Fenerbahçe'yi yenerek yükselişe geçen Trabzonspor zorlu Gençlerbirliği deplasmanında son 10 dakikada bulduğu 2 golle 3 puan almasını bildi.

Gençlerbirliği'nde çok formda bir sezon geçiren Stancu’nun eksikliği hissedildi. Başkent ekibinin teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu üçüncü bölgede çok etkili olan Trabzonspor’un hücumlarını temaslı sert futbol ile kesmeye çalıştı ve ilk yarı bunu nispeten başardı. Gençlerbirliği, gol için çok önemli bir fırsatı henüz maçın başlarında boş kalenin filelerini havalandıramayarak kaybetti.
 

Mücadelenin ikinci yarısında Gençlerbirliği oyuncuları hakemin de müsadesiyle sertlik derecesini daha da arttırarak Trabzonspor’un pas yapmasını engelledi.
 

Maçın normal süresine yaklaşık 10 dakika kala verilen penaltıyı gole çeviren Sosa, takımını öne geçirdi. Bundan sonra maç tam da Trabzonspor’un istediği oyun şablonuna döndü topu rakibine teslim eden Bordo-Mavili ekip, kontrolsüz gelen Gençlerbirliği ataklarını savuştururken kazanacağı topları hızlı kullanarak kontra atakla farkı arttırmayı düşündü.
 

Trabzonspor; Jose Sosa'nın ortasında Sørloth’un indirdiği topa hareketlenen Nwakayaeme’nin harika vuruşu ile farkı ikiye çıkardı. 

*****

Trabzonspor'un ikinci golünden sonra hakem, Bordo-Mavili oyuncuların maç boyunca dayak yemesine adeta seyirci kaldı.
 

Bugüne kadar hayatında kırmızı kart görmediği halde; ligdeki ilk ihtarını dahi geçtiğimiz hafta Fenerbahçe maçında haksız yere almış, bu kadar centilmen bir oyuncuyu çileden çıkaran "Kiralık katil" Baiano'nun; futbol hayatına kasteden tekmelerine değil Sørloth’a kırmızı kart gösterilmesi, hakemin; sürekli algı mühendisliği yaparak maçın sahada değil masada kazanmak isteyenlerin etkisi altında kaldığını gösterdi.
 

Özellikle sarı karttan sonra VAR’a giden hakeme ne söylendi de Sørloth kırmızı kart görürken onu defalarca tekmeleyen Bayiano Kırmızı görmedi anlamak mümkün değil. Sörloth, yediği ilk tekmede kendini yere atmalıydı ama "adam" futbol oynamak için sahada... İkinci-üçüncü tekmelerde bile ayakta kalıyor. Daha fazla yememek için Baiano’yu itiyor. Baiano da sanki o tekmeleri kendi yemiş gibi mükemmel bir oyunculukla yere atlıyor. Sörloth, aldığı darbelerin hemen ardından kendisini Baiano gibi yere atsaydı sanırım Baiano cinayete teşebbüsten yargılanırdı.
 

Hakemler, Nwakaeme ve Sørloth gibi ligimize değer katan sadece futbol oynayan kesinlikle hakemi aldatmayan kolay kolay düşmeyip rakibine ve yaptığı işe saygı duyan oyunculara destek vereceğine kırmızı kart göstererek cezalandırıp Türk futboluna en büyük kötülüğü yapıyorlar. 
 

Herhalde Trabzonspor'un, rakiplerini sahada yenmesi yetmiyor; hakemleri ve bu hakemlerin bu şekilde adaletsiz maç yönetmesini sağlayan lobileri de yenmesi gerekiyor. 
 

*****
 

Türkiye’yi bilen ve uyum sorunu yaşamadan takıma adapte olan yeni transferler Ndiyaye ve Guilerme’nin Trabzonspor’a kalite kattığını söyleyebiliriz. Bu maç özelinde Sosa ve Obi Mikel'in etkisiz futbolu Trabzonspor’un skoru bulmasının gecikmesinin başlıca sebebi gösterilebilir.
 

Uğurcan, Trabzonspor’u maçta tutan yüzde yüzlük kurtarışı ile yine kalitesine yakışır bir maç çıkardı. 
 

Hüseyin Çimşir; özellikle 2-0 dan sonra rakibi kontrolsüz yakalamışken Sørloth’u, oyuncunun gol atabileceğini düşündüğü için çıkartmadı ve bu Trabzonspor’a pahalıya patladı. Trabzonspor formda golcüsünden yoksun olarak en az iki maça çıkacak.
 

Bu maçlarda kendisinden çok şey beklenen Sturridge ve sakatlıktan sonra eski formunu bulmakta zorlanan Ekuban’ın performansı oldukça önem kazandı.
 

*****

Kritik bir maçta üç puan kazanmasını bilen  Trabzonspor'un şampiyonluk yürüyüşü; rakiplerinin puan kaybetmesiyle devam ediyor. 
 

Fenerbahçe, Alanyaspor, Sivasspor ile Başakşehir'in eksiklerinin arttığı ve yara aldıkları maratonda; Trabzonspor artık bol alternatifli bir kadrosu ve yavaş yavaş oturttuğu oyun sistemi ile şampiyonluğun en büyük adaylarından...
 

Selam ve Saygılarımla