Adana’dan çok umutluydular, kendilerinden emin olmayacak kadar…

 Tekbir ağızdan ağlıyor şimdi “penaltı ucuzmuşçular”…

Erman'ından azmanına kadar, hatta bizim şirin görünme havasındaki eski futbolculara varana dek herkes “değil” yönünde hemfikir...

Etiketi ve çapı ölçüsünde yorumluyor kendince herkes…

Hâlbuki yorum başka bir şey, analiz bambaşka... Daha doğrusu herkes işine geldiği gibi yorum yapıyor.

Bir projektör tutalım o pozisyona...

O hareket ceza sahasının içinde, nerede yapılırsa yapılsın net penaltı değil...

Burada gözardı edilmemesi gereken husus, pozisyon analiz edilirken isimler üzerinden bir değerlendirme yapılmalıdır.

 Visca, seri ve sprintler bir oyuncu… Zaten daha ağır bir ismin o pozisyona o şekilde girme ihtimali yok. Rakibin, bir nizami şarjı ile kontra başlamadan bitebilirdi de… 

Devam edelim…

Rakip, taca çıkacak topu çevirip, bize asist yapmış, iki – üç pas neticesinde Visca topla kontra sonucu buluşmuş ve aktif alanda yapacağı tek vuruş, net  gol vuruşudur, bunun böyle  olacağı aşikar…

Yani arkadan gelen adam bariz gol şansını engellemiştir ve pozisyon bu yönüyle net penaltıdır...

Gelelim işin trajikomik yönüne...

Dinimize söven Müslüman olsa söyleyişine ya da yavuz hırsız ev sahibi repliğine...

Veya Rahmetli Sümer'in "haksızlığı hak bilen" diye tanımladığı sünepelere...

Dün akşam maçın ardından, lig şaibeliymiş diye basın açıklaması yapan çapsızlar...

Emeklerimizi, duygularımızı, hayallerimizi çalanlar…

2011'de nasıl bir hırsızlık/şike yaptığınızı değil Türkiye, dünya biliyor...

Sizi; Fetöcüler, toplumsal infial çıkarmak için yani kendi emelleri doğrultusunda

ifşa ettiler diye ,

iktidarından muhalefetine herkes siyasi rant uğruna sizi kurtarmak zorunda kaldı diye,

şurada 2-3 hafta ayağımız tökezledi diye, ( ki Rize’niz/ ki Erol’unuz/ ki Volkan’ınız tam saha kapanıp bir puana, kimi de hakemle 3 penaltı ve 3 puana razı oldu/lar diye)

aç tavuk buğday ambarı misali ola ki Adana’da acılı yerse Trabzon, puan farkı  8’e iner, ondan sonrası da 2011 sürecine döner nevinden kirli  rüyalarınız var diye

 arsızlaştıkça arsızlaştınız...

Şimdi de çıkıp bir penaltı evet sadece bir penaltı üzerinden  bütün bir yıla damga vuran, ligin içinden geçen bir takıma çamur atıyorsunuz…

Hiçbir şeye bakmazsanız Cuma akşamı 6 attığınız can dostunuzla oynadığınız maçınıza bakın...

                “27.saniyede neyin öfkesiydi de kırmızısı oldu”yu sorgulamak şöyle dursun, penaltılar tam sizlik, tam bir terbiyesizlik…

Adam yere düşerken elini mi kesecek de topu kesecek...

Aynı pozisyon, sizinle oynadığımız maçta Serdar Aziz'e olmadı mı ve hakem penaltı vermeyip maçı devam ettirmedi mi?

Neyin şaibesi...Şaibe; siz…

Söyleyin, hangi şampiyonluğunuz şaibesiz…

Ya da hanginizin bir diğerinden farkı var…

Hepiniz tek yürek oldunuz… Kartallısı, Aslanlısı,  bize saldırıyorsunuz...

Çok değil daha 2-3 sene önce yani Var'dan hemen önce

Galatasaray sadece 15 puanı piero belgeli ofsayttan attığı golle toplamadı mı ve şampiyon olmadı mı...

Haram şampiyonluklar yaşamadınız mı her biriniz....

Katlettiniz duygularımızı; kendi güdümünüzdeki fedarasyonlarla, onlara bağlı kurullarla, hakemlerle, basınla, satılık spor yorumcularınızla şampiyonluklarımızı, çocuklarımızın hayallerini çaldınız hepiniz...

Onlarcası  değil, yüzlercesi sayılır…

 Deniz Ateş Bitnel vakasının dünya futbol tarihinde eşi mahalle maçında bile yoktur...

Ve şimdi tek ses olup utanmadan cırlıyorsunuz...

Siz cırlayadurun, kervan yürüyor  ve hedefe de vardı varacak… 38 yıllık vuslat, vuslata erecek…

İşte bundandır ki TFF Başkanı'ndan MHK Başkanı'na kadar hepinizin şirazesi şaşmış…

Adam istifa ederken bile, istifa gerekçelerinden biri de Trabzonspor'un şampiyonluğu yürüyüşü diye açıklama yapıyor…

 Ne büyük bir takımmışsın ki hepsinin çarkına kanırta kanırta çomak sokmuşsun be Trabzon…

Ezcümle...  Kanırta kanırta şampiyon…