryolu Ağına bağlanması stratejik bir mecburiyet haline gelmiştir. Bu bağlamda Mustafa Kemal Atatürk’ün 15 Eylül 1924 yılında Trabzon’u ziyaretlerinde yaptıkları, ”Bu feyyaz, ahalisi zeki, müteşebbisi çalışkan olan Trabzon’umuzu az zamanda dâhili şimendiferle raptolunmuş, güzel rıhtım ve limanla teçhiz edilmiş görmek nuhbe-i amalimdir.” vasiyetinin yerine getirilme vakti gelmiştir.”