Şampiyonlar Ligi Play-Off maçının ikinci ayağında, ilk maçta deplasmanda 2-1 kaybettiği Kopenhag takımını sahasında ağırlayan Trabzonspor, seyircisinin büyük desteği ile başladığı ve net pozisyonlar bulduğu maçta, maalesef arzuladığı gole ulaşamayınca, maç 0-0 sona erdi ve camia olarak çok istememize rağmen, Şampiyonlar Ligine kalan takım Kopenhag oldu.

Maçın ilk yarısının ilk bölümünde, Djaniny ile yakaladığımız net pozisyon gol olsa, belki de şu an başka şeyler konuşuyor olacaktık. Avrupa Kupalarında, daha önceki yıllarda çok iyi oynayıp şanssızlık sonucu 2 kez elendiğimiz Kopenhag’a,  maalesef 2 maçta da üstün olmamıza rağmen, yine elendik. İlk maçın ikinci yarısı ve bu maçın genelinde baskılı oynayan, rakibe pozisyon vermeyen ve net pozisyonlar bulan taraf Trabzonspor olmasına rağmen, gol atmayı başaramayınca, Şampiyonlar Liginin kapısından dönülmüş oldu.

Dün, mükemmel destekleri nedeni ile taraftarlara ve elenmelerine rağmen ellerinden gelen mücadeleyi yapan futbolculara teşekkür ediyorum. Bugün, sahada verdiğiniz mücadele karşılığını alamasa da sakın üzülmeyin. Kaldırın kafalarınızı ve dik durun. Trabzonspor’da hedefler bitmez. Bu mücadele gücünü göstermeye devam ederseniz, Avrupa Kupasında ve Ligde yeni başarılara koşmamanız için hiç bir neden yok. Geçen sene  biz ne dedik? “O sene bu sene, bundan sonra her sene” mücadeleye devam…

Şampiyonlar Liginin kapısından dönülmesi nedeniyle suçlu arayacak değiliz ama bazı tespitlerde bulunmamızın, bundan sonraki süreç için yol gösterici olacağı inancındayım. Hamsik ve Visca gibi iki yıldızımızın sakat olması şanssızlığının yanında, acaba geçen yıl transferi lig başlamadan bitiren yönetim, bu yıl transferde aynı performansı gösterebilse, bugün yaşanan sonuç yine aynı olur muydu? Antalyaspor maçının ilk yarısında olduğu gibi, deplasmandaki Kopenhag maçının ilk yarısında da boşa geçen koca bir 45 dakika var. Dün maçın genelinde oynadığımız oyunu o gün maçın başında oynasak, acaba sonuç yine aynı olur muydu? Bu soruları daha da çoğaltabilsek de, ne yazık ki sonucu değiştiremeyiz ama bundan sonrası için belki önlem alabiliriz.

Abdullah Hocam önceki gün basın toplantısında taraftarlara seslenerek, “Oyunu kurmak için geriye de oynayabiliriz, bu dakikalarda da desteğe devam edin” dedi. Yani futbolculara tepki vermeyin demek istedi ama ilk yarının uzatma dakikalarında, 2 dakikanın boşa geçmesi ve ardından 2. yarının uzatma dakikalarının son bölümünde, topun Uğurcan’a oynanması, seyircinin haklı olarak tepkisine neden oldu. 

Sayın Hocam; Futbolcuların ruhuna öyle işlemişsiniz ki, müsait pozisyonda olsa bile topu alan mutlaka ya yana, ya da geriye dönüp pas yapıyor. Topa daha çok sahip oluyoruz belki ama hızlı top çeviremediğimiz için sonuca gitmekte zorlanıyoruz. Hocam; Elinizdeki kadro çok kaliteli bir kadro ve daha da takviye yapılacak sanırım. Ayrıca sakat oyuncularımız da dönecek. Sizden ricam, bu takımın özgürlüğünü baskılamayın, kırın zincirleri…